23 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 27.02.2022 18:39 | Son Güncelleme: 27.02.2022 19:12

Vladimir Putin’in medeniyetler çatışması

New York Times'ın siyasi analisti Ross Douthat, bir zamanlar kibrin tehlikeleri hakkında çok hassas olan Putin'in oynadığı tarihsel kumarı yazdı
Vladimir Putin’in medeniyetler çatışması

Ross Douthat / New York Times

ABD kibirli günlerinde, Orta Doğu’yu yeniden kurmak için 2003’te savaşa girdiğinde Vladimir Putin; ABD’nin hırsını eleştirerek uluslararası kurumların, çok taraflılığın ve ulusal egemenliğin koruyucusuydu. Bu duruş son derecede sinik ve çıkarcıydı. Ancak Irak ve Afganistan'daki başarısızlıklarımızın zorluğu, işgalin tehlikeleri ve savaşın kasıtsız sonuçlarını ortaya çıkarması, Putin'in duruşunu haklı çıkarıyordu.

Aptallıklarımızdan faydalanan Putin’in Rusya’sı, kendi dirilişini aşamalarla ilerletti: Donmuş çatışma içindeki küçük bölgeleri koparmak, etki alanlarını yavaşça, yutulabilir lokmalarla genişletmek. Ancak bu kez, George W. Bush’un yoldan çıkmış vizyonunun daha kötücül bir versiyonunu izleyerek, tarihsel bir kumar oynayan taraf Putin. Bir zamanlar kibrin tehlikeleri hakkında bu kadar hassas olan bir liderin, bu kumarı niçin şu an oynadığı sorusu kayda değer. Putin’in, ülkesinin NATO tarafından çevrelenmesi ve Batı etkisinin Ukrayna ile Rusya arasındaki tarihi bağı koparacağı hakkındaki yakınmalarının, samimi olduğunu düşünüyorum.

Batı’nın bölünmüşlüğünü fırsat olarak gördüğü kesin

Pandeminin kaosunda, ABD’nin aşırı emperyal genişliğini ve Batı’nın bölünmüşlüğünü bir fırsat olarak gördüğü de kesin. Yine de, Ukrayna işgalinin en iyi senaryosunda bile kolay zafer, gerçek bir isyan olmaması, uydu devletinin kurulması, onlar için savaştığını iddia ettiği değerlerin altını oyması, oldukça olası gözüküyor.

Nispeten birleşmiş bir Avrupa ile karşı karşıya kalacak

NATO, hala Batı Rusya’yı çember içine almaya yakın olacak, organizasyona daha fazla ülke katılmasının ihtimali artacak, Avrupa ülkelerinde askeri harcamalar yükselecek ve Doğu Avrupa’ya daha çok asker yığılacak. Uzun vadede Rus gazı ve boru hatlarından kaçınmayı amaçlayan Avrupa’nın enerji bağımsızlığı adına bir atılım gerçekleşecek. Yeniden kurulmuş bir Rus imparatorluğu, aksi takdirde olabileceğinden daha fakir, küresel ekonomiden daha izole olacak ve nispeten birleşmiş bir Avrupa ile karşı karşıya kalacak. Ve tekrarlayalım, bütün bunlar işgalin sorunsuz gerçekleşip anavatanda savaş karşıtı duyguların olmadığı, en iyi senaryo. 

Bu yolu seçmesinin sebebi ne olabilir?

Putin, Batı’yı çökmekte olan kolayca ekarte edilebileceği bir rakip olarak görüp öfkenin geçeceğini ve işlerin eskiye döneceğini varsayıyor olabilir. Ancak biz saydığımız bedellerden bazılarının ve daha izole bir geleceğin Putin’i de beklediğini düşünelim. Bu yolu seçmesinin sebebi ne olabilir? İşte bir spekülasyon: ABD’nin başını çektiği küreselleşme çağının her şekilde biteceğini, pandemi sonrası belli duvarların her yerde örülü kalacağını ve önümüzdeki 50 yıl için boyunca kendi sınırları içinde olabildiğince kaynağı ve yeteneği konsolide etmeyi düşünüyor olabilir.

Medeniyet ülkeleri düzenine tekabül ediyor

Bu vizyon, geleceği ne liberal bir dünya imparatorluğu ne de yeni bir Soğuk Savaş dönemi olarak tasarlıyor. Tersine, Bruno Maçaes’in "Medeniyet ülkeleri" olarak adlandırdığı düzene tekabül ediyor. Maçaes bu düzeni, ortak kültürlü süper güçlerin dünya kontrolü yerine, evrenlerinin belki de kendi nükleer şemsiyeleri altında kendisi hâline gelme çabası olarak tanımlıyor. 

Bu fikir, Samuel P. Huntington’ın bir kuşak önce yazdığı Medeniyetler Çatışması isimli kitabındaki argümanı anımsatıyor. Açıkça, Hindistan’ın Nerandra Modi’sinin kültürel alışverişi kesmeye yönelik Hindutva ideolojisinden, Şi’nin Çin’ine kadar, birçok yükselen gücü etkiliyor. Maçaes, Putin’in maceraperestliğinin daha güçlü bir birlikteliğe katalizör etkisi yaratarak, Avrupa’da medeniyetçiliğin tekrardan canlanmasını umuyor.

ABD’de dahi, korumacı ekonominin ve kimlik çatışmalarının canlandığı görünüyor. Bu ışıkta, Ukrayna işgali medeniyetçiliğin çıldırışı gibi gözüküyor. Rus milliyetçisi yazar Anatoly Karlin’in deyişiyle Rus dünyası'nın zorla yaratılması. (Yazar, Rus dünyasını, Kendi IT ekosistemi… uzay programı… teknolojik vizyonu olup Brest’ten Vladivostok’a uzanan, çoğunlukla kendine yeten teknolojik bir medeniyet olarak tanımlıyor).  

Hedef: Kendine yeterlilik

Hedef bir dünya devrimi veya fetih değil, medeniyetsel kendine yeterlilik. Putin’in savaş konuşmasında dediği gibi “Kendi tarihimiz, kültürümüz ve ruhsal alanımız”... Tabii, bazı çocuklar zorla evlerine geri sürükleniyor.

Çin’in müşterisi hâline gelemez mi?

Ancak medeni devletiniz, ondan kopmuş çocukları dönmeye ikna edemiyorsa, onları içeride zorla tutabilir mi? İşgal başarılı olsa bile, Ukrayna’nın beşeri sermayesinin çoğunluğu genç, yetenekli ve hırslı. Kaçmak veya göç etmek için yollar bularak, Putin’e emeklilerle dolu fakir ve yıkık bir ülkeyi bırakmayacak mı? Ve de, Rusya’nın kendine yeterlilik vizyonuyla benimsediği milliyetçiliği, Putin’in o büyük Rusya’sının Avrupa’yla ilişkileri yıprandıkça, Çin’in müşterisi veya tebası hâline gelemez mi?

Otoriterliği ve izole edilmeyi Putinizm’in bedeli olarak kabul etse de, Pan-Rus konsolidasyonun uzun vadede karşılaşacağı sorunlar var. Ancak bugün ve Ukrayna’nın savaşacağı her gün, sorunlu da olsa Rus liderliğinin bu uzun vadeli hedefe erişemesini ummalıyız. Putin'in hayalini kurduğu tarihin yerine, sayfalarda mağlubiyetinin yazacağı umudunu.

© 2022 The New York Times Company