Binnaz Saktanber
Pandemi, sunucu krizleri, ırkçılık reformları derken üç senelik bir “Sen Oscar’sın aptallık etme!” döneminin sonuna gelen Akademi Ödülleri, 27 Mart gecesi düzenlenecek törenle dostun düşmanın önüne çıkıyor.
Köprüleri yakmaya geliyorlar
Geçen senenin bol pandemili töreni Union Tren İstasyonu’nda sunucusuz yapılmış ve yapımcısı Steven Soderbergh’in yarattığı beklentiye rağmen tarihin en düşük reytingini almıştı. Oscarlar bu sene silkindi ve reytinglerin peşine düştü. İlk iş, tören geleneksel mekânı Dolby Tiyatrosu’na taşındı. Pandeminin hafiflemesiyle adaylar ve konuklar için karantina zorunluluğu kaldırıldı, aşı ve negatif PCR testi yeterli kabul edildi. 2019’da attığı homofobik tweet’ler yüzünden görevinden alınan Kevin Hart’dan beri sunucusuz gerçekleştirilen tören ise bu sene ilk kez üç kadın komedyene emanet edildi: Amy Schumer, Wanda Sykes ve Regina Hall. “Köprüleri yakmaya geliyorum” diyen Schumer’a bakılırsa istikamet eğlence. Reytinglere bu kadar takmışken yılın gişe rekortmeni Spiderman’i neden En İyi Film adayı yapmadığı anlaşılamayan Akademi, seyircinin gönlünü almak için #OscarsFanFavorite (hayranların favorisi) isimli bir yarışma uydurdu. Yılın favori filmini ve film anını tweet’leyen seyircilerin arasından kurayla seçilen birer kişi 2023’teki törene davetli olarak gitme hakkı kazanacak. Her iki yarışmanın sonucu da Zoë Kravitz, Lady Gaga, Anthony Hopkins, Daniel Kaluuya ve Kevin Costner gibi sanatçıların ödül takdim edeceği gecede canlı açıklanacak.
Sinemacıları kızdıran ihraç
Sadece Akademi değil ABC de reyting peşinde. “Ya bazı kategorileri çıkartırsınız ya da töreni yayınlamayız” diyen kanalın ısrarıyla kurgu, saç ve makyaj, özgün müzik, set tasarımı, ses, kısa belgesel, kısa animasyon ve kısa film kategorileri canlı yayından çıkarıldı. Karar hem sinemaseverleri hem de sinemacıları kızdırdı. Oscar ödüllü ses miksajcısı Tom Fleischman Akademi üyeliğinden istifa etti. Steven Spielberg, Guillermo del Torro ve bu yıl En İyi Yönetmen ödülünü almasına kesin gözüyle bakılan Jane Campion ise kararı çok sert bir şekilde eleştirdi.
İzlemesi daha ‘kolay’ filmler
Bu senenin En İyi Film adayları arasında gişe rekortmeni yok, doğru. Ama geçen seneki kadar politik ve ağır bir film çemberinde de değiliz. İzlemesi hem fiziksel hem duygusal olarak “kolay” filmler var karşımızda. Duygusal olarak kolay çünkü CODA, King Richard, Licorice Pizza gibi aday filmlerin çoğu seyirciyi çok da üzmeyecek, “feel good” denilen türde filmler. Belfast, Flee ve West Side Story gibi çok ağır konuları işleyen filmler ise seyirci dostu işleyişlere sahip dersek yanlış olmaz. Bu senenin aday filmlerine erişim de kolay çünkü neredeyse tüm adayları Netflix, Apple TV+, Amazon Prime Video ve HBO Max gibi dijital platformlarda izlemek mümkün. Türkiye’de evimizin koltuğunda izleyebileceğimiz filmleri sıralarsak; En İyi Film adayları Don’t Look Up, The Power of the Dog Netflix’te, CODA Apple TV’de. En İyi Erkek Oyuncu adayı Tick, Tick…Boom! yine Netflix’te. En İyi Kadın, En İyi Erkek ve Yardımcı Erkek Oyuncu adaylıklarıyla öne çıkan Being the Ricardos ise Amazon Prime Video’da izlenebilir.
