05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 24.05.2025 11:30 | Son Güncelleme: 24.05.2025 11:46

Bir sperm donöründen 67 çocuk, 10'u kanser: Avrupa'da genetik risk krizi: Bağışlara sınır geldi

TP53 adlı nadir bir mutasyonu taşıyan donörün spermleriyle doğan onlarca çocuk arasında kanser vakaları görülmesi, sperm bağışında sınırların ve genetik taramanın yetersizliğini gözler önüne serdi
Bir sperm donöründen 67 çocuk, 10'u kanser: Avrupa'da genetik risk krizi: Bağışlara sınır geldi
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Bir erkeğin taşıdığı nadir ve kanserle ilişkilendirilen bir genetik mutasyonun, bağışladığı spermle 67 çocuğun dünyaya gelmesine neden olduğu ve bu çocuklardan en az 10’unun kansere yakalandığı ortaya çıktı.

2008 ile 2015 yılları arasında Avrupa’nın sekiz farklı ülkesinde 46 aileden 67 çocuk bu donör aracılığıyla dünyaya geldi. Çocuklardan 23’ünde, kansere yatkınlık yaratan TP53 geninde mutasyon tespit edilirken, 10’u lösemi ve lenfoma dahil olmak üzere farklı kanser türlerine yakalandı.

İki ailenin başvurusu sonrası ortaya çıktı

Vaka, iki ailenin çocuklarında benzer kanser türlerinin görülmesi üzerine kendi doğurganlık kliniklerine başvurmasıyla ortaya çıktı. Araştırmalar sonucunda, Li-Fraumeni sendromu olarak bilinen ve genetik geçişli en ciddi kanser yatkınlıklarından biriyle ilişkili nadir bir mutasyon tespit edildi.

Fransa’nın Rouen Üniversitesi Hastanesi’nde biyolog olan Dr. Edwige Kasper, Avrupa İnsan Genetiği Derneği'nin Milano’daki yıllık kongresinde yaptığı sunumda, “Bu durum genetik bir hastalığın anormal bir şekilde yayılmasıdır. Her erkek Avrupa genelinde 75 çocuğun babası olmuyor,” diyerek düzenleme çağrısında bulundu.

Kasper, donördeki genetik mutasyonun 2008’de yapılan bağış sırasında henüz bilimsel olarak kanserle ilişkilendirilmediğini ve o dönemdeki standart tarama testleriyle tespit edilemeyeceğini belirtti. Ancak, laboratuvar analizlerinin bu mutasyonun kansere yol açma ihtimalinin yüksek olduğunu gösterdiğini söyledi.

Avrupa Sperm Bankası: Sayıyı açıklayamıyoruz

Spermleri sağlayan European Sperm Bank, dünya genelinde her donör için maksimum 75 aile sınırı uyguladıklarını belirtse de, ilgili donörden tam olarak kaç çocuğun dünyaya geldiğini açıklamayı reddetti. Kurum, tüm ilgili kliniklerin durumdan haberdar edildiğini ifade etti.

Kasper ise bu yaklaşımı eleştirerek, “Gerçek sayı 67 mi, daha fazla mı? Bu çok önemli bir soru. Ancak sperm bankası bu bilgiyi paylaşmak istemiyor,” dedi.

Donör çocuklarında mutasyon taşıyanlara, düzenli vücut ve beyin MR taramaları, yetişkinlikte meme MR’ı ve karın ultrasonu gibi yoğun takip programları öneriliyor.

Düzenleme çağrısı geldi

İngiltere’deki De Montfort Üniversitesi’nden Prof. Nicky Hudson da, olayın üreme hücrelerinin sınır ötesi ticaretine dair karmaşık sorunları yeniden gözler önüne serdiğini söyledi. “Bu vakada ortaya çıkan sorunların büyük bir kısmı, tek bir ülkedeki sınırlamalarla önlenebilirdi,” diyen Hudson, ailelerin birden fazla ülkeye dağılması nedeniyle izleme sürecinin zorlaştığını vurguladı.

Avrupa Sperm Bankası Sözcüsü Julie Paulli Budtz ise, “Bu vakadan derin üzüntü duyuyoruz,” diyerek, donörün kapsamlı şekilde test edildiğini, ancak “ne arandığı bilinmeden, bir bireyin tüm gen havuzundaki hastalık yapıcı mutasyonları tespit etmenin bilimsel olarak mümkün olmadığını” söyledi.

Budtz ayrıca, uluslararası düzeyde yasal bir aile sınırı belirlenmesi için daha önce de çağrıda bulunduklarını ve bu nedenle 75 aile sınırını kendi politikaları olarak hayata geçirdiklerini ifade etti.

Kaynak: Gazete Oksijen