Fuar yayıncılar için nasıl geçti?
Fuar katılımcıları bilir: Hafta içi günler özellikle çocuk ve ilk gençlik okurlarının ilgisi yoğun olur, okullar servislerle gelir, fuarın bu günlerini öğrenciler “kurtarır”. Bu yıl çocuk okurların ilgisi az oldu, temel neden fuarın sınav haftasına denk gelmesi olarak açıklanabilir. Yetişkin okurda da belirli bir düşüş hisseden yayıncılar oldu. Okurların da yayıncıların da şikayetleri aslında ülkenin genel durumunu, her sektörde hissedilen sıkıntıları yansıtıyor: Yayınevleri kitap maliyetlerinden dolayı okurun beklediği indirimi yapamıyor. Dahası web sitelerinin indirimleri okura hâlâ daha cazip geliyor. Döviz kurundaki dengesizlik, dışa bağımlı kağıt fiyatlarının yüksekliği, hammadde sorunu, dövizle üretip Türk lirasıyla satış yapmak birleşince ne yayıncı istediği fiyatı koyabiliyor, ne okur istediği kapak fiyatını bulabiliyor... Yayıncının pek çok sıkıntısı, yaşadığı pek çok zorluk var, okurun da bu sıkıntılardan kaynaklı hayal kırıklıkları. Pandemi her ne kadar ortaya çıktığı dönemdeki kadar korkutucu olmasa da hâlâ kalabalık ortama girmek istemeyen bir okur kitlesi var, fuar kültürünü unutmuş ya da fuar adımlama zevkiyle hiç tanışmamış, “eve servis kitap” ile yetişmiş bir okur kitlesinden de söz edebiliyoruz.
Fuarın etkinlik programı
Fuar etkinlik programına gelince... Tematik günler, imzalar, söyleşiler, paneller, 100. yılı odağına alan etkinliklerle Cumhuriyet coşkusu fuara taşınmaya çalışıldı. Fuarın sosyal medya kanallarından özel videolar paylaşıldı, belki de daha önce çok da ulaşılamamış yeni bir okur kitlesine, farklı jenerasyonlara fuar hatırlatıldı, davet yinelendi. Polisiyeden maceraya, çoksatan yazarlardan hepsatanlara, klasiklerden ilk kez okurla buluşan yeni başlıklara dokuz gün boyunca fuarda farklı okur kitleleri için zengin bir program hazırlandı. Geçmiş yıllardan farklı olarak bu sene iki salonda stantların yer aldığı sergileme alanının içinde interaktif etkinlik alanları yaratıldı. Hafta içi ve hafta sonu çocuklar ve yetişkinler için söyleşi ve atölye çalışmaları gerçekleştirildi.
Tiktokerlar da fuardaydı
Tüm dünyada kitap satış alışkanlıklarını değiştiren TikTok ülkemiz yayıncılığına henüz tam anlamıyla damga vurmuş, okur alışkanlıklarını dikkat çekecek kadar etkileyip dönüştürmüş değil. Yine de fuar yönetimi bu sene ilk kez TikTok ile özel bir anlaşma yaptı, fuarda pek çok TikTokerı paylaşım yaparken gördük. Fuarın hemen girişinde hazırlanan özel alanda gün boyu çekimler yapıldı.
Hocaların hocası, Onur Konuğu Nermin Abadan Unat
Fuarda artık geleneksel hale gelen onur gecesi yemeği bu sene onur yazarı Prof. Dr. Nermin Abadan Unat onuruna düzenlendi. Hocaların hocası Unat’ın davetlilerden ve yurt dışı yayıncılardan büyük ilgi gördüğü gecede Unat'a bir de plaket takdim edildi. Konuşmasında yaptığı “Özgürlüğünüze sahip çıkın,” vurgusu salondan büyük alkış aldı. Gecede fuara kırk yıl boyunca kesintisiz katılan yayınevlerine de birer teşekkür plaketi takdim edildi. Doğan Kitap, Cumhuriyet Kitapları, Redhouse Sev Yayıncılık ve Yapı Kredi Yayınları sahnedeydi.
