Bazen gerçekler olduğu yerde öyle vurucudur ki kurgu hikayeleri ezer geçer. Çok iyi yapılmış gerçek suç belgesellerinde beklenmedik olayların yaşanması değil sadece çarpıcı olan. Medyanın yaşanan gerçek vakayı daha sansasyonel bir yerden ‘okuması’ ve toplumu da oraya doğru yönlendirmesi, adalet mekanizmalarının yavaşlığı ya da yozlaşmış bir sistem içinde işini düzgün yapmaya odaklanmış bir kişinin iyice dallanıp budaklanmış vakanın kilidini kişisel kararlılığıyla açıvermesi... Bunlar yaşadığımız bu çılgın çağın da sonuçları. Amerikan Kabusu (American Nightmare) adlı bu üç bölümlük gerçek suç belgeselinde bunların hepsi var. Kabus kelimesi ise hikayenin ‘suçlu’ karakterini kastetmiyor sadece... Denise ve Aaron birlikte yaşayan iki sevgili, son zamanlarda Aaron’ın hâlâ aklını karıştıran eski nişanlısıyla ilgili bazı tartışmalar yaşamışlar ancak yine de sorunlarını konuşarak çözmeye çalışan, birbirlerini seven bir çift. Bir gece eve giren maskeli birkaç adam Aaron’a sakinleştirici iğne yaparak onu uyuşturur ve Denise’i de kaçırırlar. Aaron ertesi sabah ancak polise haber verebilir. Polisler önceki bazı tecrübelerden dolayı önce Aaron’dan şüphelenirler ve genç adamı bu anlamda epey bir zorlarlar. Sonra da sırada kaçırıldığı için Denise’i suçlamak vardır!
Haber Giriş: 02.02.2024 04:30 | Son
Güncelleme: 02.02.2024 11:08
Bir kaçırılışın ‘inanılmaz’ ve kabus gibi anatomisi!
Gerçek suç belgeselleri öyle bir evrildi ki artık iyice soluksuz izlenen yapımlar haline dönüştüler. O zaman buyurun Amerikan Kabusu’na...