Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, Türkiye son bir yılda Rusya ve Tacikistan’ın ardından Avrupa’da kızamık vakalarının en çok görüldüğü üçüncü ülke oldu. Nisan 2022- Mart 2023’ü kapsayan Sağlık Bakanlığı kaynaklı verilerde, toplam 457 vaka kaydedildi. Oysa ki, Türk Tabipleri Birliği’nin açıklaması, 2023 yılının ilk dört ayında ön tanıyla incelenen 2 bin 5 kişiden bin 440’ına kızamık teşhisi konulduğunu ve 242 kişinin de hastaneye yatırıldığını gösteriyor. Aynı zamanda, kızamık sebebiyle hastaneye gelen acil vakaların yoğunlaşmasıyla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde bir de özel servis kuruldu. Salgınla ilgili ilk açıklamayı Fahrettin Koca 19 Haziran Pazartesi günü sosyal medyadan paylaştı. Koca, aşılanmanın ülke genelinde yüzde 95’in üzerinde tutulduğunu, yabancılar içinse bu oranın yüzde 87-92 arasında seyrettiğini söyledi. Kızamık vakalarındaki artışı ve salgının sebeplerini Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ve Prof. Dr. Bülent Kılıç’a sorduğumuzda ise farklı bir tabloyla karşılaştık.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan 2020’de kaydedilen 50 vakanın 2023’te bin 440’a çıkmasının en önemli sebebinin artan aşı retleri olduğunu söylüyor: “Türkiye’de aşı retleri 2011’den sonra başladı. 2011’de aşı reddeden aile sayısı 183 iken giderek arttı ve 2017’de 40 bine ulaştı. Sonrasında Bakanlık’tan bir daha konuyla ilgili veri paylaşılmadı. Bu oranın şimdilerde çok daha artmış olduğu tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı’nın DSÖ’ye 2020 için bildirdiği aşılama oranları yüzde 98 iken 2023’te bu oran yüzde 96’ya düştü. Bu çok kritik bir eşik. Çünkü her hastalığın salgına dönüşmemesi için gerekli bir aşılama oranı vardır.”
Covid’ten 6 kat daha bulaşıcı
Ceyhan, bulaşıcılığı çok yüksek olan kızamıkta bu eşiğin yüzde 95 aşılanma olduğunu söyleyip ekledi: “Kızamık hastalığının bulaşıcılık kat sayısı 16-18. Yani her bir kişi ortalama 16-18 kişiye hastalık bulaştırıyor. Bir başka deyişle, 10 kişilik bir kapalı ortamın içine bir kızamık vaka girse, 10 kişi de aşısız olsa 9’una mutlaka bulaşıyor. Kızamık, Covid’den aşağı yukarı 6 kat daha bulaşıcı. Bu sebeple, salgının önlenmesi için toplumun en az yüzde 95’inin aşılanması lazım. Aşılanma oranları düşerse kızamık salgının çıkması kaçınılmaz.”
Her dört yılda bir salgın olur
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.Bülent Kılıç da, Ceyhan’ın belirttiği aşılamadaki yüzde 95 eşiği destekliyor. Kılıç konuyu “Sağlık Bakanlığı’nın DSÖ’ye bildirdiği son verilere göre, 2021’de ülkemizde yüzde 95’in üzerinde ilk doz aşılamaya ulaştığımız il sayısı 58. İkinci doz aşıda ise bu sayı ancak 41. Dolayısıyla, acilen vakaların yoğun görüldüğü yerlerde ilk doz aşılar yapılmalı ya da eksik dozlar tamamlanmalı. Çünkü kızamık ülkemizde her zaman görülen bir hastalık. Her 4-5 yılda bir kızamık salgını olur. Fakat aşı oranımızı arttırmazsak salgın periyotları 2-3 yılda bir gibi sıklaşır. Şu anda vakaların yarısındaki çocuklara hiç aşı yapılmamış, yüzde 20’sine de sadece bir doz aşı yapılmış” şeklinde açıkladı.
Kızamık vakalarındaki artışta, aşılanmadan sonra Türkiye’nin bir göç ülkesi olmasının etkisi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan "Göçmen çocuklar salgının kaynağı değil, fakat yayılmasında rol oynuyorlar. Bunların içinde en az riskli olan Suriyeli göçmenler, çünkü resmi yolla giren Suriyelilere, Türk çocuklarına ne yapılıyorsa yapılmaya çalışılıyor. Ancak Afganistan, Pakistan, Irak gibi yerlerden gelen kayıt dışı düzensiz göçmenlerin aşı durumları sorgulanmıyor, yani bu kesimi tamamen aşısız kabul etmek lazım” diye konuştu. Prof. Dr. Bülent Kılıç da,göç etkisine “Şu an Türkiye’de 6 milyon göçmenin 2 milyonu muhtemelen çocukluk çağında. Bu bizim 2-3 milyon riskli kişiye sahip olduğumuz anlamına geliyor” ifadelerini ekledi.
Hekimler bilgilendirilmeli
Bülent Kılıç, deprem bölgesinin de çok ciddi bir risk altında olduğunu söylüyor. “Çünkü orada normal aşılama programları da aksamış vaziyette. Her ne kadar soğuk zincir dediğimiz aşı koruyacak sistem şimdi kurulmuş olsa da altyapı bozulduğu için hizmet sunma koşullarında eksikler var. Hekimler hastalara ulaşamadığı, aile sağlığı sistemi de tam çalışamadığı için aşılanmayan çok sayıda çocuk var.”
Aşılama ve solunum yolu izolasyonları hariç, salgına karşı yapılması gerekenler konusunda Ceyhan hekimlerin bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat çekti: “Son 20 senede mezun olan hekimler kızamık konusunda tecrübesiz. Yapılması gereken acil işlerden biri, hekimlere yeniden kızamık eğitimi vermek.”
Prof. Dr. Bülent Kılıç ise bu noktada yapılması gerekenlere yasal düzenlemelerin getirilmesi zorunluluğunu ekledi. Kılıç,“Bakanlığın çocukluk çağı hastalıklarına karşı zorunlu aşı takvimini güncelleyip bir kanunla yayınlaması lazım ki ebeveynlerin bu konuda bir söz hakkı olmasın”şeklinde konuştu.
Kızamığın seyri ve riskler
• Kızamıkta risk grubu 0-5 yaş arası ve hastalığı geçirmemiş, çocukluk çağında iki doz aşısını olmamış yetişkinler
• Hastalıkta en sık görülen komplikasyon orta kulak iltihabı
• Ölüme en çok neden olan komplikasyon ise zatürre
• Kızamıkta her bin vakadan 1’i hayatını kaybediyor
• Her 20 vakadan bir tanesinde zatürre görülüyor
• Her bin vakadan birinde beyin iltihabına rastlanıyor.