TRT İzle platformundaki birçok belgeselden ilginizi çekebilecek beşini seçtik
Şehirden Uzakta: Oyuncu Kıvanç Kasabalı şehirden uzaklaşıp türlü yeni deneyimle kucaklaşırken onu takip ediyoruz. Köylülerle birlikte pekmez de yapıyor, korkuluk yapmayı öğrenirken fırça da yiyor, çam fıstığı ya da enginar hasadına da katılıyor. Kilis, Eskişehir, Isparta, Çanakkale derken Türkiye’nin dört bir tarafını üç sezondur onunla geziyoruz.
Ailenin Yeni Üyesi: Bir seyahat belgeseli daha. Reshad, dünyanın en pahalı çorbasının peşine de düşüyor, Malezya’da çıplak ayaklarla cam kırıklarına da basıyor. Özellikle Reshad’ın Afrika ve Asya ülkelerine yaptığı seyahatler ve konuştuğu kişilerle adeta aileden biri gibi bağ kurmasıyla dört sezon ve kırk bölümlük belgeseli izlemek oldukça keyifli.
Çırak: Şef Kemal Demirasal ile yola çıkıyoruz. İzmir’den Antakya’ya, Edremit’ten Mardin’e gidiyor ve yöresel tatların ustalarıyla buluşuyoruz. Üstelik Çırak sadece yemeklerin yapılış aşamasını değil, şehirlerin kültürünün mutfağı nasıl etkilediğini de araştırıyor. Eğlenirken bir yandan da acıktıran bir yemek belgeseli izlemek isteyenler için.
Pazarlık: İnternetten alışverişin bu kadar revaçta olduğu bir dönemde pazarlığın ne demek olduğunu unutmuş bile olabiliriz. Ancak büyükbaş hayvan alım satımından ikinci el modifiye otomobil pazarına kadar pazarlık halen bir gerçek, hatta bir tutku. Farklı meslek gruplarından insanların pazarlık serüvenlerini izlemek oldukça ilginç.
Yiyeceğin Serüveni: Dondurmanın nasıl üretildiğinden çayın sofraya kadar nasıl ulaştığına; helvanın yapım aşamalarından birçok şuruplu tatlının üretimine kadar onlarca yiyeceğin serüveni altı sezonluk belgeselde anlatılıyor. Belgeselin basit anlatımıyla ekmek, et yemekleri, tatlılar, içecekler derken bir yandan bilgi alıp bir yandan da acıkıyoruz.
MUBI kütüphanesinin harika ekim programının son haftasından seçimlerimiz…
Hearts of Darkness: A Filmmaker’s Apocalypse: Francis Ford Coppola, Vietnam Savaşı’na dair en unutulmaz yapıtı çekerken neler oluyordu? Apocalypse Now’ı izlemek ne kadar büyük bir deneyimse kamera arkasını izlemek de o kadar ilginç. Coppola’nın eşi Eleanor’un o anları filme almasıyla görkemli bir prodüksiyon sürecini anlatan belgesel ortaya çıkıyor.
Yuva Öğretmeni: Nadav Lapid’in 2015 yapımı ikinci uzun metraj filmindeİsrailli yönetmen rahatsız edici bir toplum eleştirisi yaparken kışkırtıcı bir dil de kullanıyor. Bir yuvada öğretmenlik yapan Nira’nın 5 yaşındaki şair öğrencisi Noav’ı koruması gerekir. Hem acımasız bir dünyadan hem de babasından. Başroldeki Sarit Larry’nin performansı da harika.
Beyaz Ren Geyiği: Korku sinemasını sevip de halen karşılaşmamışlar için 1952’den Altın Küre ödüllü siyah beyaz bir Fin klasiği. Kutup bölgesinde yaşayan, eşinin sürekli uzakta olması nedeniyle yalnızlık çeken bir kadın, bir şamana gider ve karşı konulamaz olmak ister. Bu isteğine kavuşur ancak biraz korkutucu bir şekilde.
Yüksek Topuklar: Ekim ayı boyunca Pablo Almodovar filmlerine doymadıysanız sonuncusu da burada. 1991 yapımı filmde Almodovar, bir anne ve kızın yıllar sonra buluşmasına kendi penceresinden bakıyor. Ünlü şarkıcı Becky del Páramo 15 yıl sonra ülkesine dönüyor ve kızını eski sevgililerinden biriyle evli olarak buluyor. Sonrasıysa oldukça komik.
Rüzgarda Salınan Nilüfer: Seren Yüce, Çoğunluk’tan altı yıl sonra o kadar ses getirmese de bir sosyal hayat draması anlatarak başarılı oldu. Songül Öden, Tolga Tekin, Tülay Günal ve Serkan Keskin’in bulunduğu oyuncu kadrosu da cabası. Handan ve Korhan çiftinin yaşamı, Handan’ın yazar olmaya özenmesiyle biraz daha ilginç bir hâl alıyor.
Filmler, diziler, belgeseller… Disney+’a son eklenenlerden beş önerimiz var
The French Mans: Yeni terk edilmiş Vincent ile kırklı yaşlarında halen annesiyle yaşayan Alban’ın hayatı bir yanlış anlaşılma ile değişiyor. Hem de onları organize suç örgütüne itecek kadar değişiyor. İki zıt karakterin içine girdiği macerayı izlemek oldukça heyecanlı. Fransız yapımlarını sevenler için keyifli bir altı bölüm.
One Mississippi: Disney+ kütüphanesine eklenen en özel yapımlardan biri. Komedyen Tig Notaro’nun hayatından esinlenerek yazdığı bu kara komedi, annesinin vefatının üstesinden gelmeye çalışmasıyla başlıyor. Çocukluğunun geçtiği yere dönen Tig, burada toparlanmaya çalışıyor. Bir yandan da dünyayla arasında kopan bağları tamir etmek için uğraşıyor.
Never Let Me Go: Bir yatılı okulda büyüyen üç yakın arkadaş, organ donörü olarak kullanılmak üzere özel üretilmiş klonlar olduklarını öğrenir. Kazuo Ishiguro’nun aynı isimli romanı beyaz perdeye 2010’da uyarlandı. Başrollerinde Carey Mulligan, Andrew Garfield ve Keira Knightley’nin oynadığı film çok iyi ayarlanmış bir bilim kurgu ve drama dozuyla dikkat çekiyor.
Robin Hood: Ünlü kahramanın hikayesi sinema ve televizyonda defalarca yer buldu. Patrick Bergin ve Uma Thurman’ın 1991 yapımı film bunların özellerinden. Zenginden alıp fakire veren Robin Hood’un zorlu maceralarından birini izledikten sonra Conan The Barbarian ya da Prince of Persia’ya atlayıp maceralı saatler geçirebilirsiniz.
Solaris: Gizemli Solaris gezegeninin yörüngesinde dönen bir uzay istasyonuna keşfe gönderilen psikolog Chris Kelvin, bu görevde beklemediği şeyleri yaşıyor. George Clooney’nin ete kemiğe büründürdüğü Kelvin, insanları delirtecek kadar büyük rüyalar gösteren bu gezegenin etkisinden kaçmaya çalışıyor.