İlginçtir Fransa’nın geçmiş 80 yılda futboldaki en büyük kahramanları hep göçmen çocukları oldu. 1950’ler ve 1960’lardaki ilk kahraman Raymond Kopa Polonya göçmeni bir ailenin oğluydu ve 19 yaşına kadar vatandaşlığı bile yoktu. 1970’lerin ve 1980’lerin yıldızı Michel Platini adından da anlaşılacağı üzere İtalyan göçmeni bir ailede büyümüştü. 1990’lar ve 2000’lerin efsane ismi Zinedine Zidane ise Cezayir’den göç etmiş Kabiliyeli bir ailenin çocuğuydu. 2010’ların sonunda parlayan Kylian Mbappé’nin durumu biraz daha karışık. Annesi Fayza Fransa’da doğmuş bir Cezayir göçmeni. Babası Wilfrid küçük yaşta Fransa’ya yerleşen bir Kamerunlu.
“Çok pişman olacaksınız”
Mbappé tam anlamıyla 21. yüzyılda iyice belirginleşen “göçmen futbolcular” kuşağının müthiş bir temsilcisi: Çok kültürlü, hırslı ve başarıya aç. Bir süper yıldız olacağı belki 10-12 yaşında anlaşılmış bir cevherdi. Ailesi de bunun farkındaydı. 2011’de, henüz 12 yaşında Chelsea’de denemeye çıkmak için Londra’ya gittiği zaman “bir daha gelmeniz gerekebilir” yanıtını alınca annesinin “ikinci bir kez olmayacak ve bu kararınızdan çok pişman olacaksınız” demesi durumu özetliyor zaten. Rusya 2018’de Fransa’nın yıldız adayı olarak 19 yaşında ilk 11’deydi.
Onu zaten iyi tanıyorduk. Ama yine de ikinci tur maçında Arjantinlilere yaptıklarını tahmin etmemiştik. Bazen iki üç kişiyi peşine takıp Arjantin’i perişan etti. Finalde de bir gol atıp şampiyonluğun mimarlarından oldu. 20’sine bile gelmeden dünya şampiyonuydu. Geçen kupadan bu yana gollerine devam etti. Dört kez Fransa gol kralı oldu. Lig şampiyonlukları kazandı. Geçen yaz Paris St. Germain’le futbol tarihinin en pahalı sözleşmesini imzaladı. Şimdi de selefi diyebileceğimiz Messi gibi Dünya Kupası finalinde. Hem de ikinci kez. Buraya gelirken de beş gol ve iki gol pasıyla çok etkili oldu. Ama içimi kemiren bir şey var Mbappé konusunda. Büyük bir yetenek olduğunu tartışacak değiliz. Yine de yarı final maçında 10 takım arkadaşı Fas baskısını savuşturmaya çalışırken elleri belinde ileride beklemesini anlayamıyorum. Garip bir egoizm, hatta bencillik hissediyorum. Kim bilir finalde her yöne koştururken izleriz onu…