21 Aralık 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.09.2024 15:22 | Son Güncelleme: 10.09.2024 15:28

The Guardian yazdı: Antarktika'da buz kaybı ikinci kez rekor seviyede

Antarktika'daki buzullar iki yıl üst üste aşırı düşüş göstererek yeni bir rekor kırma tehlikesiyle karşı karşıya. Uzmanlar, daha yüksek okyanus sıcaklıkları ve küresel iklim değişikliklerinin bu eşi benzeri görülmemiş değişime neden olduğunu söylüyor
The Guardian yazdı: Antarktika'da buz kaybı ikinci kez rekor seviyede

Antarktika'daki buzullar üst üste ikinci kez kış mevsiminin en düşük seviyesine indi. İklim bilimcileri alarma geçiren bir eğilimle, bölgenin 2023'te zaten düşmüş olan deniz buzu örtüsü, 2024'te de benzer ciddi azalma belirtileri gösteriyor. 2023 kışında, Antarktika'yı çevreleyen deniz buzu, uzun vadeli ortalamanın yaklaşık 1,6 milyon kilometrekare altına inerek, İngiltere, Fransa, Almanya ve İspanya'nın toplam yüzölçümüne eşdeğer bir buz kaybı yaşadı. 

The Guardian’ın haberine göre, bu büyük düşüş, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir durum olarak değerlendirildi ve bilim insanları bunun geçici bir anomali olabileceğini umdu. Ancak, son veriler bu eğilimin devam ettiğini ortaya koyuyor. 7 Eylül 2024 itibariyle, Antarktika çevresindeki donmuş okyanus miktarı geçen yılın aynı dönemine göre daha da azaldı ve bu da yeni bir rekor düşüş ihtimalini güçlendiriyor.

İki olağanüstü olay

Tazmanya Üniversitesi’nden deniz buzu araştırmacısı Dr. Will Hobbs, 2023’te deniz buzunda yaşanan büyük azalmanın iki yıl üst üste tekrarlanmasını "inanılmaz" olarak tanımladı. Hobbs, “Gerçekten iki olağanüstü olayla karşı karşıyayız” diyerek endişelerini dile getirdi. Hobbs, tarihsel olarak deniz buzundaki mevsimsel değişikliklerin ana sebebinin atmosferik değişkenlik olduğunu belirtirken, son iki yılda Güney Okyanusu’ndaki sıcaklık artışlarının bu duruma damga vurduğunu iddia etti. Bu sıcaklık artışının, deniz buzunun normal şekilde oluşmasını engelleyen en önemli etken olduğunu söyledi. “Şu anki fark, Güney Okyanusu sıcaklıklarının deniz buzu üzerinde ciddi bir etki yaratması” diyen Hobbs, “Son iki yılın gezegenin kaydedilen en sıcak yılları olduğunu ve küresel sıcaklıkların uzun süre sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde seyrettiğini biliyoruz. Bu küresel ısınma, şimdi Antarktika çevresindeki okyanuslarda da etkisini gösteriyor” diye ekledi.

Deniz buzundaki endişe verici düşüş

Güney Okyanusu deniz buzu 7 Eylül itibariyle 17 milyon kilometrekarelik bir alanı kapladı; bu rakam geçen yıl kaydedilen ve bir önceki en düşük seviyeyi belirleyen 17,1 milyon kilometrekarelik alandan daha azdı. Uydu verilerine göre eylül ayı başındaki ortalama deniz buzu miktarı 18.4 milyon kilometrekare. Bu yılki rakamın bunun önemli ölçüde altında kalması, Antarktika iklim sisteminde ciddi bir bozulmaya işaret ediyor. Avustralya Meteoroloji Bürosu'ndan bilim insanı Dr. Phil Reid, deniz buzu için kış mevsimindeki maksimum seviyeye henüz ulaşılmamış olsa da, seviyelerin iki yıl üst üste ortalamanın ne kadar altına düştüğünü görmenin yine de şaşırtıcı olduğunu vurguladı. Reid ayrıca, “Kış mevsiminde deniz buzunun yıllık maksimum seviyesine ulaşıp ulaşmadığını kesin olarak söylemek için henüz çok erken, ancak art arda iki yılda ortalamanın bu kadar altına düşmesi şaşırtıcı” diye belirtti.

Deniz buzundaki kaybın küresel etkileri

Deniz buzunun azalmasının tüm etkileri henüz tam olarak anlaşılmamış olsa da, son araştırmalar Antarktika'daki bu düşüşün küresel iklim üzerinde önemli sonuçları olabileceğini gösteriyor. Bu durumdan etkilenebilecek bölgelerden biri de, yaz yağmurlarının arttığı ve kışların daha kurak geçtiği Avustralya. Reid'e göre, Antarktika'daki deniz buzu kaybının tetiklediği okyanus ve atmosfer arasındaki etkileşimler, bu hava değişimlerine neden oluyor.

 

Deniz buzunun kaybı, hava koşullarının ötesinde, daha geniş çevresel etkiler de yaratıyor. Her ne kadar deniz buzu azalması doğrudan küresel deniz seviyelerini yükseltmese de, Antarktika'daki buzulların erimesini hızlandırarak dolaylı bir etki yaratabilir. Deniz buzu, buzulların eriyip okyanusa akışını yavaşlatan bir koruyucu bariyer işlevi görüyor. Bu bariyer ortadan kalktığında, okyanusa daha fazla buz kütlesi girerek deniz seviyelerini yükseltebilir ve okyanusların ısınmasını hızlandırabilir. Açıkta kalan okyanusun koyu renkli suları atmosferden daha fazla ısı emdikçe, Güney Okyanusu daha da ısınıyor ve bu durum buz kaybını daha da artıran bir geri besleme döngüsüne neden oluyor.

Antarktika sistemindeki uzun vadeli değişimler

Dr. Hobbs, Antarktika deniz buzu sistemine verilen zararın telafisinin on yıllar alabileceğini vurguluyor. “Uzun vadeli ortalama deniz buzu örtüsünün geri gelmeyeceğine dair giderek daha fazla kanıt var” diyen Hobbs, bölgenin ikliminin bir kırılma noktasına ulaşmış olabileceğini öne sürüyor. Bilim insanları, deniz buzu örtüsündeki son değişikliklerin Antarktika ikliminde uzun vadeli bir değişimin sadece başlangıcı olduğu konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor. Geçen yıl Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma, Antarktika'nın buz tabakalarından eriyen suyun, küresel hava modellerini, okyanus sıcaklıklarını ve besin seviyelerini düzenlemek için kritik öneme sahip derin bir okyanus akıntısı olan Güney Okyanusu'nun tersine dönen sirkülasyonunu büyük ölçüde yavaşlatabileceği konusunda uyardı. Çalışma, sera gazı emisyonlarının mevcut seviyelerde devam etmesi halinde, bu önemli sirkülasyon sisteminin 2050 yılına kadar %40'a varan oranda yavaşlayabileceğini öngörüyor. Daha sonra yapılan araştırmalar, bu sirkülasyonun 1990'lardan bu yana yaklaşık %30 oranında yavaşladığını gösteriyor ve küresel hava sistemleri üzerindeki uzun vadeli etkileri konusunda endişeleri artırıyor.

Antarktika yaban hayatına yönelik tehdit

Deniz buzundaki azalmanın Antarktika'daki yaban hayatı üzerinde de yıkıcı etkileri var. British Antarctic Survey'den bilim insanları, 2022 yılında deniz buzundaki önemli bir düşüşün muhtemelen binlerce imparator penguen yavrusunun ölümüne yol açtığını tespit etti. Hayatta kalmak için güvendikleri buz platformları olmadan, bu yavrular yaşam alanları ortadan kalktığı için yok olmuş olabilir. Antarktika'daki durum giderek daha vahim bir hal alırken, iklim değişikliğinin etkilerinin endişe verici bir hızla ortaya çıktığı ve bilim insanlarının bu değişikliklerin gezegenin geleceği için ne anlama geldiğini tam olarak anlamak için çabaladığı giderek daha açık hale geliyor.