Sarah Shephard / The Athletic
Geçen yaz boyunca Suudi ligine gitmek üzere Avrupa’nın büyük kulüplerinden ayrılan oyuncu listesi günden güne uzadı. Aralık 2022’de Cristiano Ronaldo transferiyle başlayan dalga 2023’te Real Madrid’den Karim Benzema, Liverpool’dan Roberto Firmino, Bayern Münih’ten Sadio Mane, Wolverhampton Wanderers’tan Ruben Neves ve Manchester City’den Aymeric Laporte gibi isimlerle devam etti. Ve bitmek bilmedi.
Jordan Henderson da onlardan biriydi. Eski Liverpool kaptanı geçen temmuzda El-İttifak’a katılırken takımın teknik direktörü Steven Gerrard bağlantıları sayesinde Paris Saint-Germain’den Georginio Wijnaldum ve Everton’dan Demarai Gray’i de transfer etmeyi başardı.
Henderson transfer yüzünden çok sert eleştirildi. Bazıları bu hamleyi ahlaki ve etik açıdan sorguladı. Daha önce kendisini LGBTQ+ topluluğunun müttefiki olarak sunan oyuncu karşılıklı rızaya dayalı eşcinsel evliliğin suç sayıldığı bir ülkeye gidiyordu.
Transferi oyuncunun kariyeri açısından sorgulayanlar da oldu. Hâlâ İngiltere Milli Takımı’na seçilen bir isimdi.
Neden kendi seviyesinden çok daha düşük bir ligde oynamayı tercih etmişti ki?