18 Kasım 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 22.03.2024 16:30 | Son Güncelleme: 22.03.2024 17:03

Özel'den promosyon açıklaması: Emeklinin hakkını emekliye jest diye sunan bir anlayış var

CHP lideri Özgür Özel "Emeklinin hakkını emekliye jest diye sunan, yine burada emekliyi hafife alan ve kandırmaya çalışan bir anlayış var. Emekli onların aklını istemiyor, kendi hakkını istiyor" dedi
Özel'den promosyon açıklaması: Emeklinin hakkını emekliye jest diye sunan bir anlayış var

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir programı kapsamında yaptığı ziyaretlere Karşıyaka'da Zübeyde Hanım Nikah Evi Üstü Kent Restoran'da şehit yakınları ve gaziler buluşması ile başladı. Ardından, Ege İhracatçı Birlikleri'ne (EİB) gelerek temaslarını sürdüren Özel’e CHP İçişleri Bakanlığından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, CHP Milli Savunma Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, CHP İzmir Milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç, CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, CHP İzmir Milletvekili Rıfat Turuntay Nalbantoğlu, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve çok sayıda partili eşlik etti.

İşte Özgür Özel'in konuşmasından satır başları:

  • Bugün Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin de üyesi olan Ege İhracatçıları Birliği'ni ziyaret ettik. Kendileriyle, yöneticileri ile çok verimli, 1,5 saatlik toplantı gerçekleştirdik. Toplantı ile ilgili partimizden görevli arkadaşlar gerekli kayıtları aldılar. Birkaç dakika sonra sizinle o videoyu da paylaşacaklar. İzmir’in yarınlarını konuştuğumuz, Cemil Başkan'ın yönetiminde, 30 belediye başkanımızın yönetiminde, İzmir için ne yapabiliriz, İzmir’in sanayisi, ticareti, ihracatı için ne yapabiliriz, bunları konuştuğumuz, her iki taraf için de heyecan ve umut veren bir toplantıyı gerçekleştirmiş olduk. Bundan sonra önümüzdeki, bugünkü programımızı zaten biliyorsunuz. Pazar günü de 5 ilçemizde olacağız. Önümüzdeki hafta içinde programı netleştirmeye çalışıyoruz ama bir gün daha İzmir’e gelmeyi değerli belediye başkanlarımızla birlikte yerel seçim çalışmalarını sürdürmeye çalışıyoruz.
  • En büyük anket 31 Mart günü yapılacak, seçim yaklaştıkça anket söylemek biraz da böyle seçmeni yönlendirmeye yönelik oluyor. Son değerlendirmemden bugüne daha kötü bir anket görmediğimi, her gördüğüm anketin daha iyiye gittiğini söyleyebilirim. 31 Mart tarihinde İzmir’de bir büyük başarı yakalayacağız. İzmir’in beklediği değişim ve dönüşümü gerçekleştireceğiz. Bundan önceki dönemde görev yapan belediye başkanlarımız, konvansiyonel belediyecilik anlamında üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar. Daha önce de söylemiştim. Bu belediye başkanları Türkiye’nin herhangi bir coğrafyasında da yüksek memnuniyet oranlarına ulaşabilecek belediye başkanlarımız. İzmir’de İzmir CHP’ye, Cumhuriyeti ve ülkesine çok şey veren bir kent. Biraz önce konuştuk. Örneğin Ege Bölgesi'nde 6,5 milyarlık Ar-Ge’nin 3,5 milyarı İzmir’de yapılıyor. Türkiye ithalatı, ihracatından fazla bir ülke. Bu bir sorun. İhracatın, ithalatı karşılama oranı Türkiye’de yüzde 70. Ege Bölgesinde yüzde 205, İzmir’de yüzde 300’ün üzerinde. Bu rakımları gördüğünüzde İzmir ülkeye bu kadar çok şey veriyorken, CHP’ye bu kadar önemli bir destek veriyorken, çok üst düzeyde hizmetler bekliyor. Bununla ilgili CHP daha önce Avrupa Birliği’ndeki ilgili raportörlerin de Türkiye’deki en iyi belediye olarak tanımladıkları Karşıyaka Belediyesi Belediye Başkanımız Cemil Tugay’ın sürdürülebilir kalkınma noktasında Avrupa Birliği standartlarında tam sağlamış, hatta ilerisinde olan bir belediyeyi yönettiğini görmemiz lazım.
