27 Nisan 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 09.01.2024 14:25 | Son Güncelleme: 09.01.2024 18:39

Halil Altındere: Bu sergide bugünün yapay zekayla harmanlanması var

Pilot Galeri, çalışmalarında ortak hafızamızda ve aktüel yaşamımızda yer eden türlü şeyi alıp yeniden üreten sanatçı Halil Altındere’nin son üç yılda ürettiği heykel, video, tuval ve halılarından oluşan A Brief History of My Last Three Years başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor
Halil Altındere: Bu sergide bugünün yapay zekayla harmanlanması var

Halil Altındere’nin Pilot Galeri’de açılan A Brief History of My Last Three Years sergisinde yirmiden fazla eser yer alıyor. Basın bülteninde yazdığı üzere; sanatçının popüler kültür, gelenek, gelecek, sınır ötesi siyasetin meşruiyeti, savaşların, sanatın ve paranın insansızlaştırılması, sanatın da içinde olduğu yapıların iktidar çözümlemelerine odaklandığı eserler Altındere’nin üretiminin üç yıllık kısa bir özeti. Bu içeriğe ilaveten Altındere’nin yapay zekayı kişisel asistan olarak kullandığını belirtmesinden ve resim, minyatür, video, heykel, halı gibi işlerinde yaptığı iş birliklerini büyük bir açıklıkla izleyici ile paylaştığını görmekten heyecan duyduğumu samimiyetle söylemek isterim.

 Fotoğraflar: Kayhan Kaygusuz

Tabii bunun öteden beri Altındere’nin üretim pratiğinde yer alan bir refleks olduğunu hatırlatarak… Kendi sözleriyle: “Her şeyi kurguluyorum. Sonra birileri düğmeye basıyor ve çekiyor. Ya da boyuyor...1994 yılında ilk yaptığım portre, “Hommage To Toulouse Lautrec”ti. O zamanlar photoshop yoktu ve o çalışmayı fotokolaj ile yapmıştım. 2005’te Art-ist derginin olduğu “Hommage to Serge Gainsbourg” başlıklı işimde de konuk oyuncu olarak yer alıyorum. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda şu an sergide bulunan otoportremin ‘ilk’ olduğunu söyleyebiliriz.”

Güç ve baskıya karşı direniş

Bu sergide siyaset, teknoloji, militarizm, kripto sanat, kültür-sanat kurumları, kamusal-özel alan gibi konular Altındere’nin 90’lı yılların ortalarından itibaren ürettiği video, heykel, enstalasyon, minyatür, fotoğraf gibi mecralarla tartışılıyor. Altındere sergide güç ve baskıya karşı direnişin, kültürel hareketlerden kişisel seçimlere, sanatsal ifadeden toplumsal beklentilere meydan okumaya kadar çeşitli biçimlerde gerçekleşebileceğini vurguluyor. Bu farklı yöntemler, geniş bir tartışma ve özgürlük için çaba sarf eden daha büyük bir çabanın bir parçası olarak bir araya gelmekte.

Bir dönüştürücü olarak tanımlayabileceğim Halil Altındere, çalışmalarında gündelik hayatta gördüğümüz şeyleri, gazete haberlerini, gündelik hayatta kullandığımız objeleri, hüviyetleri, oyuncakları, silahları, gerçek kahramanları, masal kahramanlarını kısacası ortak hafızamızda ve aktüel yaşamımızda yer eden türlü şeyi alıp yeniden üretir. Kendi sözleriyle: “Bize aslında çok tanıdık gelen formları, yeniden alıp başka formlarda tekrar izleyicinin karşısına çıkarıp bir alan tanıyor.” Altındere’yi dönüştürücü olarak basitçe bir tanımın içine yerleştirmem tanışıklığın içine yerleşiveren başka kavramı. Öte yandan sanatçının üç ana tematik yörüngeyi takip ettiğini söyleyebileceğim üretimi bu dönüşüm eylemi içinde çoğalır.

Altındere’nin üç ana yörüngesi

Peki, nedir bizi başka kavramına vardıran Altındere’nin üç ana yörüngesi? Bunlardan ilki eleştirel bir şekilde geçmişi yansıtmasıdır. Bunun için militarizm ve kitle imha teknolojilerini incelemek için sanatsal metodolojileri kullanır. İkincisi, 'algı lojistiği'ndeki değişimi görselleştirerek, şeyleri belirli teknolojiler tarafından askeri yahut kamusal hayal gücünün bir uzantısı olarak nasıl yorumlandığını gösterir. Üçüncü ve son yörünge ise doğrudan yayılan bilgiyi yeniden üreterek (bazen doğrudan bazen dolaylı) ilişkisel ve kavramsal güzergahlar yaratır ve başkanın içinde dolaştırır. Böylece bilgiyi kısıtlayan kurumsal çerçevelere dair güçlü bir sanatsal tavır ortaya serer.

Bu sergide de dönüştürme eylemi sanatçının savunma/saldırı araçlarına ve bu araçların görev tanımlarının ötesinde taşıdıkları anlamlara olan ilgisini gösteren eserlerde karşımıza çıkar. Müzik Benim Silahımdır, sanatın kurşunlardan daha etkili bir silah olduğunu imlerken, Revolver Gun (2021) Invisible Bullet (2021) nesneleri, sanatçının 4 tetikli tabancası ile birlikte, gücün sahibiyle dolambaçlı–mutlak iktidarın imkânsız ilişkisine odaklanıyor. 1970’li yılların sonlarından beri savaşın gölgesinde yaşayan Afgan kadınlarının savaşta kullanılan top, tüfek, el bombası gibi silahları ördükleri halılara yansıtmasını referans alan ve başta Bayraktar TB2 olmak üzere Anka, Akıncı, Karayel ve Aksungur dronlarının ön planda yer aldığı Turkish Military Drones Rug (2023) halıları günümüz toplumunun silahları nasıl normalleştirdiğine odaklanıyor. Star Wars: Royal Hunt (2023)’ta ise, ava çıkmış Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman ve Osmanlı motifleriyle süslü üniformalar giyen Star Wars karakterleri görülüyor. Yapay zekâ 16. yüzyılın minyatür tekniğiyle birleşerek Altındere formülü ile başak bir kurguya dönüşüyor.

Sergi günümüzde bazı çevrelerce tehlikeli kabul eden yapay zekâ ile insansız hava araçları arasındaki tehlike yarışına kripto para biriminin yaratıcılarını da katıyor. Ethereumun yaratıcısı Vitalik Buterin ve kripto para borsası Binance’in kurucusu CZ’nin yer aldığı dergi kapakları dev bir yerleştirmeyle zamanın ruhunu ele geçiren kişiler olarak tam karşımızda duruyor. Beuys’unda yer aldığı Der Spiegel dergi kapağı eşliğinde donmuş/dondurulmuş olarak sanatın ve paranın şöhretleri poz vermeye devam ediyor…

Halil’in sözleriyle bitirelim: “Bu sergide İstanbul var, gelenek var, gelecek var, bugünün yapay zekayla harmanlanması var. Kripto kralı ve prensi de var, cüce de var. Dolayısıyla biraz güç ilişkileriyle ilgili, iktidar, avlanma ve avlama, otonom cihazlar ve bunların günümüzde kullanılış biçimleri. Bütün bunlar olurken sürekli bir akış var ve hayat akıyor.”

Sergiyi 20 Ocak’a dek Pilot Galeri’de ziyaret edebilirsiniz.