Avrupa Birliği, yeni iklim hedeflerine ulaşmak için öngördüğü tarihi kaçırmaya hazırlanıyor. Bir yandan da dünyanın geri kalanına bu hedeflerin önemi hakkında ders vermeye hazırlanıyor. AB'nin 10 Şubat'a kadar hükümetlerin iklim değişikliğiyle nasıl mücadele edeceklerine dair yeni planlarını Birleşmiş Milletler'e göndermesi gerekiyor. Paris Anlaşması'nın belkemiğini oluşturan bu belgeler, her ülkenin 2035 yılına kadar gezegeni ısıtan emisyonları azaltma çabalarını ortaya koyacak.
Üye 27 ülke için ortak bir hedef sunan AB, Azerbaycan'daki küresel iklim zirvesi için iddialı 2035 planlarını zorlamanın en önemli önceliklerinden biri olduğunu söyledi. Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönecek olmasıyla birlikte pek çok kişi AB'nin liderlik rolünü genişletmesini bekliyor. Ancak Avrupalı diplomatlar, bakanlar ve liderler Bakü'ye gelirken (bazı AB ülkelerinin daha iddialı iklim hedefleri konusunda giderek artan isteksizliği göz önüne alındığında) AB kendi planını çok daha geç sunmaya hazırlanıyor.
Gecikmenin bir nedeni de AB'nin kurumsal yapısı. Mevzuatın kabulü genellikle bir yıl ya da daha uzun sürüyor. AB bloğu şu anda bu yaz yapılan seçimlerin ardından aylar sürecek bir geçiş döneminin ortasında. AB'nin mevzuat öneren yürütme organı Avrupa Komisyonu ise aralık ayına kadar fiilen felç olmuş durumda. Ancak kurumsal karmaşıklık, AB'nin iklim konularında giderek artan bölünmüşlüğü için de uygun kamuflaj işlevi görüyor. Bazı ülkeler, AB'nin küresel emisyonların sadece yüzde 6'sından sorumlu olması nedeniyle, bloğun yeterince çaba gösterdiğini ve diğer ülkelerin de adım atmasının zamanının geldiğini düşünüyor. (Blok, sanayi öncesi dönemden bu yana salınan karbondioksitin yüzde 12'sinden sorumlu).
İklim bölünmesi
Paris Anlaşması ülkelerin her beş yılda bir planlar sunmasını gerektirirken, AB'nin yalnızca her on yıl için kendine hedefler koyması yardımcı olmuyor. Blok şu anda net emisyonları 2030 yılına kadar yüzde 55 oranında azaltmayı ve 2050 yılında sıfıra indirmeyi planlıyor. Bu yılın başlarında Komisyon ayrıca 2040 için yüzde 90'lık bir hedef önerdi. Buradaki fikir, AB'nin 2035 hedefine ulaşmak için 2030 ve 2040 hedefleri arasında bir çizgi çekeceği yönünde. Ancak küresel ısınma şu anda ekonomik sıkıntılar ve Ukrayna'daki savaş nedeniyle arka planda kalıyor. Hükümetler yeni iklim hedefleri konusunda bir tartışma başlatmak için acele etmiyor gibi görünüyor. Aralarında Danimarka'nın da bulunduğu bir avuç AB ülkesi 2040 yılı için yüzde 90'lık bir hedefi onaylarken, Polonya'nın da aralarında bulunduğu diğer ülkeler henüz buna hazır değil.