23 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 20.01.2024 13:20 | Son Güncelleme: 20.01.2024 13:23

Ömer Koç Koleksiyonu’ndan 600 eser, 400 sanatçı

Arter’de, Selen Ansen küratörlüğünde gerçekleştirilen Ömer Koç’a ait ilk özel koleksiyon sergisi Farz Et Ki Sen Yoksun, başlığını Ömer Hayyam’ın Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle alıyor. Bu sergide 600 eser ve 400 sanatçı çok sesli bir hikaye anlatırken, tüm çalışmalar kendi yolunu buluyor
Farz Et Ki Sen Yoksun, Küratör: Selen Ansen Sergiden görünüm Arter, 2024 Fotoğraf: Orhan Cem Çetin
Farz Et Ki Sen Yoksun, Küratör: Selen Ansen Sergiden görünüm Arter, 2024 Fotoğraf: Orhan Cem Çetin

Ege Işık Özatay

“Madem ki bu dünya işinin sonu yoktur. Sen kendini şimdiden yoksun farz et ve hür yaşa.” Ömer Hayyam Rubailer’inde özgürlüğün ancak benliğin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olacağını söyler. Hayyam, Carl Sagan’ın “soluk mavi nokta” olarak tanımladığı dünyanın tüm tasasını, derdini bir kenara bırakır; şimdiki zamana ve içsel yolculuğa yönelir. “Herkesin yolu kendine varır, arama başka yerde” dizesini okuyanlar derin bir nefes alıp rahatlar, o bitmek bilmez sesler, görünümler, yarışmalar birden son bulur. Şimdi artık herkes özüne döner. Ayrıca Hayyam, bilinmezliği tanımlamak için “x”i kullanır. Yalnızca hayatın matematiğini değil; cebir, tıp, fizik, astronomi, yüksek matematik konularını da araştırır. Hayyam cebiri, sayısal ve geometrik bilinmeyenlerin belirlenmesini amaçlayan bilim olarak tanımlardı. 

Farz Et Ki Sen Yoksun, Küratör: Selen Ansen, Sergiden görünüm, Arter, 2024
Fotoğraf: Orhan Cem Çetin

 

İşte Arter’de gerçekleştirilen Ömer Koç’a ait ilk özel koleksiyon sergisi Farz Et Ki Sen Yoksun’un başlığını Ömer Hayyam’ın Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle alıyor olması bir tesadüf değil. 18 Ocak günü yapılan basın buluşması esnasında gezme fırsatı bulduğum bu görkemli sergide 600 eser ve 400 sanatçı çok sesli bir hikaye anlatırken, tüm çalışmalar kendi yolunu buluyor. İzleyiciyle buluşan eser ve nesnelerin çeşitliliği kadar, kapsadığı mecralar ve ilişki kurduğu temalar bakımından da geniş bir yelpazeye yayılıyor. Sergi tıpkı Ömer Hayyam’ın dünyaya bakış açısı gibi biricik ve kendine has bir anlatı sunuyor.

Alelade olanın olağanüstü olanla yakınlığı

Selen Ansen’in küratörlüğünü üstlendiği Farz Et Ki Sen Yoksun başlıklı sergi, bir koleksiyonerin hayalleri ve hayata geçirdikleri neticesinde farklı nesneler arasında kurulan yakınlıkların ve oluşturulan gövdenin bir mekân olarak ev içinden müzeye taşınmasının imkânlarını araştırıyor. 400’e yakın sanatçının yapıtlarının yanı sıra anonim eserler, seri üretimler ve muhtelif öğelere yer veren sergi, Arter’in 4. ve 3. kat galerilerine yayılıyor. Özel alanda tekil bir yaşama eşlik etmek üzere düzenlenmişken bir sanat kurumunun aracılığı ve küratöryal bir bakışla kişisel bir koleksiyondan kamuya açılan seçki, tasnif mantığına meydan okuyan zamanlar ve formlar arası bir dünya yaratıyor. Koleksiyonerin eserlerle etkileşim içerisinde soyut bir kimlik kazanarak var olduğu bu dünya, şeylerin özel alandan ayrılıp kendi özgünlüklerini yeni bir bağlamda sürdürmesiyle hem gerçek hem de kurmaca bir deneyimin kapısını aralıyor. Farz Et Ki Sen Yoksun, koleksiyonu çok yönlü ve yaşayan bir beden olarak ele alarak, alelade olanın olağanüstü olanla yakınlıklarının yanı sıra toplama/koleksiyon yapma pratiği ve gündelik yaşamımızı çevreleyen nesneler üzerine de düşünmeye teşvik ediyor.

Farz Et Ki Sen Yoksun, Küratör: Selen Ansen, Sergiden görünüm, Arter, 2024
Fotoğraf: Orhan Cem Çetin

 

Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulan Farz Et Ki Sen Yoksun, her şeyin düştüğü ve düşmeye devam ettiği dünyada yükselişi düşleyebilmek için, faniliğin hüküm sürdüğü canlılar evreninde dünyevilikten el alan yükseliş ve kaçış alanlarını bulmaya yöneliyor. Serginin ismini aldığı dizelerde şair Ömer Hayyam’ın (1048–1131) kendi benliğimizin sınırlarını aşarak yaşamı özgürce kucaklamamızı anımsatmasından hareketle ziyaretçiler de kronolojinin ve hiyerarşinin olmadığı bir mekânsal kurgu içerisinde bir araya getirilen nesnelere dair yeni anlam arayışlarına kapı açacak bir deneyime davet ediliyor.

Koleksiyonerin oyuncul yorumunu yansıtan bir birikim yoluyla insanî zevkleri, arzuları, geçmiş hayatların heveslerini ve düşlerini bize taşıyan kitapları, koltukları, resimleri, heykelleri ve fotoğrafları buluşturan Farz Et Ki Sen Yoksun, insan olmanın iyisiyle kötüsüyle aktarılabilir bütün hâllerini koruma altına alma fikrine tutkuyla yaklaşmak ve nihayet en yücesinden en gündelik olanına, en kalıcısından en geçici olanına jestler, imalar, hareketler, ölmeden bırakılmış ve sonra yaşayanlarca bulunmuş ve korunmuş izler gibi temaların peşinden gidiyor. Sergide bir araya gelen binbir yapıt ve nesne, mekânda kurdukları yakınlıklar yoluyla yeni çağrışımlar için yaşama tutunan bir görüş alanı açıyorlar.

Farz Et Ki Sen Yoksun, 19 Ocak itibariyle Arter’in 4. ve 3. kat galerilerinde ziyaret edilebiliyor.