22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.03.2024 23:41 | Son Güncelleme: 11.03.2024 06:00

96. Oscar ödülleri sahiplerini buldu: Geceye Oppenheimer damga vurdu

2024 Oscar Ödülleri bu gece 96'ncı kez sahiplerini buldu. Oppenheimer, en iyi film ve en iyi yönetmenin de aralarında olduğu 7 dalda ödüle layık görüldü. Sinema eleştirmeni ve senarist Burak Göral, bu yılın adaylarını ve ödülleri yorumladı. İşte bu yılın kazananları ve öne çıkanlar
Fotoğraf: Getty Images
Fotoğraf: Getty Images

Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından 1929'dan bu yana verilen Oscar Ödülleri, 96'ncı kez sahiplerini buldu. Los Angeles'taki Dolby Theatre'da gerçekleştirilen töreni bu yıl da Jimmy Kimmel sundu. Oppenheimer, 96. Akademi Ödülleri'nde En İyi Film seçildi ve geceden 7 ödülle ayrılarak törene damga vurdu. Sinema eleştirmeni ve senarist Burak Göral, bu yılın ödüllerini yorumladı. İşte Göral'ın yorumlarıyla gecenin kazananları:

Sürpriz beklenmeyen ilk kategorinin kazananı beklendiği gibi Geride Kalanlar'daki rolüyle yılın oyunculuk ödüllerinde bolca sahneye çıkan Da’Vine Joy Randolph oldu... Randolph karakterini usul usul bir oyunculukla izleyenlerin kalbine nakşetmiş adeta.

En İyi Kısa Animasyon Film kategorisinin kazananı War is Over! Inspired by the Music of John & Yoko oldu.

Miyazaki’nin filmlerinin neredeyse bütün temel unsurlarını içinde barındıran son filmi. Etrafında olan bitenlerin altına inmeye meraklı bir çocuk, fantastik-büyülü bir dünyaya yapılan bir yolculuk, bu dünyaya onu çeken ve içerde tanıştığı gizemli varlıklar... Çocuk ve Balıkçıl, Miyazaki ve Ghibli filmleriyle büyüyenleri mest eden bir macera.

Çok akıcı, matematiği çok iyi kurulmuş harika bir senaryoya sahip Bir Düşüşün Anatomisi. Önce bir cinayet soruşturması sonra bir mahkeme filmi gibi ama aslında bir evli çift üzerinden derin karakter muhasebeleri izliyoruz... Başkaları üzerinde kurmaya çalıştığımız tahakkümler, kendimizi mağdur göstermeler; kısacası insanı kendiyle yüzleştiren filmlerden biri...

2001’de çıkmış olan Erasure adlı romandan uyarlanan Amerikan Romanı'nın siyahi kültür hicvi zaman zaman biraz karikatürize gibi duruyor. Çünkü ikibinlerin başından beri bu yolda epey mesafe katedildi aslında. Ama hikayenin aile draması arkı iyi çalışıyor kesinlikle. Karakterler çok gerçek ve sıcak.

En iyi Saç ve Makyaj Oscar'ını Emma Stone'un saçları aldı.

En İyi Yapım Tasarımı ödülü de Zavallılar'ın (Poor Things) oldu. Zavallılar gördüğü ilginin en büyük payını kitaptaki fantastik dünyayı başarıyla yansıtan Yapım Tasarım ekibine borçlu. Filmin en çok ödül almayı hak eden adaylığı da zaten bu kategoriydi desek yeridir...

Zavallılar zaten başlı başına bir tasarım filmi. Emma Stone'un son derece farklı tasarlanmış kostümleri film izlendiğinden beri konuşuluyor. En büyük rakibi Barbie'yi güçlü olduğu dallarda yenmiş oldu böylece...

Martin Amis’in aynı adlı romanından uyarlanan bu son derece rahatsız edici film, giderek sıradanlaşan kötülüğün ve zulmün faili olan insanların duyarsızlığını gözler önüne seriyor. Biz hep duvarın içinde olanları izledik, ancak bu sefer duvarın dışına çıkıyoruz ve oradaki bu korkunç suçun gölgesi altında yaşayan insanların gündelik hayatına giriyoruz.

