19 Temmuz 2025, Cumartesi
04.07.2025 04:30

Yaralı sevgilere dair

Elizabeth Strout’un Benim Adım Lucy Barton romanı, Lucy Barton’ın varoluşsal mücadelesini, hayatını eline almasını anlatıyor. Kitap süslü ve gösterişli değil, aksine sakin ve minimal bir anlatıyla kendini aça aça ilerliyor
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Kendi kendime uydurduğum bir oyun var; romanın ismine göre konusunu tahmin etme oyunu. Kitapçılarda gezerken bir kitabın arka kapak yazısını okumadan evvel birkaç saniyeliğine zihnimden geçenler ve akabinde doğru bilip bilmediğimi kendime ispatlama. Belki de yazarlığım yüzünden üzerimde kalan bir tür mesleki deformasyon bu. Bu hafta yazacağım roman e-posta kutuma (pdf olarak) düşer düşmez önce ismini okudum: Benim Adım Lucy Barton. Aklımdan hemen şunlar geçti: “Kimlik beyanı veyahut inşası. Varlığına onay istemek veyahut varlığını kabullenmek. Anlatıcı Lucy diye bir kadın, kimlik arayışı içinde ve bu başlık da sesini duyurma ihtiyacını yansıtıyor. Kesin aşk acıları, buhranlar, aile travmaları içinde savrulup hayatın sillesini yemiş, şimdi kalkmış bize ‘Bakın, ben burayım’ diyor. Cesaretli bir kadın olmalı. Demek ki bu romanda kadının geçmişiyle yüzleşeceğiz.” Ve romanın ilk sayfasını okumaya başladım. Bingo! Edebiyatla kurduğum bu kuvvetli ilişkiyi hayatla da kurmayı isterdim, insanlara da kitap kapağına bakar gibi bakıp içlerini tahmin edebilsek keşke. Ama bu başka bir mesele. Biz gelelim Lucy Barton’a. 

* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.

İrem Uzunhasanoğlu
İrem Uzunhasanoğlu