2009 yılında faaliyete geçen Endometriozis ve Adenomyozis Derneği toplumu hastalığa yönelik bilgilendirmek amacıyla kongreler, seminerler düzenliyor, hastalar ve hasta yakınlarıyla buluşuyor. Dernek üyelerinden Prof. Dr. Taner Usta, “2010 yılında endometriozis dediğiniz zaman ne olduğunu bilenlerin sayısı çok azdı. Fakat Google verisine göre, şu an sorduğumuzda her 2 kişiden 1’inin endometriozisi daha önce duyduğunu görüyoruz” diyor.
Dünyada mart ayı “çikolata kisti” olarak da bilinen endometriozis hastalığı farkındalık ayı olarak kabul ediliyor. Her 10 kadından 1’inde görülen endometriozis, rahmin iç tabakasını oluşturan endemotrium dokusunun karın içine doğru ilerlemesiyle oluşan bir hastalık. Normal şartlarda adet döngüsünde vücut her ay bu dokuyu vücuttan atıyor. Fakat dokuların atılamayıp çoğunlukla yumurtalıklar, onun dışında bağırsaklar, mesane, diyafram, meme, göbek deliği gibi bölgelerde yerleşip büyümesiyle endometriozis hastalığı ortaya çıkıyor. Çikolata kisti olarak anılmasının sebebi ise, vücutta biriken kistlerin hekimler tarafından erimiş çikolata görüntüsüne benzetilmesi. Bu kiste sahip kadınlar her ay günlük hayatlarını sekteye uğratan şiddetli regl sancılarıyla mücadele ediyorlar. Öyle ki, Türkiye’de endometriozis hastalığından etkilenen yaklaşık 2 milyon kadın var. Fakat hastalığa karşı toplumsal farkındalık ve teşhis oranları çok düşük. Endometriozisin teşhisini, tedavi yöntemlerini ve sebep olabileceği farklı sağlık problemlerini Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta’ya sorduk.
Usta, 2009 yılında faaliyete toplumu hastalığa yönelik bilgilendirmek amacıyla kongreler, seminerler düzenleyen, hastalar ve hasta yakınlarıyla buluşan geçen Endometriozis ve Adenomyozis Derneği’nin de bir üyesi. “2010 yılında endometriozis dediğiniz zaman ne olduğunu bilenlerin sayısı çok azdı. Fakat Google verisine göre, şu an sorduğumuzda her 2 kişiden 1’inin endometriozisi daha önce duyduğunu görüyoruz” diyen Taner Usta çikolata kistinin kadınlarda en sık 20-30 yaş arasında görüldüğünü söylüyor, belirtileri ise şu şekilde özetliyor:
“20-30 arası en sık görülen grup olsa da, daha lise çağındaki kızlarda bile karşımıza çıkıyor. Öte yandan, menopoz döneminde de bitmiyor, azalarak devam ediyor. Bir kadın onu günlük hayattan alıkoyan çok şiddetli regl ağrılarıyla karşılaşıyorsa, özellikle adet döneminde tuvalette sancılar yaşıyor veya cinsel ilişkide ağrıları oluyorsa endometriozis olma riski çok yüksek. Nitekim, adet sancılarının ‘adetten’ olmadığını unutmayalım. Bu şikayetlerden mustarip kadınlar ağrılarını normalleştirmeden bir kadın doğum uzmanına görünmeli. Çünkü bu hastalıkta en büyük sıkıntı tanıların çok gecikmesi.”
Uzman hekim sayısı çok az
Endometriozise tanı koyma sürelerinin 7-12 yıl arasında değiştiğini ve bir kadının tanı sürecinde en az 7 hekimi görmek zorunda kaldığını vurgulayan Usta, “Kadınların adet sancılarını normalleştirmesi ve doktora başvurmaması bir sorun. Fakat, sağlık personelinin de bu konuda farkındalığının arttırması lazım. Dünyada endometriozis uzmanı hekimlerin sayısı çok az. Hastalığın tüm formlarına aşina hekimler yetişmeli ve hastalar multidisipliner bir yaklaşımla görülmeli. Yani, jinekologlar ekibin maestroları fakat kist örneğin bağırsaklara yerleştiyse, bir kolorektal cerrahla birlikte hastayı incelemeliyiz. Ağrıları dindirelim, yumurtalıktaki kistleri tedavi edelim gibi bir yaklaşımla teşhisler sağlıklı olmaz” diye konuştu.
Kanser riskini artırıyor
Tanıların gecikmesi sonucu endometriozisin sebep olabileceği sağlık problemlerini ise Usta şu şekilde açıklıyor: “Endometriozis yumurtalık rezervini azaltan bir hastalık. Bu sebeple kısırlığa sebep olabilir. Öte yandan, endemotrium dokusu eğer idrar borucuğuna tutunursa sessiz böbrek kaybı yaşanabiliyor. 45 yaş ve üzerinde ise yumurtalık kanseri riskini yüzde 2.3’e çıkarıyor. Çünkü çikolata kisti iyi huylu bir tümör ve kötü huyluya dönmesi olası. Bu sebeple hastalığa teşhis koymak ve tedaviye başlamak çok önemli.”
Usta’ya endometrioziste tedavi yöntemlerini sorduğumuzda ise “Hasta 3 aşamada inceleniyor” diyo ve ekliyor, “Önce şikayetler dinlenir, sonra fiziksel muayene yapılır, ardından ultrason gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Hastanın ağrıları var fakat kisti çok büyük değil ve organlarda bir sıkıntı yoksa ilaç tedavisi uygularız. Progestoranlar ve doğum kontrol hapları tedaviye destek oluyor, hastanın hayat kalitesi artıyor. Diğer taraftan ağrılar şiddetli, ilaç tedavisine cevap alınamamış ve kist etraftaki organları baskı altına aldıysa cerrahi işlem gerçekleştiriyoruz. Cerrahi operasyon sonucunda çok önemli sayıda hastanın hayatından hastalık tamamen çıkıyor, bir daha endometriozisle karşılaşmayan hastalarımız oluyor.”