Bu ödülü çoktan hak eden inişli çıkışlı bir kariyere sahip 1965 doğumlu Robert Downey Jr. sonunda bir Oscar ödülüyle buluştu. Daha önce Chaplin ve Tropik Fırtına'daki rolleriyle Oscar’a aday olmuştu.

Genelde çoğunluğun favorisi ya da tahmini Gareth Edwards’ın bilim kurgu gerilim filmi Yaratıcı (The Creator) idi. Godzilla Minus One'ın ülkemizde ne zaman vizyona gireceği ya da girip girmeyeceği henüz meçhul.

Christopher Nolan’ın Tenet filminden beri çalıştığı kurgucusu Jennifer Lame, yönetmen Noah Naumbach’ın da yıllardır birlikte çalıştığı isim. Lame aynı zamanda Yaşamın Kıyısında (Manchester by the Sea), Ari Aster’in Ayin (Hereditary) filmlerinin de kurgucusu...

En İyi Kısa Belgesel kategorisinin kazanan filmi The Last Repair Shop. Film ülkemizde de Disney+’tan izlenebilen sıcak ve samimi bir film.

En İyi Belgesel Oscar’ını Ukrayna’daki savaşa odaklanan çarpıcı belgesel Mariupol’da 20 Gün'ün alacağı konuşuluyordu epeydir. Bu kategorideki diğer güçlü aday Dört Kız Kardeş gibi ülkemizde de vizyona gelir umarım...

Nolan’ın Interstellar, Dunkirk ve Tenet filmlerinde de çalışan İsviçreli görüntü yönetmeni Hoyte Van Hoytema’nın filmografisinde Spectre, Her, Tinker Tailor Soldier Spy, Gir Kanıma gibi hayranı olduğumuz başka filmler de bulunuyor.

En İyi Kısa Film Oscar’ı Wes Anderson’ın Netflix için Roald Dahl öykülerinden uyarladığı kısa filmlerden biri olan The Wonderful Story of Henry Sugar kazandı.

İlgi Alanı, ses kuşağını filmin atmosferi ve ruhu için değil sadece onu hikayesine dahil eden çok özel bir film. Akademi üyelerinin bu kadar ince görmesi ve Oppenheimer'ın bangır bangır ses kuşağına onu tercih etmesi ilginç, güzel bir sürpriz oldu...

Ludwig Göransson’un Oppenheimer için yaptığı ve filmi izlerken içimizi titreten müzik çalışmaları aylar önce bu kategorinin en favorisi olduğunu bağırıyordu zaten. Müzisyenin The Mandalorian'la birlikte en iyi çalışmalarından biri. Kimsenin pek itiraz etmeyeceği bir sonuç oldu bu.

Yine tahmin ettiğimiz bir sonuç. En iyi Şarkı Oscar'ını hem Barbie'nin hem de diğer adayların arasındaki en iyi şarkı aldı. Billie Eilish'in bu ikinci Oscar'ı bu arada. Bond filmi Ölmek İçin Zaman Yok filmine yaptığı şarkıyla da almıştı 2022'de...

Harika oyuncularla dolu bu kategoride İrlanda doğumlu, tiyatro sahnelerinden gelen aktör Cillian Murphy beklendiği gibi hak ettiği bir ödül kazandı. Oyuncunun Oppenheimer'da hem fiziksel hem de ruhen çizdiği ‘mesafeli’ profil, karakterin ruhuna ve filmin atmosferine büyük bir katkı sağlamıştı.

Christopher Nolan, filmografisinde Oppenheimer’dan çok daha iyi projelere başarıyla imzasını atmış bir yönetmen. Interstellar, Inception ve The Prestige gerçekten çok özel filmler. Ancak Oppenheimer da etkileyici bir film. Katılmadığınız pek çok özelliği en azından ciddiye alınacak tartışmalara yol açan entelektüel bir film...

Emma Stone müthiş bir kariyer sürmekte. Bir defa çok çalışkan bir oyuncu ve filmografisi hem popüler hem de bol ödüllü filmlerden oluşuyor. Zavallılar filmine kattığı o büyük enerji olmasa film bugün bu kadar adaylık ve ödül alamayacaktı büyük olasılıkla...

