Yoga, kronik alt sırt ağrısına yönelik umut verici bir çözüm olarak öne çıkıyor. The Washington Post’un haberine göre, Cleveland Clinic tarafından yürütülen bir araştırma, yoganın ağrıyı azaltma, uyku kalitesini artırma ve ağrı kesici ilaçlara olan bağımlılığı azaltma potansiyelini ortaya koydu. Araştırma kapsamında, en az üç aydır orta şiddette sırt ağrısı bildiren 140 çalışan 12 hafta boyunca incelendi. Sanal yoga programına katılanlar, katılmayanlara kıyasla ağrı seviyelerinde belirgin bir azalma ve uyku kalitelerinde iyileşme bildirdi.
Yoganın ağrı ve uyku üzerindeki etkisi
Cleveland Clinic’in Sağlık ve Koruyucu Tıp Departmanı Başkanı Dr. Robert Saper liderliğindeki çalışma, katılımcıları rastgele iki gruba ayırdı. “Şimdi yoga” grubu haftalık sanal seanslara katıldı ve bireysel pratik yapmaları için teşvik edici materyallerle desteklendi. Diğer grup, çalışmanın tamamlanmasının ardından programa erişim sağladı. 12 haftanın sonunda yoga grubundaki katılımcılar, 11 puanlık bir ağrı ölçeğinde 1,5 puanlık bir azalma bildirdiler ve bu iyileşme altı ay sonra 2,3 puana kadar yükseldi. Ayrıca yoga katılımcılarının %34'ü, kontrol grubuna kıyasla daha az ağrı kesici kullandıklarını belirtti. Dr. Saper, yoganın yalnızca fiziksel değil, ağrının duygusal ve sosyal boyutlarını da ele alan kapsamlı bir yaklaşım sunduğunu belirterek "İlaç sadece fiziksel yapısını hedeflerken, yoga bir kişinin ağrının duygusal ve sosyal etkileriyle başa çıkmasına da yardımcı olabilir" dedi.
Yoga sırt ağrısı için neden etkili?
Alt sırt ağrısı, dünya çapında 619 milyonun üzerinde kişiyi etkileyen ve engelliliğin önde gelen nedenlerinden biridir. Sağlık uzmanları, farmakolojik müdahalelere başvurmadan önce yoga ve fizik tedavi gibi invaziv olmayan tedavi yöntemlerini öneriyor. Araştırma programı, daha yavaş, statik pozlara odaklanan ve nefes kontrolü vurgulayan Hatha yoga üzerine yoğunlaştı. Bu stil, yeni başlayanlar ve hareket kabiliyeti sınırlı kişiler için uygun.
Mass General Brigham’da ağrı yönetimi uzmanı olan fizik tedavi uzmanı Marissa Lizotte, yoganın yavaş ve dikkatli hareketlerle beynin hangi hareketlerin güvenli olduğunu yeniden öğrenmesine ve kas atrofisini önlemesine yardımcı olduğunu belirtti. “Yoganın yaklaşımı, beyni kademeli olarak yeniden eğiterek ağrıya karşı daha dirençli hale getirebilir” dedi. Bu nazik yaklaşım aynı zamanda rahatlamayı teşvik eden parasempatik sinir sistemini tetikleyerek ağrı algısını azaltabiliyor.
Sanal yoga, duruş düzeltmeleri sağlamak için yüz yüze bir eğitmenden yoksun olsa da katılım engellerini azaltarak faydalı bir çözüm sundu. Harvard Tıp Fakültesi’nde doçent olan Sat Bir Singh Khalsa, çalışmanın yüz yüze etkileşim eksikliğine rağmen çevrimiçi derslerin de terapötik faydalar sunduğunu gösterdiği için “cesaret verici” olduğunu belirtti. Uzaktan yapılan seanslar, çocuk bakımı veya ders ücreti gibi maddi ve lojistik engelleri ortadan kaldırarak yogayı daha erişilebilir hale getiriyor. Khalsa, “Mükemmel koşullara sahip olmanıza gerek yok” dedi ve “Daha düşük katılım oranlarına rağmen sanal format, yoğun programlar için esneklik sağlıyor” diye ekledi.
Bu umut verici sonuçlara rağmen, yoga ağrı yönetiminde nadiren öncelikli bir öneri olarak değerlendiriliyor. Dr. Saper’e göre, sigorta politikaları genellikle yogayı kapsam dışı bırakıyor, bu da erişimi sınırlıyor. Ayrıca, doktorlar alternatif tedavileri tartışmak yerine reçete yazmayı daha hızlı buldukları için yoga önermek konusunda tereddüt edebiliyor. Saper, “Doktorların yoga önermemesinin bir nedeni, yoga hakkında bilgi vermektense bir ilaç reçetesi yazmanın daha hızlı olması” dedi.
Ağrı yönetiminde yogayı genişletmek
Araştırma, ilaçlara bağımlı olmadan kronik ağrıyı yönetmenin pratik ve erişilebilir bir yolu olarak yogayı öne çıkarıyor. Yogayı ağrı yönetiminin bir parçası olarak değerlendirenler için Lizotte, dikkatli bir yaklaşımı önerdi. Lizotte "Yavaş başlayarak kademeli olarak ilerleyin, bu, sakatlanma riskini azaltabilir ve uzun vadeli sonuçları iyileştirebilir” dedi. Bu çalışma, yoganın fiziksel rahatlamanın ötesinde, genel iyi yaşamı destekleyen kapsamlı, erişilebilir bir yöntem olarak kronik ağrı yönetimine katkı sağladığını gösteriyor.