05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 20.10.2025 10:00 | Son Güncelleme: 20.10.2025 10:29

Hollywood filmlerini aratmayacak cinsten: İşte tüm zamanların en büyük müze soygunları

Louvre’daki yedi dakikalık soygun, sanat tarihinin en ilgi çeken soygun hikâyelerini yeniden gündeme taşıdı
Hollywood filmlerini aratmayacak cinsten: İşte tüm zamanların en büyük müze soygunları
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi Louvre, pazar sabahı tarihe geçecek bir soyguna sahne oldu. 2024 yılında 8.7 milyon ziyaretçi ağırlayan ve Mona Lisa gibi dünyanın en ünlü tablolarına ev sahipliği yapan müzede gerçekleşen soygun 7 dakika sürdü. Soygunun ardından hırsızlar motosikletlere binerek uzaklaştı. Kültür Bakanlığı, “ölçülemez değerde sekiz mücevherin çalındığını” duyurdu.

Fransa'nın çok satan gazetelerinden Le Monde "yüzyılın soygunu" başlığıyla manşetine taşıdı. Louvre’daki bu cüretkâr hırsızlık, daha önce yaşanan büyük müze soygunlarını yeniden gündeme getirdi. Britanya Müzesi’nden Zürih’teki Bührle Koleksiyonu’na, Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi’nden Isabella Stewart Gardner Müzesi'ne dünya çapındaki pek çok müze hırsızların hedefi oldu. 

Reuters, tarihin en büyük müze soygunlarını derledi: 

Ağustos 2023, Londra: Britanya Müzesi, aralarında altın mücevherler ve değerli taşların da bulunduğu yaklaşık 2.000 eserin uzun bir süre içinde çalındığını ve olayın müze içinde çalışan biri tarafından gerçekleştirilen bir “içeriden iş” olduğunu açıkladı.

Ağustos 2020, Utrecht yakınları: COVID-19 pandemisi sırasında müze kapalıyken arka kapıdan Hofje van Mevrouw Van Aerden Müzesi'ne giren hırsızlar, Hollandalı Altın Çağ ressamı Frans Hals’ın İki Gülümseyen Çocuk adlı tablosunu çaldı. 1626 tarihli eser, bir uzmana göre 15 milyon euro (18 milyon dolar) değerindeydi ve daha önce iki kez çalınmıştı.

Mart 2020, Amsterdam: Pandemi nedeniyle müzelerin kapalı olduğu dönemde Van Gogh’un Bahar Bahçesi adlı tablosu, ödünç sergilendiği Singer Laren Müzesi'nden gece yarısı çalındı.

Kasım 2019, Dresden: Saksonya eyaletinin doğusundaki Dresden kentinde yer alan Grünes Gewölbe (Yeşil Kasa) Müzesi'ne giren hırsızlar, 4.300’den fazla elmas içeren ve toplam değeri 113 milyon euronun üzerinde olan mücevher parçalarını demir parmaklıklı bir pencereden girerek çaldı. Mücevherlerin büyük bölümü daha sonra bulundu. 

Mayıs 2015, Madrid: Francis Bacon’a ait toplam 25 milyon dolar değerindeki beş tablo Madrid’deki bir evden çalındı. Eserlerin üçü iki yıl sonra bulundu.

Ekim 2012, Rotterdam: Hırsızlar, Rotterdam’daki Kunsthal Müzesi'nden Picasso, Matisse ve Monet gibi sanatçılara ait, değeri onlarca milyon euroyu bulan yedi tabloyu çaldı. Çalındığı sanılan Picasso eseri kısa süreliğine bulundu sanılsa da sahte olduğu anlaşıldı. Bir Rumen zanlı ve birkaç suç ortağı 2013’te hırsızlıktan mahkûm edildi.

Mayıs 2010, Paris: Paris Modern Sanatlar Müzesi’nden (Musée d’Art Moderne de la Ville de Paris) değeri 120 milyon euro olan beş tablo çalındı. Çalınan eserler arasında Picasso’nun Güvercin ve Yeşil Bezelyeler ve Henri Matisse’in Pastorale adlı tabloları da bulunuyordu.

Şubat 2008, Zürih: Silahlı hırsızlar Zürih'teki Bührle Müzesi'ne baskın düzenleyip Paul Cézanne, Edgar Degas, Vincent van Gogh ve Claude Monet’ye ait toplam 164 milyon dolar değerinde dört sanat eserini çaldılar ve geldikleri gibi hızla ortadan kayboldular. Bu, Avrupa'nın en büyük sanat hırsızlığıydı. Monet ve Van Gogh tabloları kısa süre sonra bir otoparkta, Cézanne’ın eseri ise 2012’de Sırbistan’da bulundu.

