05 Mayıs 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 07.03.2024 13:45 | Son Güncelleme: 07.03.2024 13:58

Ganalı ressam Kojo Marfo: Eserlerim bir umut denemesidir

Kojo Marfo’nun eserleri 11 Mart’a kadar DG Art Project’in yeni sergisi Umut Denemesi’nde olacak. Sergideki tuval üzeri akrilik çalışması olan 12 eser; sanatçının doğup büyüdüğü coğrafyadan anaerkillik ve aidiyet gibi konulardan da ilham alıyor. Ganalı ressam ve küratör Zeynep Öztürk’le konuştuk
Ganalı ressam Kojo Marfo: Eserlerim bir umut denemesidir

 Esin Hamamcı  / [email protected]

Umut Denemesi serginizle ilk kez Türkiye’desiniz. Serginin hikayesi nasıl başladı?

Stüdyomda oturmuş bir sonraki sergim için ilham gelmesini bekliyordum. İnsanların kalplerine ve zihinlerine dokunacak bir şey yaratmak istiyor ancak ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Sonra geçmişimi ve geçmişimin bir sanatçı olarak beni nasıl etkilediğini düşündüm. İşte o zaman bir sonraki sergim için Umut Denemesi ismini seçtim çünkü kendi hayatımı tam da bu şekilde tanımlıyorum.

Jean David Malat, Zeynep Öztürk, Pınar-Dursun Gündoğdu

 

Umut dolu ancak bir o kadar da zorluk içinde büyüdüm. Annem benim için farklı şeyler hayal ediyordu ama ben kendi hayallerimin peşinden gittim. Tüm zorluklara rağmen sanatçı oldum. İnsanlar benimle ve sanatımla bağ kurabilsin diye kendi hikâyemin bir kısmını paylaşmak istedim. Bu, temsilcim bana Türkiye’de yapılması planlanan bir sergi ihtimalinden bahsetmeden önceydi ve ben de teklifi hevesle karşıladım.

Akan kültürü ve sanatı etrafında ilham alan eserlerinizde kimlik sorunsalı nereye oturuyor?

Eserlerim için Akan kültüründen ve sanatından, özellikle de kendi geçmişimde karşılaştığım figürlerden ve sembollerden ilham alıyorum. Kimliğimi ifade etmek ve dünya üzerindeki farklı kültürlerin çeşitliliğini yansıtmak için bu ögeleri kullanıyorum. Örneğin eserlerime dahil ettiğim yuvarlak yüzler, çocuk sahibi olmak isteyen kadınlara verilen “akuaba” isimli doğurganlık bebeklerinden yola çıkıyor. Kendi evimde bu bebekleri görerek büyüdüm ve bu yüzden sanatsal vizyonumun bir parçası haline geldiler.

Eserlerinizde anaerkillik ve aidiyet hissi çerçevesindeki figürlerle izleyicide bırakmak istediğiniz his tam olarak nedir?

Hedefim, izleyicilerin eserlerimdeki anaerkillik ve aidiyet temalarını temsil eden figürlerle bir bağlantı kurabilmesini sağlamak. Nereli olduğumuz veya nasıl yetiştiğimiz fark etmeksizin hepimizin benzer zorluklarla karşılaştığını ve benzer ümitler beslediğimizi göstermek istiyorum. Ortak insanlığımızın ve ortak mücadelelerimizin altını çizmek istiyorum. İzleyicilerin bu sergiden kendileri ve tüm insanlar için bir çeşit empati ve anlayış içinde ayrılacaklarını umarım.

“Tüm eserleri birbirinin devamı, bir hikâyenin resmedilmiş hâli gibi”

Kojo Marfo’nun eserleriyle tanışmanız ve Umut Denemesi’yle hikayeniz nasıl başladı?

Akademisyen kimliğimin yanı sıra resim yapıyor ve şiir yazıyorum. Yıllar önce kendi yetiştirdiğim sanatçı öğrencilerim için yaptığım küratörlük çalışmaları zamanla yerini usta isimlere bırakmaya başladı. DG Art Project’in kurucusu Dursun Gündoğdu ile tanışıklığımız çok uzun yıllara dayanır. Kendisiyle bundan önce de çok güzel işler yaptık. Kojo’yu Londra’da temsil eden JD Malat Galeri ile yapılan uzun soluklu görüşmeler neticesinde bu serginin temelleri atıldı. Tüm dünyanın tanıdığı bu sanatçıyı İstanbul’da ağırlama fikri ise heyecan vericiydi. Eserlerinde ilk dikkatimi çeken renklerin canlı ve parlaklığı ile kullanılan aksesuarlar, çiçekler ve figürlerin bir bütünlük içinde yan yana dizilimleri oldu. Eserlerinin tümünde bir bütünlük var.  Sanki tüm eserler birbirinin devamı, bir hikâyenin resmedilmiş hâli gibi. Hazırladığımız sergi kataloğu, kaleme aldığım küratör yazısı ve Kojo’ya özel yazdığım şiirlerde de bu hikâye tamamlandı.

Sergide hangi tekniklerden yapılmış toplam kaç eser yer alıyor? Seçki yaparken öne çıkardığınız kavram var mıydı?

Sergide 12 eseri var. Tüm eserler tuval üzeri akrilik.  Renklerin canlı ve parlaklığı ile kullanılan aksesuarlar, çiçekler ve figürlerin bir bütünlük içinde. Aslında figürler her ne kadar durağan görünse de aslında bir hareket, ritim ve coşku var eserlerde. Çalışmalarında, Afrika’nın sosyal ve coğrafi dokusunu figüratif yollarla anlatan Marfo, doğup büyüdüğü coğrafyada önemli bir yer tutan anaerkil düzenin getirisi olarak kadın figürlerine eserlerinde sıklıkla yer veriyor. Multidisipliner bir sanatçı olan Marfo, kültürlere olan tutkusundan dolayı da evrensel miras temalarını araştıran bir tarz geliştirmiştir. Eserleri ile hem Akan ikonografisine hem de Avrupa saray resimlerine gönderme yapıyor ve bunları çağdaş tekniklerle birleştiriyor.

 Sanatçı Kojo Marfo’nun eserleri Türkiye’de ilk kez görülüyor, nasıl hissediyorsunuz?

 “Eserlerim bir umut denemesidir. Kırgınlıklar ve acıya rağmen yaşam devam etmekte ve umut, güzellik ve direniş var olmakta” diyor Marfo. Herkes bu umut dünyasını mutlaka görmeli ve onu yakından tanımalı. Kojo’nun eserleri sıra dışı figürlere sahip; aile bağlarına duygusallığa yer verirken ayrıca düşündürüyor. Herkes kendi dünyasından mutlaka bir şeyler bulacaktır onun eserlerinde.

Marfo’nun eserlerinde sizi etkileyen yanı ne oldu? Eserlerini nasıl tanımlarsınız?

Figürlerin ten renklerinin siyah-beyaz oluşu çok dikkatimi çekmişti. Hikâyesini yakından dinledikten sonra ve onunla ilgili her kaynağı okuduktan sonra anladım nedenini. Beni en çok etkileyen kısım da bu oldu sonrasında. Kojo’nun vitiligo hastalığı olan yakın bir arkadaşı varmış. Aslında onu resmetmekle başlamış ilk, sonra bu etkiyi tüm resimlerine yansıtmaya başlamış.

Umut Denemesi sergisini 11 Mart tarihine dek DG Art Galeri'de ziyaret edebilirsiniz.