Türkiyeli aday ‘kısa’da favori
K.D. Davila’nın yönettiği, yapımcılığını ve yazarlığını Türkiyeli eşi Levin Menekşe ile yaptığı film Please Hold, En İyi Kısa Film’e aday. Çok da uzak olmayan bir gelecekte bir drone tarafından tutuklanan, her şeyin otomasyona bağlandığı ve insan kontağının sıfır olduğu bir hücreye atılan Mateo’nun hikayesi hem çok korkutucu hem de çok olası. HBO Max’in gösterim haklarını satın aldığı filmin kazanma ihtimali ise epey yüksek.
En dişe diş yarış
Bu yıl da çoğu ödülün sahibi belli gibi. Hala sıcak tek bir yarış var: En İyi Kadın Oyuncu. Hiçbiri En İyi Film adayı bir işte yer almıyor, bu da seçimi zorlaştırıyor. Spencer filmindeki Prenses Diana portresiyle aday olan Kristen Stewart yarışın sürpriz yumurtası. Stewart ilk kez bu noktada ve kazanırsa SAG (Oyuncular Sendikası Ödülleri) adaylığı olmadan Oscar alan ilk isim olarak tarihe geçecek. Olivia Colman (The Lost Daughter), Penélope Cruz (Parallel Mothers) ve Nicole Kidman’ın (Being the Ricardos) birer heykeli var ve şansları eşit gibi. Ödül sezonu boyunca pek şans verilmeyen Jessica Chastain ise SAG ödülünü kaparak bir adım öne çıktı. The Eyes of Tammy Faye ile aday olan Chastain’in filminin saç ve makyaj için yarışması da avantaj, Akademi böyle dönüşümlere bayılır. Tabii sayıları epey artan uluslararası üyeler bir anda Cruz’u veya Colman’ı öne çıkarmazlarsa.
Rakamlarla Oscar
6: Aynı filmle Oscar’a aday olan çiftlerin sayısı
Bu yıl The Power of the Dog’la aday olan Kirsten Dunst ve Jesse Plemons’dan önce Michelle Williams ve Heath Ledger, Angelica Huston ve Jack Nicholson, Katherine Hepburn ve Spencer Tracy, Elizabeth Taylor ve Richard Burton, son (hatta ilk) olarak da Lynn Fontanne ve Alfred Lant aynı filmle aday olmuşlardı.
2: Yeniden kafa kafaya gelenler
King Richard’ın Will Smith’i ile The Tragedy of Macbeth’in Denzel Washington’ı, 2002’de Ali ve Training Day’le aynı ödüle adaydı. The Power of the Dog ile West Side Story’nin yönetmenleri Jane Campion ile Steven Spielberg de 1994’te The Piano ve Schindler’s List için ‘kapışmıştı’.
4: Bu yıl herhangi bir adaylık almayan Spider-Man’in önceki filmlerinde oynamış olan adayların sayısı
Benedict Cumberbatch, Kirsten Dunst, Andrew Garfield, J.K. Simmons.
6: İkinci kez oyunculuk dalında Oscar’a aday olanlar
Javier Bardem, Olivia Colman, Penelope Cruz, Judi Dench, Nicole Kidman, J.K. Simmons
Şimdiden tarihe geçenler
CODA: Apple TV+’ın ilk En İyi Film adaylığı, kadrosu duyma engelli aktörlerden oluşan ilk En İyi Film adayı ve ilk duyma engelli En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adayı
Kenneth Branagh: Tarihte sekiz kategoride birden aday olan ilk kişi. Belfast ile En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Özgün Senaryo dallarında aday olan Branagh, önceki yıllarda da En İyi Erkek Oyuncu ve Yönetmen (Henry V), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (My Week with Marilyn), En İyi Uyarlama Senaryo (Hamlet) ve En iyi Kısa Film (Swan Song) için yarışmıştı.
Jane Campion: Yazarken utandım ama tarihte iki kez En İyi Yönetmen’e aday olan ilk kadın. Daha önce Piano ile adaylığı olan Campion bu sene de The Power of the Dog ile burada.
Flee: Tarihte En İyi Animasyon, En İyi Belgesel ve En İyi Uluslararası Film ödüllerine aynı anda aday olan ilk iş.
Drive My Car: En İyi Film’e aday olan dördüncü İngilizce olmayan yapım. Bir Haruki Murakami uyarlaması, aynı zamanda En İyi Uluslararası Film adayı.
Kristen Stewart: En iyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne aday olan ilk açık LGBTQ+ isim.
TRT 2’de Oscar yayını 27 Mart Pazar’ı 28 Mart Pazartesi’ye bağlayan gece 00.15’te Oscar’a Doğru programı ile başlayacak ve 03.00’te törenin naklen yayını ile devam edecek.
