Büyüdükçe çocukluğumuzda yaşadığımız kimi sosyal bocalamaları unuturuz. Çoğumuz okulun ilk günündeki ağladığımız ya da ağlamanın eşiğine geldiğimiz o ilk dakikaları aklımızda tutmamışızdır. Aile evinin güveninden, anne babamızın koruyuculuğundan kopabilmek, dış dünyaya atılan ilk adımların getirdiği şaşkınlık, küçük bocalamalar, diğer çocuklar tarafından kabul görme arzusuyla ilk tanışmamız... Bunlar 6-7 yaşlarındaki bir çocuk için büyük olaylar... Çocuk dünyasının acımasızlığıyla bir arada yürüyen masumiyet, kırılganlık, yaramazlık, büyümenin getirip götürdükleriyle olan ilk yüzleşme... Belçikalı yönetmen Laura Wandel’in bu ilk filmi bizi o günlere, o duygulara götürüyor filminde.
7 yaşındaki Nora okulun ilk günü okul kapısından girmeden önce sarıldığı babasından ağlayarak ve çok zor ayrılır. Bu iç burkan açılışın ardından izleyeceklerimiz Nora’nın göz hizasıyla bize sunuluyor. Tıpkı E.T.’de Steven Spielberg’in de yaptığı gibi; çocuk kahramanının göz hizasından ayrılmadan, yetişkinlerin ancak bel hizalarından görünebildiği bir çocuk dünyası bu. Nora ve ondan birkaç yaş büyük ağabeyi Abel’ın içinde olduğu ekosistem en empatik sinematografiyle sunuluyor bize.
Haber Giriş: 14.07.2023 04:30 | Son
Güncelleme: 14.07.2023 04:30
Gerçek hayatla tanışmanın acı hikayesi
Belçikalı yönetmen Wandel’in bu etkileyici ilk filmi Oyun Alanı (Playground) çoğumuzun unuttuğu ilkokula başlangıç günlerine götürüyor bizi. Yani gerçek hayatın önümüze çıkardığı ilk keskin viraja