18 Kasım 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 21.03.2024 16:36 | Son Güncelleme: 21.03.2024 16:43

İmamoğlu: İBB’nin bizden önce dönüştürdüğü 1 tane bina yok

Ekrem İmamoğlu kentsel dönüşüm konusundaki eleştirilere "İBB’nin bizden önce dönüştürdüğü 1 tane bina yok; sıfır. Diğer taraftan, imar değişiklikleriyle adama, kişiye, bir takım imtiyazlı kişilere, milyarlarca dolarlık rant sağladılar" diye cevap verdi
İmamoğlu: İBB’nin bizden önce dönüştürdüğü 1 tane bina yok

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “10x10=100 Büyük Proje” toplantılarının 7. ve 8.’sini, “Girişimci ve sürdürülebilir İstanbul için tam yol ileri” başlığıyla gerçekleştirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, CHP İstanbul İla Başkanı Özgür Çelik, CHP’nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey, Beyoğlu Belediye Başkan adayı İnan Güney ve Fatih Belediye Başkan adayı Mahir Polat da sunumda İmamoğlu’na eşlik etti. Konuşmasının başında vatandaşların Nevruz Bayramı’nı kutlayan İmamoğlu şunları söyledi:

"Nevruz bu topraklar için bir bayram"

  • Nevruz, bu topraklar için çok özel bir kutlama anı, bir bayram. Birbirini hisseden ve birbirini konuşan, birbirini ağırlayan, birbirini coşkuyla karşılayan muazzam bir gün. Tarih boyunca, şu anda bu cennet vatanda yaşayan 86 milyon insanımızın, hangi coğrafyadan olursa olsun, kökeni tarih boyunca böylesi bir bayramı birlikte kucaklamak, birlikte yaşamak, yaşatmak konusunda ortaklaşabilen, belki de dünyada nadir anlardan, nadir günlerden birisi.
  • Bu bağlamda ben de 86 milyon insanımız adına, kendi içimdeki coşkuyu tarif edemem. Bu coşku, umuyorum insanlarımıza barış, huzur, karşılıklı birbirini hissettikleri ve bütün sorunlarımızı giderdiğimiz, bolluğun, bereketin geldiği, güzel günleri karşıladığımız bir sürecin vesilesi olsun.
  • Bu bağlamda, cennet vatanımızdaki ve bütün coğrafyalarda Nevruz’u kutlayan çok değerli insanlığın Nevruz Bayramı kutlu olsun, güzelliklere vesile olsun.
  • Gelişmiş ve büyüyen bir ekonomi için, İstanbul’un sahip olduğu iki büyük potansiyeli var. Birincisi; Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz. İstanbul, yüzde 70’lere varan çalışma çağında olan nüfus oranıyla, Avrupa Birliği ortalamasının çok üzerinde ve önemli bir avantaja sahip.
  • Maalesef gençlerimiz, kayıp bir dönem yaşadı. Baskıya, yasağa, işsizliğe, düşük ücretli işlere maruz bırakıldılar, özgürlükleri kısıtlandı. Gençlere her türlü imkanı sağlaması gerekenler, ceplerindeki telefonla uğraştı. ‘Telefonun kaç para’ vesaire gibi bu çağa asla uygun olmayan, yani biraz da siyasilerin kışkırtmasıyla, biraz da hafife alan bir tavırla gençlerimize ulaştı.
  • Emek verdiğimiz, gözümüz gibi büyüttüğümüz gençler arasında umutsuzluğa kapılanlar, umudu başka ülkelerde aramak zorunda kalanlar oldu. Anne-babalarımızın ve gençlerimizin en fazla muzdarip olduğu konu gelecek kaygısı. Bu gidişe, ‘dur’ diyeceğiz. Bizler, bu potansiyeli görüyor ve özellikle yeni ekonominin ihtiyaçları olan eğitim, bilgi ve teknolojiyle başta gençlerimiz, tüm İstanbulluları buluşturacak araçları üretiyoruz ve üretmeye devam edeceğiz

