05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 12.08.2025 10:44 | Son Güncelleme: 12.08.2025 11:08

Anlam arayışı ‘amaç kaygısı’na yol açıyor: Peki nasıl baş edebilirsiniz?

"Benim bu hayattaki amacım ne?" Belki de çocukluğunuzdan beri aklınıza gelen ya da size en çok sorulan soru. Bu soruların cevabını ararken üzerinizde bir baskı hissediyor musunuz? AP News’un haberine göre hissediyorsanız bu çok normal; uzmanlar bu durumu “amaç kaygısı” olarak adlandırıyor
Fotoğraf: Shutterstock
Fotoğraf: Shutterstock
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

“Amacını bul.”

O kadar sık duyduğumuz bir tavsiye ki, artık pek az kişi sorguluyor. Ancak ilham vermesi gereken bu söz, çoğu zaman bir yük gibi hissedilebiliyor. “Bunu nasıl bulacağım ya hiç bulamazsam?”

İşte bu, “amaç kaygısı.” Hayatın büyük bir amacı olması gerektiği düşüncesinin, ancak bunun nasıl keşfedileceğinin belirsizliğinin yarattığı kemirici his.

Colorado Eyalet Üniversitesi’nde profesör Michael Steger bunu şöyle açıklıyor: “Amacını bulman gerektiğine dair çok fazla emir var ama bunu bulmak için yeterince destek yok."

‘Amaç’ nasıl tanımlanır?

Amaç tanımı esnek olabilir. Tek bir amacınız mı olmalı, yoksa birden fazla olabilir mi? Başkalarına hizmet etmeyi mi gerektirir, yoksa sadece size büyük keyif ve anlam katan bir şey de olabilir mi?

George Mason Üniversitesi profesörü ve İyi Oluş Laboratuvarı’nın kurucusu Todd Kashdan’a göre amaç, davranışınızı yöneten bir şeyden ziyade, takip etmeyi seçebileceğiniz bir pusula gibidir; enerjinizi merkezi bir yaşam hedefi doğrultusunda yönlendirmenize yardımcı olur. Amaç duygusu, “kim olduğunuz ile idealde olmak istediğiniz kişi arasındaki boşluğu kapatmaya” yardımcı olabilir, diyor.

İnsanların, bir amaç ifadesine sahip olmadan da mutlu ve anlamlı bir hayat sürebileceğini vurguluyor.

Neden bu kadar tavsiye ediliyor?

Ebeveynler, öğretmenler ve mentorların amacını bulmanın iyi bir yaşamın anahtarı olduğunu söylemelerinin birçok geçerli nedeni var. Araştırmalar, güçlü bir amaç duygusuna sahip kişilerin fiziksel ve ruhsal olarak daha sağlıklı olduklarını gösteriyor.

Ancak kelimeye öylesine ağır bir anlam yüklenmiş durumda ki, birçok kişi için amaç bulma süreci bizzat bir endişe kaynağına dönüşmüş durumda.

“Amaç kaygısı” terimi görünüşe göre 2014 yılında, Pennsylvania Üniversitesi’nde lisansüstü öğrencisi olan Larissa Rainey tarafından ortaya atıldı ve hızla benimsendi. “Ye, Dua Et, Sev” kitabının yazarı Elizabeth Gilbert, “amaçlı bir yaşam” takıntısının zararlı yönlerinden sıkça bahsetti. Bir röportajında, bunun “hepimize ezberletilen bir formül” olduğunu söylemişti.

 

Psikoterapist ve “Living the Life Unexpected: How to Find Hope, Meaning and a Fulfilling Future without Children” kitabının yazarı Jody Day “İnsan bilincine sahip olmanın bir parçası, evrendeki yerimizi düşünmektir. Ama son yüz yılda kültürümüzde doğal olarak anlam bulduğumuz birçok şey ortadan kalkıyor" diyor.

Örneğin, din çoğu zaman inananlara amaç ve anlam sunuyordu. Ancak kendini dindar olarak tanımlayanların oranı yıllar içinde önemli ölçüde düştü. Eskiden birçok insan, çocuklarının kendilerinden daha iyi bir hayat sürmesini sağlamakta amaç buluyordu. Day’e göre artık pek çok kişi bunun gerçekleşeceğine güven duymuyor.

‘Amaç kaygısı’nı nasılhafifletiriz? 

Michael Steger’e göre, önce amacınızı hemen belirlemek zorunda olmadığınızı fark etmekle başlayabilirsiniz; amaç arayışının kendisi, hayatınıza anlam katabilir. “Kültürümüzde sonuç odaklıyız ve sürece karşı isteksiziz,” diyen Steger “Muhtemelen verebileceğim en iyi tavsiye, zaman ayırmak ve her zaman bilmemenin sorun olmadığını kabul etmek" ifadelerini kullanıyor. 

Ulaşılmaza değil, mutluluğa odaklanın 

The Purpose Code kitabının yazarı Jordan Grumet, hayat amacını bulma baskısının çoğu zaman yanlış yönlendirildiğini söylüyor. Grumet’e göre insanlar, “Büyük P” olarak adlandırdığı, devasa ve çoğu zaman ulaşılması güç hedeflerin peşinden koşarken; “küçük p” dediği, günlük yaşamda anlam ve mutluluk getiren basit uğraşları ihmal ediyor.

Büyük P Amaç, genellikle dünyayı değiştirmek, toplumsal bir sorunu çözmek veya hayat boyu sürecek büyük bir projeye imza atmak gibi iddialı hedefleri kapsıyor. Sosyal medyada sıkça karşılaşılan “hayat amacını bul” çağrılarının çoğu da bu büyük ve göz alıcı hedefleri öne çıkarıyor. Grumet, bu yaklaşımın insanlarda gereksiz baskı ve kaygı yaratabileceğine dikkat çekiyor.

Buna karşılık küçük p amaç, bahçıvanlık, müzikle uğraşmak, koleksiyon yapmak gibi kişisel tatmin sağlayan hobilerden; iş yaşamındaki küçük başarılar veya gönüllü faaliyetlerden oluşuyor. Grumet, “Zamanımı iyi değerlendirecek, beni heyecanlandıracak ve dolduracak ne yapabilirim?” sorusunu sormanın, büyük bir hayat amacı aramaktan daha değerli olabileceğini belirtiyor.

Hayat beklenmedik şeyler sunabilir

Bazen travmatik bir olay, insanın hayat amacını değiştirebilir veya yaratabilir. Örneğin, psikoterapist Jody Day, amacının bir aile yetiştirmek olacağını varsaymıştı. Ancak 40’lı yaşlarının başında çocuk sahibi olamayacağını biliyordu.

“Anne olmadığım için kendimi insan olarak çok anlamsız hissettim,” diyerek o dönemde yaşadığı üzüntüyü anlatıyor.

Ancak sonunda çocuk sahibi olmayan kadınlar için Gateway Women.com adlı çevrimiçi bir topluluk kurdu. Yaşadığı kırsal İrlanda’da ise, çocuksuz kişileri yaşlandıklarında bir araya getirecek yüz yüze bir grup oluşturuyor. “Bu zamanda hayatta olmak, bir platforma sahip olmak ve farkında olmak inanılmaz bir ayrıcalık; işte bu benim amacım,” diyor.

Kaynak: Gazete Oksijen