22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 28.10.2022 04:31 | Son Güncelleme: 03.11.2022 21:55

“21 yılda çok şey değişti tabii Cahil Periler de”

Sahneye koyduğu üç opera, son kitabının başarısı, tek kişilik gösterisi ve Cahil Periler’in Disney+’ta dizi olması… Ferzan Özpetek bugünlerde kariyerinin zirvesinde
“21 yılda çok şey değişti tabii Cahil Periler de”

Ferzan Özpetek 2001’de Le Fate Ignoranti/Cahil Periler filminin yönetmen koltuğuna oturduğunda filmografisinde sadece Hamam ve Harem Suare filmleri vardı. Bu filmler yönetmenin uzun zamandır yaşadığı İtalya’da otantik bulunmuştu, yönetmen Özpetek ise “umut vaad eden” genç yönetmen olarak tanınmaya başlamıştı. İşte ne olduysa Cahil Periler ile oldu. İtalya’da yer yerinden oynadı. Araba kazasında kaybettiği kocasının bir erkekle ilişki yaşadığını öğrenen Antonia’nın hikayesi herkesi sarstı. Eş cinsellik, aşk, sadakat kavramları uzun süre tartışıldı.

“Filmin fırtınası uzun süre dinmedi”

Bu büyük sarsıntıdan neredeyse 21 yıl sonra bir pazar günü Zoom üzerinden Roma’daki evinde sohbet ettiğimiz Ferzan Özpetek, “Biliyor musun, ilk önce kimse emin olamamıştı filmden. Sadece 50 kopya ile gösterime girmişti. Bir hafta sonra 250 sinemada gösteriliyordu. Nereye gitsem insanlar Cahil Periler’den söz ediyorlardı” diyor gülümseyerek. Bu fırtına kolay kolay dinmedi. Özpetek’in daha sonra çektiği tüm filmler için bir referans oldu.

Dizide Cristiana Capotondi Antonia, Burak Deniz ise Asaf rolünde.

Yetmedi Cahil Periler ismi restoranlara, mağazalara bile verildi Roma’da. Bizim filmi o günlere geri sarmamızın nedeni ise Cahil Periler’in 8 bölümlük dizi versiyonunun İtalyan Disney+’ında haftalarca bir numarada kaldıktan sonra Türkiye’de de gösterime girmesi. Özpetek durumdan memnun. Onca filmi arasından ilk dizi için neden bunu seçtiği ortada. Onun uğuru sayılır Cahil Periler. Yine de o olaya bir sinemacı gözüyle yaklaşıyor, “Dizi olmaya en uygun senaryo buydu” diyor. Aslında dört yıl önce gündeme gelmiş dizi projesi. Filmin 20. yılı kutlamasının ardından gösterime girmesi ise çokça memnun etmiş Özpetek’i.

İster istemez insanın aklına çekim süreçleri geliyor. Malum Özpetek işine karıştırmayı sevmeyen, her zaman kalbinin sesini dinleyen ve o anda ne hissediyorsa insanlara onları göstermeyi seven bir yönetmen.

Disney+ ise tüm dünyaya dizi izleten ve bu işin kurallarını iyi bilen bir şirket. Kavga çıkmış mıdır? “Yok canım olmadı öyle şeyler” diye başlıyor söze, “Bir orta noktada buluştuk.” Bu Özpetek sözlüğünde ne anlama geliyor?

“Çok profesyonel yaklaşıyorlar işe, her adımdan haberleri olsun istiyorlar. Bana dizinin Singapur’da da ABD’de de izleneceğini hatırlattılar. Onayladıkları senaryoda değişiklikler yapmak istediğim zamanlar oldu. Yaptım da. Çünkü içimden o anda öyle yapmak geldi. Her zaman içimdeki sesi dinlerim.”

“Şimdi masanın başında başka kahramanlar var”

Konu aynı temel üzerinde ilerlese de gerçekten de pek çok değişiklik yapmış Özpetek senaryoda. Filmin çekildiği 2001’de AIDS dünyanın gündemini daha fazla meşgul ediyor, transseksüel sözüne yeni alışılıyordu. Kocasının yedi yıldır bir erkek sevgilisi olduğunu öğrenen kadın şoke edici bir figürdü. Özpetek’in teraslı bir evde buluşturduğu film kahramanları da hayatın bu yanlarını masaya taşıyorlardı. Dizide ise aynı masanın etrafında farklı karakterler ve başka güncel konular var.

Elbette senaryonun değişmeyen ikilisi kocasının ölümünün ardından bir erkekle ilişki yaşadığını öğrenen Antonia ve sevgilisinin karısıyla yüzleşen Michele. Artık bu fikrin o kadar da şaşırtıcı gelmeyeceğini düşünen Özpetek bu ikilinin arasına başka duygular da eklemiş. Antonia kocasının Michele’de ne bulduğunu anlıyor. Michele ise bir kadından hoşlanıp, onu kıskanabiliyor.

“Serra’nın yerini tutacak oyuncu yok”

Hiç kafanız karışmasın. Özpetek’e göre aşkın cinsiyeti, formülü yok. Bunu dizisinde öyle güzel, tam da duygular üzerinden anlatıyor ki yepyeni bir bakış açısı getiriyor eski senaryoya. Filmde 20 yıl önce Antonia’yı Margherita Buy, Michele’yi ise Stefano Accorsi canlandırmıştı. Bu sefer ise Cristiana Capotondi Antonia ve Eduardo Scarpetta ise Michele rolünde. Filmde Koray Candemir’in Emir’i yerine Serra Yılmaz’ın yeğeni Asaf’ı canlandıran yeğeni Burak Deniz geçiyor. Ve ilk filmden sadece Serra Yılmaz kalıyor.

“Serra’nın yerine koyacak bir oyuncu yok. O yüzden de canlandırdığı karakterin hikayesini biraz daha ortaya döktük. Dizinin yıldızlarından Eduardo Scarpetta, üç kuşaktır tiyatrocu bir aileden geliyor. Diziden önce tanınan bir oyuncu değildi, şimdi İtalya’da önemli bir dizide oynuyor. Antonia’yı canlandıran Margherita Buy’ın öyle mesafeli durduğuna bakmayın. Harika bir oyuncu ve eğlenceli bir dosttur.”
Özpetek’in Sezen Aksu sevgisi malum. Film ile kıyaslandığında çok daha fazla Sezen Aksu şarkısı duyuyoruz dizinin her bölümünde. Sonra daha çok Roma sokaklarında geziyoruz. Mesela olayların başladığı kaza Colessium’un önünde gerçekleşiyor bu sefer. Son bölümde ise uzun uzun İstanbul’u yaşatıyor izleyiciye Özpetek. Esas kız simit-peynir-çay üçlüsü eşliğinde kitap okuyor bir yerde. Uyandığında

Boğaz’daki yalının pencelerelerinden nefis manzaralar izliyor. Dostlarla meyhaneye gidiliyor. En önemli fark ise bir anlamda 21 yıl önce yarım kalan son bu sefer İstanbul’da gerçekleşiyor.
Peki ya bir devamı olacak mı? Bu konuda oldukça net Özpetek, “Bence Cahil Periler artık bitti. Ama platform için yeni bir dizi neden olmasın?”