Uzun bir dönem o kadar çok aşk filmi çıkardı ki Yeşilçam, kendisine ait klişe ve formülleriyle sadık bir kitle yaratmıştı. Ama sonra televizyonun, videonun yaygınlaşması, erotik film furyası, star sisteminin çöküşü vs. derken 1990’ların ikinci yarısından itibaren Türk sinemasının geniş kitlelerle buluşması genellikle iki tür filmle mümkün olabildi: Seyircilerin özellikle televizyon dizileriyle tanıdığı, sevdiği ünlülerle dolu olan melodramlar ve omurgasız komedi filmleri... Bugünün genç kuşağı şaşıracaktır belki ama sinemamız neredeyse 20 yıl katıksız bir ‘aşk filmi’ üretemedi o dönemde. Ta ki Çağan Irmak’ın Issız Adam’ına kadar...
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim