Esin Hamamcı
Mimar Sinan’ın 1557’de tamamlayıp "kalfalık eseri"m dediği muazzam yapı Süleymaniye Camii’nin Eminönü’ne doğru bakan bir ön sokağında yıllardır harap halde bulunan bir sokak vardı. Bu sokağın başında İstanbulluların da çok iyi bildiği küçük bir Mimar Sinan türbesi bulunur. Mimar Sinan Caddesi olarak adlandırılan bu sokakta yan yana, bitişik halde yer alan Sıra Dükkânlar, uzun zamandır harabe haldeydi. İstanbul’un muazzam yapısının bitişiğinde yer alan ve görüntü olarak Sinan’ın tarihi eserine yaraşmayan bu “eskilik” şimdilerde ortadan kalktı.
İstanbul 2017 yılında UNESCO Yaratıcı Kentler Ağı’na tasarım kenti olarak girer. Şehrin eklektik yapısı da buna oldukça müsaittir. Tarih boyunca bambaşka kültürlere ev sahipliği yapan kadim bir şehirden bahsediyoruz. Hazinesi, heybesi oldukça geniş olan bu şehrin verdiği ilham da bu derece büyük olsa da bu zamana kadar “tasarım” adına bir müze bulunmaması, üzerine düşünülmemesi önemli bir eksiklikti. İBB Kültür ve İBB Miras ekibinin sokağı yeniden işlevlendirmesi, hem kaybolmaya yüz tutmuş vitray, keçe, yorgan gibi kaybolmaya yüz tutmuş gelenekleri tekrar hatırlatmasıyla hem de illüstrasyon gibi yeni ve genç dinamikleri ele almasıyla tasarım adına birleştirici yeni bir alan oluşturuyor. Sokak şimdilik 53 dükkâna ev sahipliği yapıyor ve müze alanında 40 paydaş dükkân var.
Tasarım adına büyük bir çeşitlilik
Müze alanını gezdiğimde tasarım adına ne kadar büyük bir çeşitliliğin oluşturulduğunu yakından deneyimleme şansı yakaladım. Örneğin “Şehrin Kokuları” üzerine yer alan bir tasarım dükkânı, İstanbul şehrine ait koku duyusu üzerinden hareket ederek bir koku sergisi hazırlamış. Sergide en göze çarpan kokular Türklerin olmazsa olmazı Türk kahvesi, Türk hamamından esinlenen beyaz sabun gibi kokulardı. “Şehrin Kokuları” sergisinde farklı dönemin İstanbul’unu da koklayabiliyorsunuz. Ya da Mısır Çarşısı’nın tüm kokusunu içinize çekebiliyorsunuz. Bu sokakta işlerini yakından takip ettiğimiz müze, galeri ve kurumlar da yer alıyor. Örneğin İstanbul Modern, Salt Galata, BASE ya da Karşı Sanat Atelye gibi noktalarda farklı etkileşimler sizleri bekliyor. Yine İBB Kültür, Kültür A.Ş.’nin tasarıma dair oluşumlarını Tasarım Müzesi’nden de takip edebilirsiniz. Eski, yıkık dökük dükkânların yerini alan yeni fikirler, yepyeni tasarımlar sadece kültür-sanat adına değil turizm adına da İstanbul’a bir artı değer katıyor. Süleymaniye Camii’yi gezmeye geldiyseniz ya da bir tasarım öğrencisiyseniz, tasarımla uğraşıyorsanız burayı muhakkak ziyaret etmelisiniz çünkü tasarım kalbi burada atacak gözüküyor.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Oktay Özel:
"İstanbul’a değer katacak bir müze kazandırmak sorumluluğumuzun gereği"
İBB İstanbul Tasarım Müzesi’nin hikâyesi nasıl başladı?
İstanbul binlerce yıllık tarihi, muhteşem coğrafyası ve eşsiz kültürel mirasıyla dünyanın en özel çekim merkezlerinden biri. Tarih boyunca farklı kültür ve inançların ortak mekânı olmuş; daima özgünlüğünü korumayı başarmış, bu sebeple çekim merkezi olma özelliğini de hiç yitirmemiş bir şehir. Üstelik İstanbul, barındırdığı yaratıcı endüstrilerle sadece Türkiye’de değil, dünya çapında da önemli bir merkez konumunda. Bildiğiniz gibi İstanbul 2017 yılında UNESCO Yaratıcı Kentler Ağı’na “tasarım kenti” olarak girdi. Ancak göreve başladığımızda şehrin yaratıcı potansiyelini yansıtan bir tane bile tasarım merkezi yoktu. 2023 yılında tarihi Botter Apartmanı’nda hayata geçirdiğimiz Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi, İstanbul’un tasarım ekosistemini güçlendirmek için attığımız önemli bir adım oldu. Şimdi ise, İBB Tasarım Müzesi ile özellikle tasarım alanında tetikleyici bir hamle başlatıyoruz. Bu müze ile yaratıcı alanlardaki paydaşlarımızı desteklemeyi, uluslararası iş birliklerini geliştirmeyi ve şehrin yaratıcı potansiyelini görünür kılmayı amaçlıyoruz.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Süleymaniye’deki Sıra Dükkânlar’da bizleri neler bekliyor?