“‘İstanbul'a ihanet ettik’ itirafının sahibi de kendileri”

  • İkinci önemli potansiyelin ise, İstanbul’un stratejik ve jeopolitik konumu. İstanbul, Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı yer, bir Dünya kenti, küresel bir güç. Maalesef gençlerimize olduğu gibi, İstanbul’a da özensiz davrandılar, ihanet ettiler.
  • Maalesef gençlerimize olduğu gibi, İstanbul'a da özensiz davrandılar. Açıkçası bu özensizlik sonucunda bir ihanet kavramını ürettiler ve ‘İstanbul'a ihanet ettik’ itirafının sahibi de kendileri.
  • İstanbul’u sadece bir rant alanı olarak gören anlayış, dünya bambaşka bir yere giderken, İstanbul’u sadece inşaat ekonomisine mahkum etti. Tek anladıkları beton ve imar rantı.
  • Bu kafayla geldiğimiz yer ortada. Şu soruyu kendinize sormanızı isterim; büyümesini büyük oranda İstanbul’a borçlu olan o çok övündüğümüz inşaat ekonomisi, İstanbul’u veya risk altındaki diğer kentlerimizi depreme karşı daha dirençli bir hale neden getiremedi?
  • Ben size söyleyeyim; bize kentsel dönüşüm konusunda söz söylemeye kalkanlar, özellikle 99 sonrası ve özellikle 2022, yani merkezi iktidar olduklarından sonra, çok net ifade edeyim, büyük bir hesap mizanı orada duruyor ve bunun hesabını vermek zorundalar.

"İBB’nin bizden önce dönüştürdüğü 1 tane bina yok"

  • İBB’nin bizden önce dönüştürdüğü 1 tane bina yok; sıfır. Diğer taraftan, imar değişiklikleriyle adama, kişiye, bir takım imtiyazlı kişilere, milyarlarca dolarlık rant sağladılar. Bakın; dönüşümden bahsediyoruz. İBB’nin böyle bir adımı yok, böyle bir hassasiyeti yok.
  • Diğer taraftan neler yapılmış? İmar değişiklikleriyle adama, kişiye, bir takım imtiyazlı kişilere, milyarlarca dolarlık rantlar… Bunların belgesi var, bunların dosyası var.
  • Bunların, özellikle 2002’den bu yana atılan, 2004’ten bu tarafa atılan bütün adımları bu yönde. Ve soruyorlar rakibimize, İstanbul'da hiç dersine çalışmamış adaya, ‘İstanbul, depreme hazır mı’ diye; ‘Kesinlikle hayır’ diyor.
  • Sonra soruyu soran bir soru daha soruyor: Siz, 1999’dan beri İstanbul'da belediyesiniz, 2002’den beri iktidarsınız. Yani sorumlusu kim’ deyince nutuku tutuluyor. Yani o da biliyor ki, 5 yılda depremle ilgili sorunun çözülmesi mümkün değil. Ama esas sorumluluk, o geçirilen, boşa nafile geçirilen ve bunu bir rant fırsatına dönüştüren o 2002-2004 sonrası İstanbul'un sürecini her yerde hatırlatacağız. İnsanlarımız bundan ürktüler, korktular ve tedbirli hale geldiler ve asla istemiyorlar, şiddetle reddediyorlar.

"Kanal istanbul öyle bir ihanet ki..."

