İngiltere’nin geleneği

Geçen pazar günü gerçekleştirilen Londra’da Thames Nehri üzerinde meşhur Boat Race’i izledik. Ya da daha yaygın bilinen adıyla Cambridge-Oxford Kürek Yarışı’nı. Putney ve Chiswick köprüleri arasındaki 6.8 kilometrelik bu sekiz tek dümencili yarışı tam anlamıyla bir İngiliz geleneği: 1829’dan beri yapılıyor. BBC’den naklen yayınlanıyor ve milyonlarca kişi tarafından izleniyor. Bu geleneği İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana tek aksatabilen olay Covid salgını oldu üç yıl evvel.

Takımlar amatör ama son derece profesyonel bir organizasyon var. Nehrin üstünde basına açık idmanı izlediğimde ve yarış günü basın merkezine gittiğimde de bunu fark ettim.

Çağa ayak uyduran bir gelenek olduğunu da hatırlatalım. Mesela kadın takımları 1927’den itibaren çok uzun yıllar boyunca Thames’te değil, farklı parkurlarda boy ölçüşmüştü. Ancak 2015’ten beri erkeklerle aynı gün ve aynı parkurda yarışıyorlar. Her iki takımın tanıtımı, ekipmanı, ödül töreni tamamen aynı.
Bu seneki yarışların sonucuna gelince: Cambridge Üniversitesi hem kadınlarda (4.5 boy fark) hem erkeklerde (1 1/3 boy fark) kazandı. Ama asıl ilginç durum iki takımın dümencilerindeydi: Oxford erkek takımının dümencisi Anna O’Hanlon’dı. Şampiyon Cambridge kadın takımının dümencisi ise bir erkek: Yarış sonrası havalara kaldırılan 18 yaşındaki James Trotman.