  • İzmir’in bundan sonraki süreçte doğası, çevresi, sanayisi ve emek barışıyla, tarihiyle İzmir Türkiye’nin gözbebeği bir kenttir, gerçekten marka şehir olarak, dünyadaki diğer marka şehirlerle yarışacak ve Türkiye’nin dünyada turistler tarafından en çok tercih edilen, ulaşımıyla, havası, suyu ve deniziyle hepimizin göğsünü kabartan bir şehir olarak çok iyi bir noktaya getireceğimiz bir iddiaya sahibiz. 30 belediye başkanından 9’unun kadın olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bugüne kadar sadece 6 kadın belediye başkanımız olmuştu. İzmir kadın ve erkek eşitliğinin, kadınların özgürlüklerinin bu kadar üst düzeyde olduğu, bunları Cumhuriyete borçlu olan bu kente, borcumuz bir dahaki seçimlerde 15 kadın belediye başkan adayıdır. Her koltuğun biri erkeğiyse, biri kadını olmalıdır İzmir’de. Şu anda 9 çok iddialı ve hepsi seçilecek yerden kadın belediye başkanımızı İzmir’in kadınlarına ve kadın haklarına saygılı erkeklerine emanet ediyoruz. 40 yaş altında 12 tane belediye başkanımızın vizyonları ile dünyadaki marka şehirlere yarışacak İzmir’in yeni devrimini gerçekleştireceğiz. İzmir Cumhuriyet için ilk kurşunun atıldığı, milli mücadeleye son noktanın konulduğu bir kenttir. Birinci yüzyılda çok başarılı işler başardık, ikinci yüzyıldaki hem belediyecilik noktasında, hem de CHP’nin iktidara yürüyüşü noktasındaki en büyük atılımı ve devrimi yine İzmir’den başlatıyoruz.
  • Ben panik halinde rozetimi mi çıkarmışım? Rozetimden mi utanmışım? Panik halinde bıyıklarımı mı inceltmişim? Panik halinde genel başkanımın resimlerinden mi kaçmışım? Panik halinde, ben aslında onlardan değilim, size benziyorum mu demişim. Düne kadar içki yasaklarının konulduğu gün, Meclis’te içki yasağını, saat yasağını en sert savunan kişiyken, meyhanelerin olduğu sokaklara panik halinde girip klipleri ben mi çektirmişim? Kim panik halindeymiş? Ama ben Hamza Dağ hakkında çok konuştuğumu bilmiyorum ama Hamza Dağ benle konuşmak istiyor. O yanlış anlamış. Beni acil ara diyen ben değilim, kendi genel başkanı. Hamza, Tayyip Beyi acil ara. İzmirlilere benziyormuşsun, kızıyor. Olmadık işler yapıyormuşsun, kızıyor. Şu kadarını söyleyelim. O Hamza beni acil ara esprisine tahammül edemeyip, 4 genci apar topar gözaltına aldırtan Hamza Dağ’ın mensubu olduğu AKP zihniyetidir. Dayatma dediğiniz budur. 4 genç Hamza beni acil ara esprisini yapsa ne olur? İzmir Gençlik Kolları çıksın, Cemil beni acil ara Özgür yazacak da ben de diyeceğim bunları acil gözaltına alın. Ben espriyi anlamaya çalışırım. O espriye espri ile cevap vermeye çalışırız. Bu olmayacak bir iştir. İzmir dayatmaya gelmez diyor. Türkiye’ye yaşam biçimi dayatmasını kimler hangi coğrafyalarda yapıyor, bir baksınlar. Bir de İzmir kime ne dayatmış ona baksınlar. Bugüne kadar yönettiğimiz İzmir’de inanç özgürlüğü noktasında kime ne dayatmışız biz. Kim ibadetini yaparken engellenmiş, kim bir yaşam biçimine zorlanmış. Kim rahatsız edilmiş. Bir kişi çıkıp da CHP’nin demokrasinin başkenti İzmir’e bize kendi yaşam biçimlerinizi dayattınız diyebilir mi? Bir de onların yönettiği kentlere gidin ve bir bakın bakalım. Onların yönettiği kentlerde örneğin birçok büyükşehirde bırakın yerli turisti, yabancı turistin alkol alarak yemek yiyebileceği bir tek mekan yok. Alkol ruhsatı vermemekle övünüyorlar. Siz kimi kandırıyorsunuz. Yıllardır yönettiğiniz hangi büyükşehirlerinizde alkol ruhsatlı lokanta açılabiliyor. Yabancı turistin geleceği Kayseri Belediyesi alkol ruhsatlı