Aralık 2004, São Paulo: Brezilya’da hırsızlar, São Paulo’nun önde gelen sanat müzesinden Picasso’nun yaklaşık 50 milyon dolar değerindeki 1904 tarihli Suzanne Bloch’un Portresi ve Brezilyalı ressam Candido Portinari’nin 1939 tarihli ve yaklaşık 5,5 milyon dolar değerli Kahve İşçisi adlı tablolarını çaldı. Her iki tablo da bir ay sonra bulundu.

Ağustos 2004, Oslo: Silahlı soyguncular, Munch Müzesi’nden Edvard Munch’ın Çığlık adlı tablosunu çaldı. Bu, eserin 10 yıl içinde ikinci kez çalınışıydı. Hırsızlar aynı zamanda Munch’ın Madonna adlı eserini de götürdü. 1893 tarihli iki tablo Ağustos 2006’da bulundu.

Ağustos 2003, Drumlanrig Şatosu, İskoçya: Hırsızlar, Leonardo da Vinci’nin erken 16. yüzyılda yaptığı İplik Eğiren Meryem adlı tablosunu çaldı. Yaklaşık 53 milyon dolar değerindeki eser, dört yıl sonra İskoçya’da bulundu.

Aralık 2002, Amsterdam: Hırsızlar, Van Gogh Müzesi’nden her biri yaklaşık 56 milyon dolar değerinde iki Van Gogh tablosunu cesur bir soygunla çaldı. Her iki tablo da 2016’da Napoli’de bir uyuşturucu kaçakçısının kırsal malikanesinde bulundu.

Aralık 2001, Stockholm: Fransız empresyonist Pierre-Auguste Renoir’in "Sohbet" ve "Genç Parisli" tabloları ile Hollandalı usta Rembrandt van Rijn’in bir otoportresi, Stockholm Ulusal Müzesi’nden çalındı. Sohbet Nisan 2002’de, Rembrandt’ın otoportresi ise 2005’te bulundu.

Kasım 1993, Stockholm: Pablo Picasso ve Fransız kübist Georges Braque’a ait toplam değeri yaklaşık 60 milyon dolar olan sekiz eser, Stockholm Modern Sanatlar Müzesi’nden çalındı. Eserlerin bir kısmı sonraki aylarda bulundu.

Nisan 1991, Amsterdam: O dönemde dünyanın en büyük sanat soygunu olarak nitelendirilen olayda, Van Gogh Müzesi’nden yaklaşık 500 milyon dolar değerinde 20 tablo çalındı. Aralarında Vincent van Gogh’un Patates Yiyenler adlı eseri de bulunuyordu. Tablolar kısa süre sonra yakındaki terk edilmiş bir arabada bulundu.

Kasım 1990, Boston: Isabella Stewart Gardner Müzesi'nden 13 sanat eseri çalındı. Güvenlik görevlileri, bir kargaşa ihbarına müdahale eden polis kılığında iki adamı içeri aldı ve hırsızlar, güvenlik görevlilerini bağlayıp müzeyi bir saat boyunca yağmaladı.

Aralık 1985, sabahın erken saatlerinde, iki veterinerlik öğrencisi Carlos Perches Treviño ve Ramón Sardina García, Meksiko'daki Ulusal Antropoloji Müzesi'ne (MNA) girerek 124 paha biçilmez Kolomb öncesi Meksika eserini çaldı.

Ağustos 1911, Paris Louvre Müzesi: 1911 yazında Paris Louvre Müzesi’nden çalınan Mona Lisa, belki de tarihin en ünlü sanat soygunu olarak anılır. İlginçtir ki Leonardo da Vinci’nin bu başyapıtı o dönemde bugünkü kadar popüler değildi. O dönem tabloya biçilen değer yaklaşık 5 milyon dolar olarak tahmin edilse de bu, daha çok sembolik bir rakamdı. İki yıl sonra tablo Floransa’da bulunup yeniden Louvre’a döndüğünde ise çoktan bir kültürel ikon haline gelmişti. Bugün hâlâ sergilendiği cam vitrinin önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Kısacası, bu soygun Mona Lisa’nın ününe ün katarken, Louvre tarihinin en büyük skandallarından biri olarak kayıtlara geçti.

Kaynak: Reuters