19 Aralık 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 16.04.2023 14:39 | Son Güncelleme: 16.04.2023 17:19

“Figürlerim zamansız ve mekansız bir boşluktalar”

Alev Ermiş Mavitan’ın Sal Bizi isimli solo sergisi, Ankara’da bulunan Galeri Siyah Beyaz’da seyirciyle buluşmaya devam ediyor
“Figürlerim zamansız ve mekansız bir boşluktalar”

Bugüne dek pek çok ulusal ve uluslararası sergiye imza atan ve cam üzerine ürettiği işleriyle dikkat çeken sanatçı Alev Ermiş Mavitan’ın 2022 yılında Kuzguncuk Imoga Art Space’te açılan kişisel sergisi Sal Bizi, şu sıralar Galeri Siyah Beyaz’da Ankaralı seyircisiyle buluşuyor. Sergideki işlerinde geleneksel bir medyum olan cam altı tekniğini kullanan Mavitan, Sal Bizi için yazdığı metinde şunları söylüyor ve aslında yarattığı figürlerin tüm meselesini özetliyor: Figürlerim bizi sindiren, dinamiğimizi bozan, edilgen hale getiren dayatmalara karşıdırlar. Kendilerine yakıştırılan yaftalardan isabet almamak için bu dinamik ve zor hareketlere kalkışmışlardır.

Toplumsal yükleri üzerinden atmaya çalışan bu figürler SAL BİZİ diyerek bu serginin konusunu resimsel bir dil ile anlatırlar. Serginin detaylarını Alev Ermiş Mavitan ile konuştuk;

Sorularıma serginizin hikâyesi ve çıkış noktasıyla başlamak isterim. Nasıl ortaya çıktı Sal Bizi adlı serginiz?

Sergimin hikayesi uzun zamandır bize dayatılan, yaşatılmak istenen durumlara itirazdan çıktı.

Eserlerinizde yer alan figürler masal kahramanları gibiler. Ve siz de onların toplumsal yükü üstlerinden atmaya çalışan figürler olduklarını söylüyorsunuz. Bu yüzden mi “sal bizi” diyor karakterleriniz, nedir bu ismin hikâyesi?

“Sal Bizi”, bu genç jargon çok şey anlatıyor. Bence, çok net ve eğlenceli bir betimleme. Bu isim altında çok güzel figürler yapar, kompozisyonlar kurarım dedim. “Ben” değil “Biz” dedim.

Siz bu sergiyle gündelik yaşamda bize dayatılan tanım ve yüklerden kurtulmak için çabalamayı anlatıyorsunuz. Tüm sanatçıların ortak derdi olduğunu düşündüğüm bu toplumsal sıkışmışlıktan sanat aracığıyla kurtulmak ve bu yolla sesinizi yükseltmek sizin için ne ifade ediyor? Nasıl hissettiriyor?

İnsanın işi neye yetisi varsa o alanda güzellikleri, huzuru, ilimi, bilimi, sanatı, gelişmişliği yaratmak, oya gibi işlemektir ya, benim işim de sanat. Öyle doğmuşum. Ben bu işi yapmadığımda kendimi suçlu, mutsuz hissederim, dertlenirim. Sanatçı diğerlerine göre biraz önceden ve derinden hissediyor ve görüyor derdi, sevinci. Ve kendi disiplininde konusu, rengi, çizgisi, yazısı, sesi, malzemesi, içeriği, tarzı ile belki de çözüm sunuyor, sesini yükseltiyor verdiği ürünle. Bu doğurganlık haliyle kendini iyi hissettiriyor.

Tümü hareket halinde olan ve hayatın tekdüze dayatmalarına inat rengarenk ve capcanlı görünen figürleriniz galerinin duvarlarında hangi kompozisyonla bir araya geldiler? 

Figürlerim, kompozisyonlarım zamansız ve mekansız bir boşluktalar. İçinde olduğumuz dertler insanlık tarihinin tüm zamanlarında artarak ya da azalarak yaşanan dertlerdir aslında. Bu zamansızlık ve mekansızlık hali bu tekrarlanan sürece ve derde iyi bir göndermedir diye düşünüyorum. Figürlerin dayatmalara inat rengarenk ve capcanlı görünmeleri itirazımızın ve sesimizin o veya bu şekilde çıkması gerektiğinin resimsel anlatımıdır. 

“Cam altı tekniği benim figürlerime, benim ışıltılı dünyama şahane bir hizmet veriyor”

Serginin en ilginç yönlerinden biri kullandığınız cam altı tekniği sanırım. Bunu bize biraz anlatabilir misiniz? Anlatmaya çalıştığınız mesele ve kullandığınız teknik arasında nasıl bir bağ kurdunuz?

Cam altı tekniği camın ve altının ışıltısı ve canlı renkleri ile ve tarihsel sürecinde üstlendiği pozitif enerji ile benim figürlerime, benim ışıltılı dünyama şahane bir hizmet veriyor. Resim dünyamda ben bize reva görülen eziyeti izleyiciye bu yolla uyararak, uyandırarak bu teknikle umut aşılayarak seriyorum.

“Cam altı tarihinde bu denli büyük boyutlarda ve formlarda çalışmalar yok”

Son olarak kullandığınız renklerin detaylarından ve eserlerinizin boyutlarından da biraz söz edebilir misiniz?

Cam altı tarihinde bu denli büyük boyutlarda ve formlarda çalışmalar yok gibi. Plexiglas ya da polikarbon altı çalışmalar sonuçları ile de farklı bir kulvar bence. Ayrıca fabrikanın olanakları ile büyütebilirsiniz işlerinizi. Camda ise çok zor ağırlık açısından. En uzun kenarda 120 cm’lere ulaştım ben. Renklerim gördüğünüz gibi şen, şakrak neşeli inat olarak.

Sergiyi 29 Nisan’a kadar Galeri Siyah Beyaz’da ziyaret edebilirsiniz.