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin yaratıcı ve yenilikçi projeleri kutlamak, yayıncılık sektörüne katkı sağlayan değerli çalışmaları ödüllendirmek amacıyla hayata geçirdiği Yayıncılık Özel Ödülleri ve Kitabevi Emek Ödülü yine aynı törende sahiplerini buldu. Yayıncılık ödüllerin ilki, İstanbul'da açtıkları 62 kütüphane ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu adına Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk tarafından İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürü Ali Şafak Özdemir'e; ikincisi yazı evleri, kütüphaneleri ve yılın yazarı projeleriyle Bursa Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem'e; üçüncüsü ise kamu bütçesinden kitap satın alarak çocukların kitaplara ulaşmasını sağlayan Van Valisi Ozan Balcı'ya verildi. Balcı’nın ödülü Van’a yapılacak ziyarette kendisine takdim edilecek. Kitabevi Emek Ödülü ise 1912 yılında İstanbul Büyükada'da kurulan ve kitapçılık mesleğini özveriyle sürdüren Ksidas Kitabevi'ne verildi.
Uluslararası Yayıncılar Birliği Başkanı Türkiye’deydi
Dünya Yayıncılar Birliği başkanı Karine Pansa’nın fuara katılımı, açılış konuşması ve katıldığı etkinlik yine fuarın ve Türk yayıncılık ekosisteminin uluslararası görünürlüğü için önemliydi. Karine Pansa Kenan Kocatürk’ün moderasyonundaki toplantıda dünya yayıncılığındaki son gelişmeleri aktarırken düşünce ve ifade özgürlüğünün çeşitli ülkelerde tehdit altında olduğuna dikkat çekti, yayınlama özgürlüğünün öneminin altını çizdi. Pansa’nın yapay zekanın getirdiği fırsatlar ve tehditlerle ilgili paylaştığı görüşler de dikkat çekiciydi. Pansa’nın bir diğer önemli vurgusu ise yayıncılıktaki kadın temsiline dairdi. Dünya yayıncılığını tek bir aile olarak görmenin ve kız kardeşlik bağına sahip çıkmanın kıymetini Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin tarihindeki üçüncü kadın başkanından ülkemizde gerçekleşen bir kitap fuarının sahnesinde duymak umut vericiydi.
Almanya Yayıncılar Birliği ve aynı zamanda Uluslararası Yayıncılar Birliği Telif Hakları Komitesi Başkanı Jessica Sanger’in katılımıyla Almanya’da 1880’lerden bu yana uygulanan yayıncılık endüstrisinde ticari işleyiş deneyimi yine Kocatürk’ün moderasyonuyla konuşuldu. Sanger, yapay zekanın sektöre getirdiği tehditleri anlattı, telif haklarının korunmasına dair önemli bilgiler aktardı. Frankfurt Kitap Fuarı’nın uluslararası salondaki gösterişli köşesinde pek çok kitap tanıtıldı, Goethe Institut ziyaretçilere fuar boyunca bilgi paylaşımı yaptı. Kuzey Makedonya’dan gelen heyet yine çeşitli etkinliklere, okumalara imza attı.
Stant emekçilerine özel gece
Fuarın 40. yılında stant emekçileri için verilen özel partinin de altını çizmek gerekiyor... Fuarın balo salonunda gerçekleşen parti yalnızca kitap satış elemanlarına, stant emekçilerine özeldi. Dj Hakan Küfündür’ün geceye özel hazırladığı şarkılar eşliğinde yüzün üzerinde stant emekçisi eğlendi, sosyalleşti, fuarın yorgunluğunu biraz olsun attı. Partinin yalnızca kırkıncı seneye özel kalmayacağını, her sene tekrarlanacağını umuyorum.
Önümüzdeki günlerde Türkiye’den kitapların Çin’e yolculuğu hızlanacak
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen ve kısa adı TEDA olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Eserlerinin Dışa Açılımını Destekleme Projesi kapsamında Yunanistan’dan Polonya’ya, İran’dan Hindistan’a, Romanya’dan Pakistan’a, Almanya’dan Kuzey Makedonya’ya uluslararası yayıncılar fuarın ilk dört günü telif alışverişi yapmak üzere Türkiye’den yayıncılarla buluştular. TEDA Türk kültür, sanat ve edebiyatıyla ilgili Türkçede veya başka bir dilde yayımlanmış eserlerin, çeviri ve yayım marifetiyle yurt dışında tanıtılmasını sağlamak için yurt dışında veya yurt içinde faaliyet gösteren yayıncılara teşvik veren bir çeviri, yayım ve tanıtım destek programı, programın detaylarıyla ilgili yapılan sunumlar Türkiye’deki yayıncıların etkileyici katalogları ile birleşince pek çok kitabın ön anlaşması fuar çatısı altında imzalandı. Yakın zamanda listelerimizdeki Türkçe kitapların farklı dillerdeki yolculuklarına tanık olacağız.
