Dünya Sağlık Örgütü’ne göre küresel ölçekte en az 200 milyon kişi uyuza yakalanıyor. Deriye girip yumurtalarını bırakıyor, kaşıntıya ve kızarıklığa neden oluyor. Uyuz akarlarının boyutu genellikle 0.5 mm’nin altında. Akarların deride tünel açarak bıraktığı yumurtalar 3-10 gün içinde larvalara dönüşüyor. Yaralardan kan dolaşımı enfeksiyonuna, kalp hastalığından böbrek sorunlarına ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Bulaşıcı olan ve temasla yayılan uyuz çocukları ve yaşlıları daha yüksek oranda tehdit ediyor.
“Salgın söz konusu değil”
Türkiye’de ise son olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca konu hakkında bir açıklama yaptı. Uyuz vakalarının endişe yaratacak bir artış teşkil etmediğini söyleyen Koca sözlerine şöyle devam etti: “Kısmi bir artış tespit ettik. Türkiye genelinde uyuz vakalarında prevalans geçen yıl 2.03’ken bu yılın ilk 9 ayında 2.17. Geçen yıla göre yaklaşık yüzde 7 oranında bir artış gerçekleşmiş. Deprem bölgesinde ise bu artış yaklaşık yüzde 13 oranında. Deprem bölgesi için beklenenin altında. Dolayısıyla ciddi bir artış olmadı. Bir salgın durumundan bahsedilmesi söz konusu değil”
Son 10 günde 9 uyuz vakası gördük
Öte yandan, İstanbul Aile Hekimliği Derneği Genel Sekreteri Dr. Sercan Ahmet Uluç ise yaz döneminde ayda 1-2 vaka görürken son 10 gün içinde 9 uyuz vakası görür hale geldiklerini anlatıyor: “Uyuz vakaları dalgalı seyreder. Bu sene okullar açılınca pik yaptı. Artışın sebebini, İstanbul özelinde depreme duyarlı olmayan birçok okulun yıkılması ve iki okulun birleştirilmesi olarak öngörüyorum. Sınıflar kalabalıklaştı, çocuklar arasında temas arttı, bu da uyuzun yayılmasına sebep oldu”
En etkili ilacı SGK karşılamıyor
Şu an vakaların artışıyla ilgili en önemli sorunumuzun tedavi olduğunu vurgulayan Uluç, “Uyuz vakalarının tedavisi için hastaları normalde 1 ay içinde iyileştirecek bir solüsyon kullanıyorduk. Fakat artık uyuz parazitinin solüsyondaki etken maddeye karşı direnç göstermesinden dolayı bu yöntem işe yaramıyor. Öyle ki, 2 yıl boyunca iyileşemeyen hastalara bile rastladık. Bu sebeple, şu an en etkili tedavi ülkemize 6 ay önce gelen, İvermektin etken maddeli tablet. Hastaların tek doz kullanmasının yeterli olduğu bu ilacın piyasadaki satış fiyatı 957 TL. Asıl sorun ilacın SGK ödeme kapsamına girmemesi ve çoğu hastanın bu sebeple ilaca ulaşamaması. Üstelik, SGK’nın karşıladığı 131 TL’lik solüsyon tek bir kişi için kullanılabiliyor, uyuz vakalarının ailece yaşandığını göz önüne alırsak, solüsyonun maliyetinin de aslında tablete yaklaştığı göz ardı ediliyor” şeklinde konuştu.
Pandemi, deprem ve göç etkili
Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Ertan Yılmaz’a da uyuz vakalarının artışını neyin tetiklediğini sorduğumuzda “Uyuz 20-30 yılda bir yükselme eğrisi gösteriyor. Son yükselişte de 3 temel faktör etkili oldu. Pandemi, deprem ve kontrolsüz nüfus hareketliliği. Pandemide hastalar hekime ulaşamadı. Aynı evde aile bireylerine de bulaştırdılar. Böyle böyle hastalık büyüdü. Depremden sonra, konteyner kentlerde komün yaşam ve ortak kullanılan eşyalarla zaten uyuzda artış bekliyorduk. Ülkemize aldığımız göç ve kontrolsüz nüfus büyümesi de aynı şekilde uyuzlu hastaların temasına ve vakaların yayılmasına sebep oldu.”
Altyapı sıkıntıları tetikleyici
Depremden etkilenen Gaziantep ve Kilis şehirlerinin tabip odasının başkanlığını yürüten Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, konu hakkında ellerinde kesin bir veri olmadığını söylüyor. Ancak Prof. Yılmaz’a göre deprem bölgesindeki uyuz vakalarında ülke geneline nazaran daha yüksek bir artış gözlenmesi şaşırtıcı değil. Yılmaz gerekçelerini şöyle sıralıyor: “Deprem bölgesindeki altyapı sıkıntıları uyuz gibi hastalıkların yayılmasında etkili. Bölgedeki insanlar yeterli su kullanamıyor. Suya erişim kısıtlı. Düzenli banyo yapılamıyor. Ayrıca çadır ve konteynerlerde yakın temas daha fazla. O yüzden uyuz sıklığında da artış var”
Kritik artış yok
Elazığ-Bingöl-Tunceli Tabip Odası Başkanı Dr. Özcan Uçar ise son dönemde ayrıca bariz, kritik bir artış olmadığını ancak son 3-4 yıldır Türkiye’de uyuz vakalarının yaygınlaştığını kaydediyor. “Hayvandan insana uyuz bulaşmıyor ama insandan insana temasla bu parazit kolaylıkla geçiyor. Yaşadığım şehir Elazığ’da bu problemi özellikle Suriyeli göçmenlerde daha çok görüyoruz. Bunun altında yatan neden de hijyen alışkanlıklarındaki farklılık ve toplu yaşama kültürü”