Christopher Nolan’ın J. Robert Oppenheimer’ın ibretlik yaşam öyküsünü oldukça detaylı bir şekilde anlatan, yazar/gazeteci Kai Bird ve yazar/akademisyen Martin Sherwin’in Pulitzer ödüllü Amerikalı Prometheus kitabından uyarladığı filmi Oppenheimer, kitap kadar kapsayıcı olamasa da çelişkilerle dolu bu bilim insanının iç dünyasını olabildiğince hissettirmeyi başarıyor.


Tören öncesinde Burak Göral, adayları ve olasılıkları değerlendirdi...

Bu sene önceki yıllardan daha heyecansız bir tablo var karşımızda. Akademi diğer sinema ödül organizasyonlarının rüzgarını devam ettirip Oppenheimer”ı ‘En İyi Film’ olarak ilan edecek gibi görünüyor. Bu da ödül tahmini yapmayı sevenlerin heyecanını epey düşüren bir unsur. Her sene bir favori diğerlerinin birkaç adım önünde durur zaten. Ama bu sene tam 13 dalda adaylığı olan Oppenheimer pek çok dalda ödülü kimseye kaptırmayacak gibi. 11 dalda adaylığıyla en yakın takipçisi olan Zavallılar (Poor Things) ve 10 daldaki adaylığıyla Dolunay Katilleri (Killers of the Flower Moon) bence oldukça az ödülle geceyi kapatacaklar.

Bu kategorinin neredeyse kesin gözüyle bakılan favorisi Christopher Nolan, filmografisinde Oppenheimer’dan çok daha iyi projelere başarıyla imzasını atmış bir yönetmen. Interstellar, Inception ve The Prestige gerçekten çok özel filmler. Ancak Oppenheimer'ın Amerikalılar için kısıtlı da olsa bir ‘günah çıkarma’ vesilesi olduğunu söylemek mümkün. ABD tarihinin en korkunç günahlarından birini ele alan Nolan, Japonya’da atom bombasının patlatıldığı anı göstermiyor. Bu bazıları için trajedinin vahşi yüzünü saklamak kimine göre de sömürmemek olarak değerlendirildi. Uyarlandığı kitapta da olduğu gibi senaryo bu trajedide ‘rolü olan’ bir dahinin profilini çıkarmaya odaklı.

Listede yine büyük bir günahı işleyen bir film daha var.. Yaşayan en önemli Amerikalı yönetmen Martin Scorsese, Dolunay Katilleri'nde beyaz Amerikalıların Osage yerlilerinin topraklarına nasıl da çöktüğünü, etkileyici bir sinematografiyle anlatıyor. Oppenheimersız bir listede daha yüksek bir şansı olurdu. Dolunay Katilleri Lily Gladstone’a verilen ‘En İyi Kadın Oyuncu’ Oscar’ıyla, Bir Düşüşün Anatomisi de aynı zamanda senaristlerinden biri olan yönetmen Justine Triet’ye verilen 'En İyi Özgün Senaryo' ödülüyle geceden uğurlanabilirler, göreceğiz...

Bu kategori yine en az sürpriz beklenen kategori. Oppenheimer'ın bu kadar ilgi görmesinde en çok payı olan isimlerden biri de kuşkusuz İrlanda doğumlu aktör Cillian Murphy. Oyuncunun hem fiziksel hem de ruhen çizdiği ‘uzak’ profil, karakterin ruhuna ve filmin atmosferine mükemmelen uyuyor.

Tabii ki Cillian Murphy’nin alması durumda olan Paul Giamatti’ye olacak bu kategoride. Çok yönlü, derin duygusallıkta ve karmaşık karakterleri ustalıkla canlandıran aktör daha önce Cinderella Man filmindeki yardımcı rolüyle Oscar’a aday gösterilmişti.

Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos’un Alasdair Gray’in romanından uyarladığı “Zavallılar” ilk gösterime çıktığında coşkuyla karşılanmıştı ancak sonrasında Lanthimos’un bu kült romanı uyarlarken yaptığı bazı tercihleri birden sorgulanmaya, hatta cinsiyetçi ya da (yanlış anlaşılmaya müsait) bulunmaya başladı.

Bu tartışma ‘En İyi Kadın Oyuncu’ kategorisinin güçlü favorilerinden biri olan Emma Stone’un kazanma olasılığını da biraz düşürdü gibi. Dolunay Katilleri'ndeki kısıtlı rolüne rağmen akılda kalıcı bir performans sergileyen Lily Gladstone bahislerde öne geçti.