Çin’den gelen 50 kişilik yayıncı heyeti bu senenin sürprizlerinden oldu. Türkiye-Çin İş Birliği Forumu fuar çatısı altında gerçekleşti, sunumlarda karşılıklı beklenti ve olası işbirliği alanları tartışıldı. Birkaç gün sonra iki devletin resmi duyuru hesaplarından önemli haber kamuyla paylaşıldı: Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında Klasik Eserlerin Çevirisine ve Yayımlanmasına İlişkin Mutakabat Zaptı kararvericiler tarafından imzalandı. Önümüzdeki günlerde Çin rüzgarı yayıncılığımızda daha yoğun esecek, Türkiye’den kitapların da Çin’e yolculuğu hızlanacak.
Tarihsel, politik ve edebi bağlarımız bakımından yakın olsak da iş telif alışverişine geldiğinde yeterli iş birliği yapamadığımız Hindistan’ın bu yıl fuarın odak pazarı olması yine önemli bir adımdı. Gerçekleştirilen toplantılar, panel ve forumlarla iki ülkenin edebiyatlarının daha yaygın ölçüde karşılığını bulacağı umudu yüksek. Dahası düzenlenen panelde yalnızca edebi eserlerle değil, kurgudışı çalışmalar ve düzenli yayın yapan mecralarda da ortaklık ve iş birliği fırsatlarının tartışılması önemli bir not olarak yayıncıların ajandasına eklendi.
Artık yeni sözler söylemek lazım
Yeni dünyanın yeni fuar alışkanlıkları neye dönüşecek, fuarcılık ve yayıncılık yeni çağa nasıl adapte olacak, yayıncı ve okurun beklentileriyle fuar kurguları nasıl yapılacak? Tüm bu konuları derinlemesine tartışmanın zamanı belli ki çoktan geldi. Yeni dünyanın yeni okurunun yayıncıdan beklentisi yüksek: İnteraktif kitaplar okuyorlar, aplikasyonlardan kendi maceralarını yazıyorlar, dünyanın en geniş okur yazar ağlarında kendi üretimlerini yapıyorlar. Wattpad yazarları, fenomen yazarlar fuarda saatler süren imzalar veriyorlar, okurlar günler öncesinden kendi aralarında örgütlenip fuara gidiş planlarını sosyal medya üzerinden yapıyorlar. Bu jenerasyon kahramanlarını, favori yazarlarını geleneksel mecralardan bulmuyor, kendi özel kitap toplulukları, Youtuberları, Influencerları, Booktokerları var. Dünyadaki kitap trendlerini, yeni çıkanları çoğu yayıncıdan daha yakından takip ediyorlar, fuarı gezerken de bu kitapların izini sürüyorlar. Yayınevinden de yazardan da kitaptan da beklentileri önceki nesillerden farklı. Böylesi bir ortamda kitap görgüsü kazandıran, okuma kültürünü teşvik eden, yazar ile okur arasındaki sınırları ortadan kaldıran kitap fuarlarına da artık yayıncıların ve fuar düzenleyenlerin başka bir yerden hazırlanması gerekiyor.
Kapsayıcılık, çeşitlilik, dayanışma
Fuarın tüm tarafları bu alanın farklı sesler için bir çatı olduğunu, kapsayıcılığı ve kültürel zenginleşmeyi temsil ve teşvik etmesi gerektiğini hatırlamak ve hatırlatmak zorunda. Fuarın çeşitlilik anlamına geldiğini, yayıncılık camiasını bir araya getirme işlevi olduğunu, farklı yayıncılık anlayışlarının bir potada erimesini sağlama gücü taşıdığını her noktada vurgulamak gerekiyor. Pandemi döneminde hem ülkemizde hem dünyada sanal fuarları, hibrit kitap buluşmalarını yayıncılar olarak denedik, fiziki fuarda sağladığımız başarıyı en azından ilk denemelerimizde yakalayamadık. Kitaplarımızı yaymak ve yaygınlaştırmak, okurla ve birbirimizle buluşmak için kitap fuarları önemli. Kitap fuarlarını tüm tarafların ama en çok da okurun istediği noktaya getirmek için artık yeni sözler söylemek, yeni kurgulara girişmek lazım.