lokanta açtırıyor muymuş, Konya Belediyesi açtırıyor muymuş? AKP’nin yıllardır yönettiği. Hani bize diyorlar ya çantada keklik. Biz kimseyi çantada keklik sanmıyoruz. Çantada keklik sansak İzmir’in sesini duyup, büyük bir değişim ve dönüşüm hamlesini başlatmayız. Öyle olacak kardeşim deriz. Ama onlar öyle olacak diyorlar. O yüzden partilerinden birçok kişi ayrılıyor. Başka partilerden aday oluyorlar. Yeniden Refah ile kapışıyorlar. Biz centilmen insanlarız. Biz son derece saygılı insanlarız. Bizim de ittifak ortaklarımız bıraktı ve gitti. Ne dedik? Canınız sağolsun. Onlarınki gidince hem de Necmettin Hocanın oğludur. İp cambazı, zübük, şantajcı dedi. Böyle mi siyaset? Kim dayatıyormuş şimdi. Kendisi dayatıyor, ayrılana hakaret ediyor. Bizi bırakıyorlar, canları sağolsun. Gelen olur canı sağolsun. O yüzden İzmir CHP’nin özgürlüğüne alışıktır. İzmir’de bütün AKP’li ve MHP’liler şahidimizdir. İzmir’de biz kimseye kendi yaşam biçimimizi dayatmadık. Ama siz yönettiğiniz illerde, benim size bulduğum şahidin 10’a biri, 100’de biri, binde biri şahidini bana bulabilir misiniz? AKP’li belediyeler bize bir yaşam biçimini dayatmıyor diye. Kim kimi kandırıyor.
  • Vatandaşı enayi yerine koyarak yapılabilecek kötü siyasete bir numaralı örnektir. Ne diyoruz, emekli maaşı yetmiyor. En düşük emekli maaşı AKP iktidara geldiğinde 1,5 asgari ücretti. Hiç karışmasalar, görüşmeseler İzmirli en düşük emekli maaşı olarak 26 bin lira alıyor olacaktı. 1,5 asgari ücret. Berbat ettiler, 10 bin liraya düşürdüler. 8 çeyrek altın alan en düşük emekli maaşı şu an 2,5 çeyrek altın alıyor. Altın hesabı şaşmaz. Bunu iyileştirelim. Hiç olmazsa asgari ücrete getirelim. 7 bin lira seyyanen zam verelim dedik, para yok, para yok dediler. Sonra biz emekli kart dedik, emekli kart çıkaracağız dediler. Şimdi emekli kart da yalan oldu, bankalara yazı yazmışlar. Promosyon verin, bunu da 1 Nisan’dan önce verin. Promosyon şudur, emekli hangi bankayı tercih etmişse o verir. 8 ila 12 bin lira diyor ya. Yapıkredi Bankası zaten 15 bin lira veriyormuş. Kimin parasını kime veriyorsunuz. Zaten emeklilere verilen ve verilecek olan bir parayı, 1 Nisan’dan öne çekerek, 2 yıllık anlaşma, 3 yıllık anlaşma yapıldıysa onu 5 yıla uzatarak, emeklinin yaptığı anlaşmayı emekliye, emeklinin hakkını emekliye jest diye sunan, yine burada emekliyi hafife alan ve kandırmaya çalışan bir anlayış var. Emekli onların aklını istemiyor, kendi hakkını istiyor. Emeklinin aklı hangi bankadan kaç promosyon alacağını bilir. Hakkı en az bir asgari ücrettir, doğrusu 1,5 asgari ücrettir. Bugün her emeklinin cebinden 5,5 çeyrek altın AKP yönetimi boyunca alınmıştır. Her ay 5,5 çeyrek altın kaybediyor emekli. 
  • Kabine üyelerinin yerel seçimlerde CHP’yi eleştirmesine yönelik bir soruya da CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ''İzmir’e hiç gelmediği kadar bakan gelmesi iyi bir şeydir. Çünkü siyaset rekabet işidir. Bir şehre iktidar partisi bu kadar çok ilgi gösteriyorsa, orada kendileri için olumlu bir taraf var. Şehirler böyle ilgileri sever. Olumsuz şey Hamza Dağ konusu. Hamza Dağ demek ki bu işe yetmiyor, yetişemiyor. Bütün bakanlar geliyor, hepsi birden uğraşıyor. Bizim adaylarımız burada. Biz normal genel başkan ziyareti çerçevesinde ziyaretimizi yapmamız gereken mitingleri yapıyoruz ve şehirden ayrılıyoruz. Buraya başlarına ne genel başkan yardımcıları bırakıyoruz, ne şehir dışından milletvekileri getiriyoruz. Ama herhalde Hamza Dağ’ın bahsettiği panik butonuna Hamza Dağ biraz fazla basmış, takılı kalmış. Ankara’da ışık kırmızı yandıkça buraya koşturuyorlar.