Emma Stone Zavallılar'da enerjisi yüksek bir performans sergiliyor. Ama Emma Stone’un zaten bir Oscar’ı var, bu filmdeki performansıyla Altın Küre ve BAFTA’dan ödüllerini de aldı. Dolayısıyla Akademi üyeleri oy kullanırken bunları göz ardı etmeyebilir. Oyuncular jürilerin bu tip değerlendirmelerinden nefret ederler ama bazen hayli etkili olabiliyor bu durum.

‘En İyi Kadın Oyuncu’ kategorisinin, ödül alırsa herkesi en mutlu edecek adayı Sandra Hüller desek yeridir belki de. Oynadığı karakter oldukça nüanslı, içine girmesi zor bir karakter. Sanki onun için yazılmış gibi. Hüller eldivene giren parmaklar gibi karakteri giyinmiş, en ufak bir boşluk bırakmıyor.

Yine pek sürpriz beklenmeyen bir kategori 'Yardımcı Rolde Erkek Oyuncu'. Robert Downey Jr.’ın inişlerle, çıkışlarla, ticari veya prestijli ama çoğu zaman takdir edilen filmlerle dolu bir kariyeri var. Daha önce 2 kere Oscar’a aday gösterilmişti. Aslında çoktandır hak ediyor.

Nolan, Atomik Enerji Komisyonu başkanı Lewis Strauss ile Oppenheimer arasında, Amadeus-Salieri benzeri bir gerilim oluşturmuş ve bu gerilim üzerine inşa edilen soruşturma sahneleri arasında gidip gelen geri dönüşlerle bol diyaloglu bir yapı kurmuş filminde. Lewis karakteri tam Robert Downey Jr.’ın keyifle oynayacağı bir karakter zaten.

Diğer adaylar arasında 9. kez aday gösterilen 2 Oscarlı usta Robert De Niro’nun da Dolunay Katilleri'ndeki eşsiz kötü adam performansı unutulacak gibi değil. This is Us dizisinden beri ilgiyle takip edilen yetenekli aktör Sterling K. Brown da Amerikan Romanı'nda yine çok iyi.

Diğer sürpriz beklenmeyen kategorilerden biri daha. Geride Kalanlar'da, yaşadığı evlat acısını hâlâ atlatamayan Afro Amerikalı bir anneyi canlandıran Da’Vine Joy Randolph, bu performansıyla 30’dan fazla ödül kazandı. Bu gece de sahnede yapacağı konuşmayı çoktan hazırlamıştır.

Bu kategoride Netflix yapımı Nyad'da keyifle izlediğimiz Jodie Foster ve Oppenheimer'da gerçekten de etkileyici bir performans çıkaran Emily Blunt da Randolph’un senesine denk geldikleri için şanssızlar.

Bir Düşüşün Anatomisi özellikle usta işi senaryosuyla ve kadın oyuncusu Sandra Hüller’in olağanüstü performansıyla ilgi çeken bir yapım. ‘En İyi Orijinal Senaryo’ kategorisinin en güçlü adayı. Film SİYAD’a göre de 2023’ün en iyi filmi, benim de bu gece adı geçen tüm filmler içinde en sevdiğim senaryo. Sürpriz olmayacak gibi görünüyor. 

Ölü Ozanlar Derneği, Kadın Kokusu gibi sevilen filmlerin tadını ve dokusunu hatırlatan Geride Kalanlar’ın (The Holdovers) senaryosuna ise şaibe bulaşmış durumda. Filmin senaryosunun Paddington'ın senaristi Simon Stephenson’ın Frisco adlı senaryosundan intihal yapıldığına dair bilirkişi raporu dün medyaya bomba gibi düştü. İntihal olsun olmasın, Geride Kalanlar elbette güzel izlenen, keyif veren, dokunaklı ve samimi bir film. Ancak bütün bunlara rağmen çok da orijinal fikirlere sahip olmadığını da kabul etmek gerek sanki...

 

Usta yönetmen Martin Scorsese’nin 10 dalda aday olan filmi Dolunay Katilleri'nin bu kategoride zayıf bir şansı var. Ama bence bu dalda en çok İlgi Alanı ve Oppenheimer'ın senaryoları kapışmayı hak ediyor.

