1977 yılında Kuzey Yunanistan’daki antik Vergina kentinde yapılan arkeolojik kazılarda, Büyük İskender’in ailesine ait olduğu düşünülen mezarlar ortaya çıkarılmıştı. Uzun süredir bu mezarların, Makedonya Kralı II. Filip ile oğulları IV. Aleksandros ve III. Filip’e ait olduğu düşünülüyordu. Ancak yeni bir araştırma bu varsayımı çürütüyor.
Yunan Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nden Dr. Yannis Maniatis’in öncülük ettiği çalışma, Mezar I’de bulunan erkek iskeletin II. Filip’e ait olamayacağını ortaya koydu. Radyokarbon tarihleme yöntemiyle iskeletin ölüm tarihi M.Ö. 356’dan önceye, ölüm yaşı ise 25–35 aralığına yerleştirildi. Oysa tarihî kaynaklara göre II. Filip M.Ö. 336’da, yaklaşık 45 yaşında öldürülmüştü.
Eski teori çürüyor
2023 yılında yayımlanan bir başka çalışma, Mezar I’in II. Filip’e, Mezar II’nin ise üvey oğlu III. Filip’e ait olduğunu iddia etmişti. Bu varsayım, mezarda bulunan kadın ve bebek iskeletlerinin, II. Filip’in eski eşi Olimpyas tarafından öldürüldüğü anlatılarıyla örtüşmesine dayanıyordu.
Ancak yeni araştırma mezarda bulunan bebek kalıntılarının da bu teoriyi geçersiz kıldığını gösterdi. İncelemelere göre mezarda en az altı farklı bebeğe ait kemikler bulunuyordu. Dahası, bu kalıntılar Roma dönemine, yani yetişkin bireylerin ölümünden iki yüz yıl sonrasına tarihleniyordu.
Araştırmacılar, Roma döneminde ölen bebeklerin, mezar soyguncularının açtığı bir boşluktan bu alana bırakılmış olabileceğini belirtiyor. Dr. Maniatis, “Bu, Vergina’daki diğer mezarlarda da gözlemlenen oldukça yaygın bir uygulamadır” dedi.
Büyük İskender’in mezarı hala kayıp
Araştırmanın sonuçları, II. Filip’in mezarının hâlâ bulunamadığını ortaya koyarken, Mezar I’deki erkeğin yine de Makedon kraliyet ailesine mensup olduğu kesinleşti. İzotop analizleri, bu kişinin çocukluğunu Vergina dışında, muhtemelen Yukarı Makedonya veya Peloponez’de geçirdiğini gösteriyor.
Dr. Maniatis söyle diyor: “Vergina’daki Büyük Tümülüs, Makedon krallarının mezar alanı olarak kabul edilir. Burada gömülü olan her birey, Büyük İskender’in ailesine ait önemli bir şahsiyettir.”
Yeni bulgular, hem arkeoloji dünyasında hem de tarih araştırmalarında önemli tartışmaları yeniden alevlendirecek gibi görünüyor. Bulguların derlendiği bu açıklama, Journal of Archaeological Science dergisinde yayımlandı.