Hülya Çelik
İngiliz romancı Polly Samson’ın Türkçeye geçen günlerde çevrilen romanı Hayalperestler Tiyatrosu (Düşbaz), yazar Charmian Clift ile George Johnston liderliğinde, Yunanistan’ın Hydra Adası’nda bir araya gelen bir sanatçı topluluğu üzerinden saflıkla acımasızlığın, kadınla erkeğin çatışmasındaki güç gösterisini sunuyor. Kaybettiği annesinin izlerini süren Erica kendisini istemsizce bu grubun içinde buluveriyor. Romanın en büyük sürpriziyse dünyaca ünlü yazar, şair, söz yazarı ve müzisyen Leonard Cohen’in acemi bir Kanadalı şair olarak karşımıza çıkması. Romanda onun ağzından çıkan her bir kelimenin o dönemde söylediği bir şeyden alındığını anlatıyor Polly Samson, bu yönüyle de deneysel bir roman Hayalperestler Tiyatrosu. Polly Samson’la romanın başkarakterlerinden biri sayılan Hydra Adası’nı, diğer ayrıntıları ve elbette Leonard Cohen’i konuştuk.
Dünyaca ünlü yazar ve şair Leonard Cohen, yazar Charmian Clift ve George Johnston’ı bir romanda buluşturma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu roman nasıl doğdu?
Ben ilk olarak romanın geçtiği adaya hayran kaldım. Charmian Clift’in 1955’te yazdığı ve adadaki yaşamını anlattığı Peel Me A Lotus adlı anı kitabını okudum ve böylesine iyi bir yazarın bilinmediğini ve baskısının tükenmiş olduğunu görünce hayret ettim. İkinci olarak beni etkileyen de Leonard Cohen ile birlikte 1960’ta, etkileyici bir grup insanın arasında şarkı söyleyip yüzerken ve araba kullanırken çekilmiş fotoğraflarını bulmaktı. Aralarındaki ilişkiyi, adadaki sanat topluluğunu ve özellikle özgürlük hareketi gibi etkileyici bir dönemde kadınların yerini çok merak ettim.