2023 yılında denizleri ve deniz kaynaklarını korumak, ekolojik dengeye ve sürdürülebilirliğe destek olmak amacıyla Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları projesini başlatan Türkiye İş Bankası ve TÜDAV, şimdi de bu projenin devamı niteliğinde yeni bir projeye imza atıyor. “Dünya bizim, gelecek bizim” yaklaşımıyla yürütülen proje, Marmara Denizi ve Kuzey Ege’de, Marmara Adası, Gökçeada ve Bozcaada çevresinde bulunan endemik siyah mercan (Savalia savaglia) ve taş mercan (Cladocora caespitosa) türlerinin korunmasını hedefliyor.
Siyah ve taş mercan türlerinin habitat ve popülasyonlarını korumaya yönelik Denizlerin Ormanları: Mercanlar projesinin ayrıntılarını öğrenmek için bir grup gazeteci arkadaşla geçen hafta Gökçeada’daydık.
Sabahın erken saatlerinde limandan TÜDAV Maru teknesiyle ayrıldık. Siyah mercanlarla karşılaşacağımız koya doğru ilerlerken TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk’ten projenin ayrıntılarını dinliyoruz.
“Bu mercanlar koruma altında ama farkındalık oluşturmamız gerekiyor” diyor Öztürk. Üç yıl sürmesi öngörülen projenin amacının öncelikli olarak bu koruma altına alınan türlere dikkat çekmek, veri tabanı oluşturmak, iklim değişikliği ile ilişkisini kurmak olduğunu vurguluyor. Zira iklim değişikliği en büyük tehlikelerden, beyazlamaya hatta ölmelerine sebep oluyor. Müsilaj ve hayalet ağlar da ölümcül tehlike yaratıyorlar. Marmara Denizi, Gökçeada ve Bozcaada’da istasyonlar var. Bir envanter çıkarmak en önemli amaç.
“Bizim en büyük sermayemiz biyoçeşitlilik” diyor Öztürk ve ekliyor, “Araştırma yapmıyorsanız biyoçeşitliliği bilemezsiniz. Araştırma ancak ölçülerek yapılır eger yapmazsanız spekülasyon olur.” İçinde bulunduğumuz TÜDAV’ın teknesi Maru’da dalış imkanının yanı sıra drone ve CTD gibi modern teknolojik ekipmanlarla bu popülasyonu rahatlıkla incelemek mümkün.
Peki bu araştırma neden önemli? On binlerce yıldır denizlerin derinliklerinde yaşayan mercanlar, adeta denizlerin hafızası. Deniz yaşamının %25'ine ev sahipliği yapan bu mercanlar binlerce balık ve deniz canlısı için barınak, üreme ve beslenme alanı olmuş. Tıpkı deniz çayırları gibi çok sayıda omurgasız türü içerisinde barındırıyor. Derin deniz ekosistemlerinin iskeletini oluşturan, küçük canlılar için tutunma ve saklanma alanı sağlayan mercanlar, bazı türlerin biyolojik çeşitliliğinin korunmasında önemli bir alanı oluşturuyor.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) araştırmalarına göre, mercanlar denizlerin karbon döngüsüne katkı sunarken, aynı zamanda binlerce yıllık doğal birikimin de taşıyıcısı görevini görüyor.
Projeye destek veren İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri İzlem Erdem de bizimle birlikte teknede. “Hepimiz geleceği de düşünerek kaynakları en verimli, en doğru şekilde kullanmakla sorumluyuz. Burada alınan her sorumluluğun bizi gelecek nesiller açısından daha iyi noktaya getireceğine inanıyoruz” derken sürdürülebilirlik alanında kuruluş misyonları gereği daha fazla sorumluluk hissettiklerini vurguluyor. “Küresel iklim değişikliğinin neden olduğu sorunların, üzerinde yaşadığımız gezegenin karşı karşıya olduğu risklerin farkındayız. Dolayısıyla kurum olarak var olan sorunların çözümü noktasında daha fazla inisiyatif almaya çalışıyoruz. Bunu kurumsal sosyal sorumluluğun çok ötesine taşımış durumdayız. Gelecek nesillere daha iyi, daha yaşanılır bir dünya bırakmak hepimizin ödevi olmalı. Biz de bu bilinçle, etki alanımızın geniş olduğunu da dikkate alarak iyi bir kurumsal vatandaş olmak; üzerimize düşen görevlerin gerekliliklerini yerine getirmek istiyoruz.”
Bu sırada denize atılan drone’dan görüntüler gelmeye başlıyor. Teknolojinin sayesinde sualtı dünyasına su üstünden ulaşmanın keyfini çıkarıyoruz. Su altında renkler muhteşem. Bir yandan da Prof. Dr. Bayram Öztürk’te kulağımız: "Özellikle son 50 yılda Akdeniz’de deniz suyu sıcaklıkları ortalama 1,5°C artarken, Kuzey Ege’de bu artış 1,6°C’ye ulaştı. Bu nedenle taş mercanların durumunu yakından izlemek, deniz ekosistemlerinin geleceği için kritik öneme sahip. Taş mercanlar ise yalnızca iklim değişikliğiyle değil, aynı zamanda insan kaynaklı tehditlerle de karşı karşıya. Koloni halinde yaşayan taş mercanlar, Akdeniz’de hedef dışı avlanan ve nesilleri tehlikede olan türler arasında bulunuyor. Bu nedenle Vakfımız balıkçı kooperatifleriyle iş birliği yaparak, türün korunmasına yönelik çalışmalar yürütüyor. Yılda sadece 2 ila 5 milimetre büyüyebilen taş mercanlar, yavaş gelişimleri nedeniyle son derece hassas. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) Kırmızı Listesi’nde yer alan bu tür, 2022 yılında bizim önerimizle Türkiye'de yasal koruma altına alındı. Şimdi ise İş Bankası’nın desteğiyle başlattığımız yeni projemizle mercanları koruyarak deniz ekosisteminin sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyoruz"
Tüdav Maru’dan ayrılırken önümüzdeki üç yıl da gelecek araştırma sonuçları için şimdiden sabırsızlanıyoruz.