Simon Ostrovsky, Emily Rhyne, Ben Laffin / The New York Times
Ukrayna’daki 375 binden fazla kişi şiddetten kaçmak için Moldova sınırını geçti. Çoğu Avrupa Birliği ülkelerine gitti ancak 100 binden fazlası kaldı. Moldova Avrupa'nın en küçük ve en fakir ülkelerinden biri olmasına rağmen kişi başına en fazla sayıda Ukraynalı mülteciyi alan ülke oldu. Moldova'daki yetkililer derin travma yaşayan insanlara ev sahipliği yapıp ihtiyaçlarını karşılamak için yoğun çalışmalar içinde. Mülteci kabul eden diğer ülkelerin aksine, Moldova ne NATO ne de Avrupa Birliği üyesi. Yani büyük ölçüde kendi hallerine bırakıldılar.
Daha beter olabilir
Moldova Dışişleri Bakanı Nicu Pope “Savaşın çıkmamasını umduk. Sınırlarımızın yakınında büyük çaplı bir savaş olacağını düşünmemiştik ama yine de bunun için hazırlanıyorduk” diye konuştu. İstiladan hemen önce yapılan bir iç inceleme, Moldova'nın 10 bin ila 15 bin mülteciye ev sahipliği yapabileceğini gösterdi. Popescu, "Şu anda durum zaten kötü. Ancak birkaç gün içinde çok daha beterleşebilir” dedi.
En savunmasız olanlar
Moldova'da kalan insanlar genellikle yurt dışı bağlantısı veya arabası olmayan, en savunmasız kişiler. Moldova'nın başkenti Kişinev'de mülteciler için devlet tarafından işletilen tesislerin kapasitesi neredeyse doldu. Yakın zamana kadar Covid-19 hastanesi olarak kullanılan kentin fuar merkezi, aileler için geçici bir barınağa dönüştürüldü. Bir Olimpiyat Eğitim Stadyumu 850 mülteciye ev sahipliği yapmak için kullanılıyor. Aynı zamanda, hükümet ülkenin sınırında Viktoriia Kuchmenko ve ailesinin güney Ukrayna'daki Mıkolayiv'den kaçtıktan sonra sığındıkları küçük bir çadır kampı kurdu.
Kuchmenko, “Odesa'dan geçerken çocuğum sürekli 'Burası güvenli mi, burada ateş etmiyorlar mı?' diye soruyordu” dedi. Ben de ‘Etmiyorlar, burası sessiz' dedim. Buraya geldiğimizde ise çocuğuma burada kesinlikle ateş etmediklerini söyledim.”
Moldova hükümetinin zorlandığı noktada devreye sıradan insanlar girdi. Popescu, "Mültecilerin yüzde doksanı şu ana kadar özel konaklama yerlerinde kalıyor. Dairelerde, evlerde, ailelerle, arkadaşlarla, tanışmadan onları ağırlamayı kabul eden insanlarla. Toplum şimdilik büyük bir empati gösteriyor" dedi.
Çocuklara savaş olduğunu söylemedik
Kişinev'in dışındaki The La Costesti isimli otel bunun en iyi örneği. Otelin müdürü Veronica Bivol'a göre kompleks genellikle yılda 12 bin turiste ev sahipliği yapıyor. Ancak savaşın başlangıcından bu yana 2 bin 500’den fazla mülteci aldılar. Bivol "Ukraynalılar sadece ülkelerini değil, tüm Avrupa’yı savunuyorlar. Küçük bir ülkeyiz. Moldovalıların elinden gelen tek şey yardım etmek" diye konuşuyor. Tesisteki operasyon özel bağışlarla yürütülüyor. Mültecilerin çoğu Ukrayna'nın Mıkolayiv kentinden yeni doğmuş bebeği ve 5 yaşındaki çocuğuyla kaçan Veronika Khoronzhuk gibi kadın ve çocuklardan oluşuyor.
Yine mi fırtına?
"20 Şubat'ta doğum yaptım. 24 Şubat'ta ailem bana savaşın başladığını söylemek için zili çalınca uyandım" diyen Khoronzhuk “Çocuklarım travma geçirdi. Ama çocuklara bunun bir savaş olduğunu söylemedik. 5 yaşındaki büyük çocuğumuza fırtına olduğunu söyledik. Ve şimdi, bir kapı çarptığında, bir kitap veya bir şey düştüğünde çocuklar gerçekten korkuyor. ‘Yine mi fırtına?’ soruyorlar" dedi.
"İyileşmek uzun zaman alacak"
Tatil köyündeki başka bir kadın belirsizlikten bahsetti.Rusların memleketi Mıkolayiv'e saldırısı sırasında bir şarapnel parçasının yüzüne çarpması sonucu yaralanan Anna Sevidova "Benimle çalışan terapistler bana iyi olup olmadığımı sordular ve ben de iyi olmayabileceğimi söyledim. İyileşmek uzun zaman alacak" diyor.
"Üç ya da dört gün süreceğini düşündük"
Her iki kadın da Moldova'da beklerken, kocaları Ukrayna'da kaldı. Onlar gibi on binlerce kişi daha var. Bivol, "Üç veya dört gün süreceğini düşündük, ancak hepimizin gördüğü gibi sonsuz. Bir veya iki hafta için yeterli kaynaklarımız vardı ancak şimdi biraz yardıma ihtiyacımız olduğunu hissediyoruz. Evet. Yardım."
© 2022 The New York Times Company