Bayern Münih ve Borussia Dortmund arasında merakla beklenen Der Klassiker, takımların Signal Iduna Park'ta 1-1 berabere kalmasıyla durgun bir tempoda oynandı. Bir zamanlar Bayern'in inatçı üstünlüğünün hakim olduğu bir eşleşme olan Der Klassiker'in bu son karşılaşması, Bundesliga'nın değişen dinamiklerini gözler önüne serdi ve her iki taraf da değişen kimliklerini yansıttı.
Dortmund'un Türk baş antrenörü Nuri Şahin maça denge ve disiplin sunan taktiksel bir odaklanma ile yaklaştı. Şahin'in planı netti: sağlam savunma yapmak, kontra atak fırsatlarını değerlendirmek ve Bayern'in hücum üstünlüğünün ortasında yapıyı korumak. Bu yaklaşım, Jamie Gittens'in harika bir gol atmasıyla meyvesini erken verdi; bu gol, yetenekten ziyade organizasyonla tanımlanan bir oyunda nadir görülen bir bireysel yetenek örneğiydi.
Şahin takım savunmasını üst seviyeye taşıdı
BVB'nin savunma uyumu, özellikle de bu sezonki mücadeleleri göz önüne alındığında dikkate değerdi. Takım halihazırda tüm müsabakalarda altı maçlık mağlubiyet serisi de dahil olmak üzere bir dizi aksilikle karşı karşıya kaldı. Ancak bu maç, Şahin'in yönetiminde bir değişime, önemli bir gelişmeye işaret ediyordu. Dortmund'un sportif direktörü Lars Ricken, planın uygulanmasını övdü ve performansın takım içinde artan bir kontrol duygusunu yansıttığını belirtti. Felix Nmecha'nın defansif orta saha rolünü üstlendiği Dortmund, son yıllardaki kaotik karşılaşmalardan çok farklı olarak daha dengeli bir görüntü çizdi. 1-1'lik beraberlik Bayern Münih'in yenilmezlik rekorunu korumasını ve Bundesliga'nın zirvesindeki liderliğini sürdürmesini sağladı ancak mükemmel bir performans sergilemekten uzaktı. Topa sahip olma ve kaleyi bulan şutlarda üstünlük kurmasına rağmen Bayern, özellikle ilk yarıda Dortmund'un kararlı savunmasını yıkmakta zorlandı. Yıldız forvet Harry Kane'in 31. dakikada uyluğundan sakatlanarak sahayı terk etmesi Bayern'in işini daha da zorlaştırdı.
Kompany'nin taktiksel müdahaleleri
Bayern teknik direktörü Vincent Kompany, Kane'in yerine Mathys Tel'i sol kanatta başlatarak cesur bir hamle yapmıştı, ancak Dortmund Bayern'in hücum tehdidini kontrol altına aldığı için bu kararın çok az etkisi oldu. Ancak Kompany'nin taktiksel uyum yeteneği ikinci yarıda parladı ve momentumu Bayern'in lehine değiştiren önemli ayarlamalar yaptı. Formuna geri dönen Kingsley Coman, Dortmund savunmasının kilidini açmak için gereken hızı ve yaratıcılığı sağladı ve kritik eşitliği sağlayan Jamal Musiala oldu, savunmacıların üzerinden yükselerek kafa vuruşuyla golü attı.
Kompany'nin pragmatizmi Bayern'deki görev süresine damgasını vurdu ve bu maçta da kendini gösterdi. Belçikalı teknik adamın anında uyum sağlama yeteneği, özellikle Kane'in sakatlanmasının ardından çok önemliydi. Gerilemeye rağmen Bayern'in direnci, özellikle de içgüdüsel kaleciliği ile takımını düzlüğe çıkaran Musiala ile karşılık verme becerisinde kendini gösterdi.
Şahin yönetimindeki BVB moral kazandı
Ancak eşitliği sağlayan golle ilgili tartışmalar vardı. Dortmundlu oyuncular, Leroy Sané'nin kullandığı serbest vuruşun ardından savunma oyuncuları Niclas Süle'nin başından yaralanması nedeniyle golün geçerli sayılmaması gerektiğini savunarak hayal kırıklıklarını dile getirdiler. BVB'li oyuncular hakemin oyunu durdurması gerektiğini iddia etse de Kompany bundan rahatsız olmadı. Maç sonrası yaptığı açıklamada olayı kabul etti ancak o anın kaotik doğasına vurgu yaparak oyuncuların bu tür durumlarda kuralların farkında olması gerektiğini söyledi. “Her zaman kuralları kullanmayı deneyebilirsiniz” diyerek golün meşruiyetine olan güvenini ifade etti.
Bayern'in savunması son haftalarda gelişme göstermiş olsa da, Dortmund'un özellikle Gittens'in olağanüstü vuruşuyla istismar ettiği açıklar gösterdi. Ancak Kompany'nin savunmayı kontrol altında tutmaya verdiği önem, Bayern'in bu karşılaşma öncesindeki son dört maçının üçünde 1-0'lık dar skorlu galibiyetler elde etmesiyle birlikte, takımının son performansında da kendini gösterdi. Kane'in yokluğuyla ilgili endişelere rağmen Kompany, Bayern'in hem yerel hem de Avrupa müsabakalarındaki rekabet gücünü korumaya odaklanmış durumda.
Sezonun kalanında iki tarafı ne bekliyor?
Dortmund için beraberlik, özellikle ligdeki mevcut durumları göz önüne alındığında, manevi bir zafer gibi hissedilebilir. Takımın bu Klassiker'deki performansı, daha önceki yanlış adımlardan yavaş yavaş kurtulduklarını ve gelecekteki başarı için bir temel oluşturabileceklerini gösterdi. Ancak Bayern'in şampiyonluk yarışında hala rahat bir şekilde önde olduğu düşünüldüğünde, Dortmund'un Bundesliga'da zirve mücadelesi verebilmesi için hedeflerini geliştirmeye devam etmesi gerektiği açık. Her zaman pragmatist olan Kompany de Dortmund'un gelişimini izliyor olacak. Sonuç Bayern için bir hayal kırıklığı olsa da, Dortmund'un yeniden dirilişinin, kademeli de olsa, Bayern'i temkinli tutacağını inkar etmek mümkün değil. Her iki takım da kampanyalarına devam ederken, bu Klassiker öngörülemeyen bir sezona zemin hazırladı.