  • Bir de unutturmaya çalıştıkları yeni bir ihanet var. Kanal İstanbul, başka büyük bir ihanettir. Öyle bir ihanet ki, bunun altından İstanbul da kalkamaz, Türkiye de kalkamaz. İstanbul'un doğal kaynaklar bakımından en zengin bölgesini imara açarak, akılları sıra yine bir peşkeş çekecekler.
  • Daha önce de söyledim. Kanal İstanbul ya da nam-ı diğer ‘Beton İstanbul’ bir beton kanaldır, bir gayrimenkul geliştirme projesidir. Bu işi isteyen kişinin en büyük emlak projesidir. Arsa satmak, üstüne bina yapıp bina satmak… En iyi anladıkları iş bu. Beton Kanal bahane.
  • Bunlar, ihanete doymamıştır; doymayacak. Bir de çıkmışlar, ‘Beton Kanal gündemimizde değil, İstanbul'un gündeminde olmayan, bizim de gündemimizde yok’ diyor. İl Başkanı onu yalanlıyor, bakanı yalanlıyor, kurumların müdürleri, genel müdürleri yalanlıyor.
  • Zaten Sayın Cumhurbaşkanı umursamıyor bile. Kendisini iki tane metro durağına herhalde güvenlik şefi yapacak, ‘Orayı koruyun’ diye mesaj veriyor. Dolayısıyla o kadar büyük bir ihanet ki; inanın oradaki parsellere baktığınızda, artık kimlere söz verdilerse, ‘İsteyen binasını yapar’ diyor dersine çalışmamış acemi aday. Aklı sıra, beton kanalla etrafında imara açtığı alanları ayırmaya çalışıyor.

“Siz kimi kandırıyorsunuz?”

  • Bunlar artık şöyle bakıyorlar meseleye: ‘Aldandık, aldatıldık, aldattık’ diyerek geçirdikleri yıllardan sonra, zannediyorlar ki; İstanbulluları da aldatırız. Siz kimi kandırıyorsunuz? İçme suyu havzasını kanal bahanesiyle imara açıyorlar, neymiş; vatandaşın parseliymiş.
  • Orada kimlerin parseli var, İstanbul halkı biliyor. 5 tane Esenyurt büyüklüğünde alanı imara açmak, bu kentin ölüm fermanını imzalamaktır. Buna hep birlikte müsaade etmedik, yine birlikte müsaade etmeyeceğiz. Bunu hep birlikte görmeliyiz. Hep birlikte gayret gösterdik. 5 yıldır müsaade etmedik.
  • Çoktan orayı inşaata dönüştürmüşler ve bizi sefil rezil etmişlerdi. 2019, onun için tarihi bir andır. 2019, ‘İstanbul muhafızlığının’ başladığı tarihtir.
  • Yine hep birlikte müsaade etmeyeceğiz. Ben, İstanbul'un benim gibi milyonlarca muhafız olduğunu düşünüyorum. Bakınız öyle düşünüyorum ki; zannetmeyin İstanbul'un muhafızı, 18 yaş ve üstü oy kullanan insanlar. İ
  • stanbul'un muhafızı, 3 yaşındaki çocuklar. Ben artık çocukların kaç yaşında bilince sahip olduğunu artık idrak edemiyorum. Çünkü; 1 yaşında, 2 yaşında, 3 yaşında bebelerin gözlerindeki ışığı, gösterdikleri refleksi, İstanbul'a dair beklentilerini kucağıma aldığımda onların hissettiğini düşünüyorum. Bebeklerin bile hissettiğini düşünüyorum.

"1 Nisan sabahı öğrenecekler"

  • Zannetmeyin anneler, babalar, amcalar, dayılar, teyzeler, halalar, dedeler, nineler, babaanneler kendileri için oy kullanacaklar. Daha yeni doğmuş bebekleri için oy kullanacaklar. Hatta henüz doğmamış bebeler için bu seçimde oy kullanılacak.
  • İstanbul'un benim gibi milyonlarca muhafızı olduğunu biliyorum. Sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin her yerinde milyonlarca muhafaza olduğunu biliyorum. İstanbul’un benim gibi milyonlarca muhafızı olduğunu, 1 Nisan sabahı öğrenecekler.
  • Bu kenti hep birlikte koruyacağız ve bu büyük ihanet projelerine müsaade etmeyeceğiz. Bu büyük ihanet projelerine müsaade etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz. Aynen elimizden tamamen hukuki kuralları dinlemez bir biçimde almak için verdikleri çabanın karşılığında, her şeye rağmen, bütün baskılara rağmen, geçmişte milyonlarca insanın büyük çaba göstererek korumaya çalıştığı Gezi Parkı'nın tekrar Büyükşehir’e iade edildiği gibi.