AB’nin karbona vergi benzeri bir fiyat getirerek kullanımı düşürme hamlesi, gelir düzeyi düşük ülkeleri hoşnut etmeyecek. ABD ile ihtilaftan kaçınmaları da gerek. Karbon fiyatlandırması, hem iklim hem de dünya ticaretini yakından ilgilendiriyor
Avrupa Birliği şu anda Paris Anlaşması’ndaki gönüllülük esasından kopuş anlamına gelen bir “sınırda karbon düzenleme mekanizması”nı (CBAM) öneriyor. Temmuz ayında duyurulan iklim tedbirleri paketinde yer alan bu yeni mekanizma, karbon kullanan üreticilerin bunun için AB’dekinden daha düşük bir bedel ödediği ülkelerden yapılacak ithalatlara, gümrük vergisine eş değer bir karşılık getiriyor. Bu karşılığın tutarı ya doğrudan fiyatlanıyor ya da bir emisyon ticaret sistemi (ETS) üzerinden belirleniyor. Öneri aynı konudaki düzenleyici tedbirlere dair bir şey söylemiyor. Ancak AB’nin yeterince güçlü bulması halinde bu tedbirleri kabul edeceğini farz edebiliriz. AB’nin bu kabulü özellikle Amerika’yla ihtilafı önlemek için çok önemli. ABD’de iklim politikalarınıyasal düzenlemelerle yürütmeye devam edecek gibi görünüyor. AB’nin CBAM mekanizması ilk olarak elektrik, demir-çelik, çimento, alüminyum ve bazı gübre türleri gibi görece temel ürünlerin ithalatını kapsayacak ama zaman içinde daha karmaşık ürünlere de yayılabilir. İthalatçıların karbon notunu CBAM sertifikaları alması gerekecek; bunların maliyeti, AB’nin emisyon ticareti izinlerinin yurt içi üreticilere maliyetiyle aynı olacak. Böylelikle CBAM’a tabi olan ülkelerdeki ihracatçılara da AB karbon fiyatı uygulanmış olacak.
IMF önerisi
AB ihracatçı ülkenin kişi başına düşen gelirine bakmadan da CBAM’ı uygulayabilecek. Hatta Paris’te kabul gören, gelişmekte olan ülkelerin yükselen karbon fiyatlarına uymak için daha fazla zamana ihtiyaç duyduğu görüşünü de görmezden gelebilir. Gelişmekte olan ülkelerin çoğu, büyük çaplı yeşil yatırımlar için gereken başlangıç finansmanını sağlayacak durumda değil ama AB bu gerçeğe rağmen bildiği yolda ilerlemeye devam ediyor. Öte yandan, IMF yönetim kadrosundan başka bir öneri geldi: Milli gelir düzeyine göre farklılaşan, uluslararası karbon fiyat tabanları (ICPF). Fiyat tabanı, CBAM’a doğrudan bir alternatif olarak sunulmuyor. Yine de ortak mutabakata tabi farklı minimum karbon fiyatlarının, CBAM planları için yapılan baskıyı azaltabileceği ve Paris Anlaşması’ndaki gönüllülük esasını daha iyi yansıtacağı düşünülüyor. Fiyat tabanı düzenlemesine başlangıçta büyük karbon yayıcılardan sadece birkaç tanesi katılabilir. Örneğin IMF’ye göre, sadece altı katılımcıdan oluşan bir “iklim kulübü”, yüksek gelirli ülkeler olan ABD, Kanada, AB ve İngiltere için bir ton karbondioksit başına 75 dolar, üst-orta gelirli Çin için 50 dolar ve alt-orta gelirli Hindistan için 25 dolar minimum fiyat üzerinde anlaşmaya varırsa, “küresel emisyon 2030 yılına kadar yüzde 23 oranında azaltılarak eşiğin aşılmaması sağlanabilir”. AB’nin CBAM ve fiyat tabanı yöntemleri eş zamanlı uygulanabilir görünse de CBAM için belli ürünlerin karbon yoğunluğunun hesaplanması gerekiyor. Bu yüzden, fiyat tabanı anlaşmasına taraf olan bir ülkedeki ihracatçıların yine CBAM sertifikası edinmesi gerekecek. Bunun aksini sağlamanın tek yolu, o ülkenin “yeterince yüksek” fiyat tabanına sahip olduğu gerekçesiyle AB tarafından CBAM planından muaf tutulması olacak. Ama bu durumda da Dünya Ticaret Örgütü’nde bazı sorunlar çıkacak çünkü farklı ülkeler için farklı karbon vergileri gerekecek.