‘Uyarlama Senaryo’ dalında Amerikalı eleştirmenler Amerikan Romanı'na epey şans veriyorlar. Ancak bu keyifli filmin en büyük gücünün senaryosundan ziyade oyuncularından geldiğini düşünüyorum ben. Bakalım Akademi üyeleri de böyle mi düşünmüş göreceğiz...

Bu dalda çok güçlü adaylar var aslında ama adaylardan biri animasyon sinemasının dev bir ismi olunca diğerlerinin şansı ister istemez düşüyor. 83 yaşındaki üstat Hayao Miyazaki’nin son filmim dediği Çocuk ve Balıkçıl, bu kategorinin favorisi ve alacak gibi de duruyor.

Ama Netflix yapımı aynı isimli bir grafik romandan uyarlanan Nimona da harika bir film doğrusu, henüz izlemediyseniz kaçırmayın... Örümcek-Adam: Örümcek Evrenine Geçiş ise hem teknik anlamda hem de senaryosuyla ilkini neredeyse ikiye üçe katlayan, kendi kulvarının başyapıtlarından biri kesinlikle.

Amerikan Kurgucular Birliği’nin de ödülünü alan Oppenheimer'ın kurgusu boşuna favori değil. Nolan’ın 700 sayfalık bir kitaptan uyarlarken ancak 197 sayfaya indirebildiği bol diyaloglu senaryosunu bu derece dinamik bir akışla dizebilmek azımsanmayacak bir başarı elbette.

Aday bütün filmlerin harika görüntü çalışmaları var, bu çok aşikar. Ancak Amerikan Görüntü Yönetmenleri Birliği’nin de ödülünü alan Oppenheimer bu kategoride de ipi göğüsleyecek gibi. Aslında Dolunay Katilleri'nin görüntü yönetmeni Rodrigo Prieto da bu ödülü çok hak ediyor. Bu 4. adaylığı. Kont'un görüntü yönetmeni Edward Lachman’ın siyah beyaz çalışması da kayda değer. Lachman daha önce Carol ve Far From Heaven filmlerindeki çalışmalarıyla Oscar’a aday olmuştu. Maestro'nun görüntü yönetmeni de Darren Aronofsky’nin daha ilk filmi Pi'den beri (hatta önceki kısa filmlerinde bile) sürekli çalıştığı Matthew Libatique.

Oppenheimer'ın ses çalışması gerçekten birinci sınıftı. Filmin ruhunu ve atmosferini seyirciye geçirmek konusunda örnek bir performans doğrusu. Ancak İlgi Alanı'ndaki ses çalışması filmin sadece atmosfer ve hissiyatın tamamlayıcısı değil hikayesinin de bir parçası... Bu kategoride rekabet bu iki film arasında geçmiştir. Ama bence ödül Oppenheimer'a gidecek.

Sürprizsiz ve tartışmasız bir kazananın çıkacağı bir kategori daha... Oppenheimer'ın çarpıcı müziklerine imza atan Ludwig Göransson’u The Mandalorian için yaptığı eşsiz müziklerle de tanıyoruz. İsveçli müzisyen giderek daha çok filme müzik yapmaya başladı.

Barbie filminin iki şarkısını da içeren bu kategoride bütün işaretler onlardan birinin Oscar’ı kapacağı yönünde. Billie Eillish’in What was I made For?'un şansı daha yüksek.

Genellikle o yılın İngilizce dışında farklı dillerdeki en güzel filmlerini bir araya getiren bu kategoride yine nefis filmler var ama hem çok iyi çekilmiş hem de meselesi itibarıyla kayıtsız kalınamayacak Jonathan Glazer filmi İlgi Alanı baştan beri favori... Büyük olasılıkla da kazanacak...

Görsel efekt Oscar’ı büyük olasılıkla Yaratıcı'ya gidecek gibi görünüyor. 

Saç ve Makyaj Oscar’ının Bradley Cooper’ın filmdeki herhangi bir anına baktığımızda Maestro'ya gideceğini belli ediyor sanki!

Kostüm kategorisinin favorisi elbette Barbie en çok. Onu en fazla Zavallılar zorlayacaktır. 

Yapım tasarımı kategorisinde de yine bu iki film öne çıkıyor. İki kategoriyi de iki film aralarında birer birer paylaşacak belki de... Ama hangisi hangisini alacak göreceğiz...