06 Mayıs 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 27.02.2022 16:06 | Son Güncelleme: 27.02.2022 16:42

Putin, Ukrayna konusunda danışmanları kenara mı itti?

Vladimir Putin, savaş için ülkesinde yeterince desteğe sahip mi? Putin, Ukrayna’yı işgal etmiş durumda, dolayısıyla soru tuhaf gelebilir. Özellikle, güçlü imajı ve ülke yönetimindeki yetkileri düşünülünce. Ancak hiçbir lider ülkesini tek başına yönetemez.
Putin, Ukrayna konusunda danışmanları kenara mı itti?

Amanda Taub/The New York Times

Rusya’nın Facebook’u kısıtlaması ve Ukrayna haberlerine sansür getirmesi dahil geçen hafta yaşananlar, Putin’in bu çatışma sürecinde ne kadar destek göreceği hakkında soru işaretleri oluşturuyor.  İlk sinyal, pazartesi günü televizyonda yayınlanan Rus Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında geldi. Putin, bütün danışmanlarının sorgusuz sualsiz, Ukrayna’daki Rus destekli ayrılıkçıların bağımsızlığının tanımasını önereceğini bekliyordu. Böylece, işgalden sadece günler önce, toplum önünde başlatacağı savaşa seçkin bir destek kazanacaktı. Ancak Sergei Naryshkin planını bozdu. 

Uluslararası istihbarat müdürü Naryshkin, Putin’in ayrılıkçıların bağımsızlığına dair sorusuna karşı rahatsızca geveledi. Ardından, pot kırdığını fark ederek,aşırı bir biçimde ayrılıkçı bölgelerin Rusya’nın bir parçası olması gerektiğini söyledi. Putin, Naryshkin’in açık konuşması gerektiğini öfkeyle belirtip konunun tartışmaya kapalı olduğunu söyleyerek son noktayı koydu. 

Bu an kayda değerdi çünkü tüm otoriter liderler, Putin gibi genellikle bütün güce sahipmiş gibi görünseler de esasında koalisyon aracılığıyla yönetirler. Güç paylaşımı ve koalisyonların nitelikleri ülke bazında değişir; bazı liderleri ordu desteklerken diğerleri zengin iş liderleri veya elitlere yaslanır. 

Ancak Putin'in koalisyonu, KGB ve diğer güvenlik servislerinde görev yaptıktan sonra siyasete girip şimdilerde Rusya'nın istihbarat servislerinde, askeriyesinde ve diğer bakanlıklarda kilit mevkilerde yer alan bir grup yetkiliden oluşuyor. Bu kesim, silovikler olarak adlandırılıyor. Kanada, McGill Üniversitesi'nde Rus ve Ukrayna siyaseti üzerine çalışan siyaset bilimci Maria Popova, “Onu iktidara getiren ve gücünü pekiştirmek için güvendiği şey bu” diyor. 

Hamilton Koleji'nde siyaset bilimi dersleri veren ve darbeler üzerine yeni çıkan bir kitabın yazarı olan Erica de Bruin, Putin’in on yıllardır elitler ile ilişkilerini sürdürmedeki becerisini ispatladığını ve mevcut koalisyon yapısının ona üstünlük sağladığını vurguluyor: Putin'in Rusya’sında olduğu gibi, politik güç tek kişide merkezileştiğinde, elitlerin lideri sorumlu tutması zorlaşabiliyor. Ancak elitlerin hâlâ bir ağırlığı var. Danışmanların pazartesi günkü kafa karışıklığı; Naryshkin ile diyaloğu dahil, Putin’in onları uzun süredir planlarının dışında tuttuğunu işaret ediyor. Popova, Putin’in, özellikle nüfuzlu bir silovik olan Naryshkin’e karşı küçük düşürücü davrandığının altını çiziyor. 

Oturma düzeni bile diğerlerinden koptuğuna bir işaret

Elbette bu anın stresinden kaynaklanmış olabilir. Ve nihayetinde bütün danışmanları, Naryshkin’de dahil, Putin’in ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanıma hamlesini desteklediklerini açıkladı. Ancak Putin’in son toplantılarda, kendini danışmanlarından uzakta konumlandırdığı oturma düzeni bile diğerlerinden koptuğuna bir işaret. Bunun sebebi Rus liderin büyük bir korkusu olduğu söylenen Covid-19 olabilir ama Popova, Putin’in kendisine bir kral imajı çizerken, danışmanlarına saray katılımcısı muamelesi yaptığı fikrinde. Danışmanlar bu imayı hoş karşılamayabilir. 

Davranışları, toplumsal öfkeden tedirgin olduğunu gösteriyor

Putin’in son haftaki davranışları, toplumsal öfkenin sonuçlarından tedirgin olduğuna işaret ediyor. Perşembe ve cuma Rusya’da savaşı protesto eden yüzlerce kişi tutuklandı.  Cumartesi günü devlet, operasyonu saldırı, işgal veya savaş ilanı olarak tanımlayan Facebook ve diğer medya sitelerinin erişimine kısıtlamalar getirdi.  Bruin, tam olarak bu sebeple elitlerin önemini vurguluyor: Elitlerin elindeki kaynaklar ve geniş erişim, otoriter liderlere en büyük tehditi teşkil eder. Dolayısıyla, gücün merkezinde kalabilmek için onların desteği hayati. Bruin sözlerini, “Otoriter liderler ve merkezi elitler arasındaki ilişki, diktatörler savaş açtıklarında bozulabilir. Özellikle de elitler çatışmanın manasız olduğunu düşünürse” diyerek noktalıyor. 

Savaşa duyulan toplumsal öfke liderlerinin, ülkenin çıkarlarını korumakta yetersiz olduğu fikrini elitlere aşılayabilir. Ve eğer ABD ile Avrupa, Putin’in elit koalisyonunu vuracak etkili yaptırımları yürürlüğe sokmayı becerebilirse, savaşın maliyetini bizzat hissedebilirler. (Merkezi grubun bazı üyeleri, mesela Naryshkin, yıllardır ABD Hazine Bakanlığı’nın kara listesinde. Dolayısıyla yeni yaptırımların doğuracağı finansal etkiler belirsiz.)

Putin’in yoldaşları elbette televizyonda kendilerine kötü davrandığı için Başkan’a sırt çevirmeyecek. Toplumsal öfkenin başkanlığının altını aniden oyması da olası değil. Ancak, Putin koalisyonunun yıpranmasına dikkat etmek için sebeplerimiz de var. Örneğin, elitlerin tatminsizliği yaptırımlara vereceği karşılığı etkileyebilir veya Ukrayna için gerekecek kaynaklar kısıtlanabilir. Ulusal muhalefet artarsa, elindeki siyasi sermayenin yeterliliği mercek altına alınacaktır. Ve şayet, işler çok kötü giderse, Putin’in başkanlığı daha ciddi sorunlarla karşılaşabilir. Popova'nın dediği gibi: "Otoriter liderlerin üçte ikisi müttefikleri tarafından indirilir.  Eğer baskıyı fazla artırırsa ve koalisyon pahasına gücünü artırmayı denerse, kendi konumunu riske atacaktır."

© 2022 The New York Times Company