Rekortmen: Mikaela Shiffrin
2012’de henüz 17 yaşındayken kazandığı ilk dünya kupası slalom yarışıyla ne kadar büyük bir şampiyon olacağının işaretini vermişti Mikaela Shiffrin. Bugün 28 yaşındaki Amerikalı kayakçı tarihin en iyilerinden biri olmayı şimdiden garantiledi. Geçen üç yılda önce babasının ölümünü, Pekin Olimpiyatları’nda yaşadığı hayal kırıklığını atlattı.
Alp disiplini kayak sezonu geçen hafta Andorra’daki final yarışlarıyla sona ererken Shiffrin iki kez daha kürsüye çıkarak sezonu tam 2206 puanla kapadı. Genel klasman, slalom ve büyük slalom şampiyonluklarını kazandı. Asıl önemlisi 34 yıldır kırılamayan rekor eline geçirmesiydi. 11 Mart günü İsveç’in Are Kayak Merkezi'nde slalomu da kazanarak tek başına
87 yarış birinciliği elde etmiş oldu.
Yenilikçi: Dick Fosbury
Sporda bir harekete adını vermiş sporcuları biliriz. Ama hareketle en çok özdeşleşmiş sporcu Amerikalı yüksek atlamacı Dick Fosbury’dir. Önceki hafta 76 yaşında ölen Fosbury bir spor dalını en fazla dönüştüren sporcuydu, belki de en büyük yenilikçiydi.
1960’larda yüksek atlamada makas ve binme teknikleri yaygın kullanılıyordu. Ancak bu tekniklerle yüksek atlama bir sınıra erişmiş gibiydi. O dönemde Portland'lı lise öğrencisi Fosbury yeni bir teknik üzerine çalışmaya başladı. Çıtanın sırt üstü geçildiği bu teknik kısa süre içinde ‘Fosbury atlayışı’ olarak anılmaya başlandı. Fosbury, ABD’de üniversiteler şampiyonu oldu. 1968 Olimpiyatları’na değin dünyanın bu teknikten pek haberi yoktu. Fosbury, Meksiko’da 2.24 metreyle şampiyon olurken herkesi ağzı açık kaldı. Fosbury tekniği neredeyse 3-4 yıl içinde standart haline geldi. 1973 ile 1993 arasında yüksek atlama dünya rekoru 15 cm gelişti.
Gladyatör: Rafa Nadal
25 Nisan 2005. 18 yaşında bir İspanyol tenisçi erkekler dünya klasmanında ilk 10’a yedi numaradan giriş yapıyor. Neredeyse tam 18 yıl sonra çıkmak üzere… Evet, Rafa Nadal’dan bahsediyorum. 912 tenis haftası sonrası Nadal artık dünya sıralamasında ilk 10’da değil. Geçen pazartesi ATP sıralamasında 13’lüğe düştü ve bu inanılmaz seri bitti.
Dile kolay 18 yıl! 2005’in nisan ayında ABD Başkanı George W. Bush’tu, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth elmas yıldönümünü kutlamamıştı, Türkiye’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’di, Usain Bolt henüz hiç rekor kırmamıştı, Michael Phelps sekiz Olimpiyat altını kazanmamıştı.
Nadal bunların hepsini geride bıraktı. Önce Federer’in, sonra Djokovic’in en büyük rakibi oldu. Üzerine 22 grand slam turnuvası kazandı. Zaman zaman sakatlıklar geçirdi, aile içinde krizler atlattı. Ama bir şekilde o ilk 10’da kalmayı başardı. Fiziksel açıdan yıpratıcı stiline rağmen bunu başardı üstelik. Bir gladyatör gibi hep savaştı, hep sonuna kadar mücadele etti. Kim bilir, son sezonunu izliyoruz belki de 2023’te. Son turnuvalarının tadını çıkaralım.