İBB Fen İşleri Dairesi Başkanlığı’nın restorasyon sürecini, İBB Miras’ın ise yeniden işlevlendirme sürecini tasarladığı İBB İstanbul Tasarım Müzesi ile tarihî Sıra Dükkânlar sokağı, şehrin eşsiz tasarımcısı Mimar Sinan’a yakışır, çok özel bir tasarım müzesine dönüştü. 53 dükkâna ev sahipliği yapan müze alanındaki 40 dükkânda müzenin paydaşı olan tasarım, zanaat, kültür ve sanat dünyasından temsilciler bir araya geliyor. Aralarında vitray, keçe, yorgan gibi kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel zanaatlar da var, aydınlatma, mobilya, aksesuar, seramik, mimari tasarım, illüstrasyon gibi çağdaş tasarımlar da… Burada müze envanterini oluşturan temel unsur bizzat tasarımın, tasarım sürecinin kendisi. İstanbul Tasarım Müzesi’nin dinamik, yaşayan, tasarım süreçlerinin gözlemlenebildiği, deneyim odaklı bir yer olmasını istiyoruz. Sürdürülebilir bir yaklaşım benimsediğimiz müzenin sabit bir kullanıcısı olmayacak; marka ve kurumlar alana belli bir süre için yerleşecek. Sonrasında ise İstanbul’un tasarım yüzü olan diğer sanatçı, tasarımcı ve zanaatkâr dostlarımızla yoldaşlık edeceğiz. İstanbul Tasarım Müzesi’nde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin birimlerinden İBB Miras, İBB Kültür, İBB Kadın, İBB Proje, Visit İstanbul, BİMTAŞ, Kültür A.Ş., İPA, Beltur ve İdari Ofisler de yer alıyor. İstanbulluları buradaki üretimin bir parçası kılacak atölye ve etkinliklerle bu tarihi alan, şehrin çekim merkezi olacak.
“İstanbul’un bugününe ve yarınına değer katacağız”
Sizce Sıra Dükkânlar, günümüz tasarım dünyasıyla ve tarihî dokusuyla nasıl bir bağ yakalıyor?
Sıra Dükkânlar, şehrimizin eşsiz tasarımcısı Mimar Sinan’ın bizlere bıraktığı en kıymetli hazinelerden biri olan Süleymaniye Camii ve Külliyesi’nin bir parçası. Bulunduğu sokak, büyük mimarımızın türbesine de ev sahipliği yapıyor. Günümüze ulaşmasa da vaktiyle yaşadığı ev de buradaydı. Dolayısıyla bu sokak bir zamanlar Sinan’ın hayallerine, yeteneklerine yakından tanıklık etmişti. Evi korunamadığı gibi türbesi de ne yazık ki günümüze Sinan’ın aziz hatırasına yakışmayacak şekilde, metruk bir hale gelerek ulaştı. Sıra Dükkânlar da aynı şekilde, son yıllarda atıl bir durumdaydı. Oysa bu dükkânlar, asırlar boyunca hem camiye gelir sağladılar hem de ticaretin ve sosyal yaşamın merkezi oldular. Süleymaniye mahallesi de aynı kaderi uzun yıllar yaşadı. Hatırlayanlar bilir, bölge uzunca bir süre Süleymaniye’nin ihtişamına, Sinan’ın mirasına yakışmayacak şekilde kötü kullanımlara sahne oldu. Şimdi aynı sokakta, tasarımın zirvesi bir mabedin yanı başında, İstanbul’a değer katacak bir müze kazandırmak, öncelikle tarihsel sorumluluğumuzun bir gereği. Bu müze ile hem çok kıymetli miras alanımızı yeni dinamiklerle yaşatarak koruyacağız hem de İstanbul’un bugününe ve yarınına değer katacağız.
İstanbul Tasarım Müzesi, Süleymaniye’deki yaşamsal dönüşümün başlangıç noktası. 20 yapı adasında 16 mimari ekiple ada avan projelendirme çalışmalarımızı tamamladık. Yakın zamanda bu projeleri de kamuoyu ile paylaşacağız. Süleymaniye’ye yeni sosyal mekânlar ve kültür sanat odaklı yaşam alanları kazandırarak, bu tarihi Osmanlı mahallesini yeniden şehrin gözbebeği olacak şekilde hak ettiği değere kavuşturacağız.