Artık Mutfak Sanatları Akademisi’nin (MSA) gastronomi arşivi Google Arts & Culture’da çevrimiçi olarak sergilenmeye başladı. Böylece dünya çapında 6 milyonu aşkın dijital objeyi barındıran bu dev müzeye dahil oldu. Türkiye’den 16 kurumla işbirliği yapan Google Arts & Culture’ı, Küresel Operasyon Başkanı Luisella Mazza’dan dinledik.
Sanal ziyaretçiler en çok neyi merak ediyor?
Çok sayıda ülkeyle çalışıyoruz ve neyin en çok ilgi gördüğünü, merak edildiğini söylemek çok zor. Vincent van Gogh’dan “Yıldızlı Gece”, Sandro Botticelli’den “Venüs’ün Doğuşu” gibi bazı eserlerin ziyaretçiler için en popüler eserler arasında yer aldığının bilincindeyiz ama onlar gibi inanılmaz ilgi gören çok eser var. Bunların yanında kullanıcılarda heyecan yaratan gizli kalmış hazinelerin sayısı da oldukça yüksek.
Platformu sanal gezinti dışında en çok ne için kullanıyorlar?
Bir şehri keşfetmek için ya da çıkacakları bir seyahati hazırlama aşamasında hangi müzeleri ziyaret edeceklerini planlarken kullananlar oluyor. Ya da örneğin bir seyahatten geri döndüklerinde gördüklerini ve akılda kalan eserleri daha detaylıca incelemek isteyebiliyorlar. Kimisi platformu kendini eğitmek, geliştirmek, genel kültürünü genişletmek için kullanıyor. Bunların arasında bolca öğrenci, akademisyen ya da yalnızca sanat tutkunları var. Her biri günlük kültür sanat dozlarını almak için Google Arts & Culture’ın altı milyon görsellik datasından yararlanıyorlar. Belge, videolar, görseller var. Ama şunu belirtmek isterim hiçbir dijital ziyaret kişinin fiziki bir şekilde yaptığı bir ziyaretin yerini tutamaz.
Sizce bu platform çevrimdışı sanatı ne şekilde destekliyor?
Gerçek ziyarete farklı açılardan değer katacağını umduğumuz paralel, tamamlayıcı bir deneyim. Aynı zamanda artırılmış gerçeklik veya sanal gerçeklikler, 3D gibi teknolojileri kullanarak öğretici ve oyuncu bir eğlence de katıyoruz.
Platformda bulunan sergilerin belirli bir süresi var mı?
Buna kurumlar kendileri karar veriyor, biz açık ve esnek davranıyoruz ve işbirliklerimizin uzun vadeli olmasını umuyoruz. Bazı iş ortaklarımız koleksiyonlarından parçaları bir araya getirerek onları dijital olarak sergilemeye karar verip, sonrasında ise Google’ın Street View teknolojisinden yararlanarak iç veya dış mekanlarına sanal turlar düzenlemeye karar verebiliyor. Ya da mesela Google Camera dediğimiz özel fotoğraf makinasıyla eserlerini çok çok yüksek bir çözünürlükle dijitalize ederek onların en ince detayına kadar incelenmesini sağlayabiliyor.
Platformun bir de uygulaması var, özellikleri aynı mı?
Uygulamamızda web sitemizde olmayan çok önemli özellikler var, Arttırılmış Gerçeklik bunlardan biri. Sadece bir tıkla dünyanın dört bir yanına dağıldıkları için hatta çalındıkları için asla göremeyeceğiniz eserleri bulabilirsiniz. Ya da Art Filters kullanıcıların selfie’lerini veya evcil hayvan portrelerini dünya müzelerindeki tablolarda yer alan yüzlerle eşleştirmeye yarıyor.
Bugüne nasıl geldi?
2011’de Google Art Project hayata geçti. Başlangıçta 11 ülkeden 17 müze vardı.
Zamanla moda, yemek, tasarım gibi kültürün farklı alanlarına dokunan kurumlar eklendi. Bugün Google Arts &Culture’ın 85 ülkeden 2 bin 500’den fazla partneri var.
