Elon Musk'ın SpaceX'i ve diğerler isimler yörüngeye binlerce uydu gönderirken, giderek artan sayıda şirket Ay'a iniş gibi çok daha karmaşık bir görevi üstlenmeye başladı. Örneğin Israel Aerospace Industries ve kar amacı gütmeyen SpaceIL'in bir uzay aracı 2019'da yüzeye çakıldı. Japon Ispace Inc'in bir iniş aracı da nisan ayında benzer bir kaderi paylaştı. Bu yıl iki Amerikan şirketi, Pittsburgh'dan Astrobotic Technology Inc. ve Houston'dan Intuitive Machines Inc. de bunu denemeyi hedefliyor. Fakat tüm bu adımlar yerini uzay yarışına bırakıyor. Şirketler ve ülkeler Ay topraklarında kimin sözünün geçeceği konusunda anlaşmaya varmakta zorlanıyor. Bloomberg kızışan uzay sektörünü ve kimlerin söz sahibi olabileceğini yazdı.
“Çok uzun bir yolun başlangıcı”
Bu tür özel Ay görevleri, çeşitli şirketlerin uzun zamandır bilim kurgu malzemesi olan Ay seralarında ürün yetiştirme, insansız hava araçlarıyla araziyi haritalama veya ay tozundan mineral çıkarma gibi planlar yaptığı yeni bir uzay faaliyeti çağının habercisi. Ay'da oksijen ve metal üretmek için tasarlanan teknolojiyi test etmek üzere 2025'te Ispace'in Ay'a iniş planına imza atan İsrailli bir girişim olan Helios Project Ltd'nin CEO'su Jonathan Geifman, "Ay'a gidecek güçlü ticari oyunculara ihtiyacımız var. Bu çok uzun bir yolun başlangıcı" dedi.
Bu beklenti uzay camiasındaki pek çok kişinin temel bir soru sormasına neden oluyor. Kuralları kim koyacak? Uzaya giden başlıca ülkeler Ay'ın kaynaklarının ticarileştirilmesini düzenleyen temel kurallar üzerinde henüz anlaşabilmiş değiller. 1960'larda yaklaşık 100 ülke, ülkelerin toprak iddiasında bulunmasını ya da gök cisimlerini askeri amaçlarla kullanmasını önlemek için tasarlanan Dış Uzay Antlaşması'nı kabul etti. Antlaşma uzayın tüm ülkelerin yararına ve çıkarına kullanılması gerektiğini beyan ediyor. Ancak hükümet dışı kuruluşlardan fazla bahsedilmiyor. 1979 yılında BM tarafından imzalanan Ay Anlaşması daha fazla ayrıntıya girdi, ancak uzay konusunda geniş deneyime sahip olmayan sadece 18 ülke bu anlaşmayı benimsedi.
Ülkeler ve uzay yasaları
Bazı hükümetler dünya dışı cisimlerin kullanımına yönelik yasalar çıkardı. Örneğin Ispace, 2015 yılında Barack Obama tarafından imzalanan ve ABD'li şirketlerin gök cisimlerini keşfetmesini ve kullanmasını teşvik eden düzenlemeye benzer bir Japon yasası kapsamında Ay'da ticari faaliyet yürütmek için lisans aldı. 2020 yılında Donald Trump, ABD'yi uzaydaki kaynakların kamu ve özel sektör tarafından geri kazanılması ve kullanılmasına yönelik uluslararası desteği teşvik etmek için tüm uygun adımları atmaya çağıran bir kararname imzaladı. Lüksemburg ve Birleşik Arap Emirlikleri de gelişmekte olan uzay ekonomisinin merkezleri olmayı hedefledikleri için benzer yasalar çıkardılar.
Tek bir ülke üzerinden kuralların uygulanması yasadışı
Pek çok hükümet ve hukuk uzmanı bu hamlelere karşı çıkıyor ve ulusların kendi başlarına yasa çıkarmak yerine Ay'la ilgili kuralların oluşturulmasında işbirliği yapmaları gerektiğini savunuyor. Almanya'daki Köln Üniversitesi'nde uzay hukuku profesörü olan Stephan Hobe, "Ay ve diğer gök cisimleri hakkında bir ülkenin bakış açısından yasa çıkarmak mümkün değildir, çünkü burası ulusal bir bölge değil. Bunun yasadışı olduğu çok açık olmalı" dedi.
Ulusal uzay ajansları ve özel şirketler, uzun vadeli insan yerleşimi için üsler gibi iddialı ay projelerini ilerlettikçe belirsizlik riski artar. NASA, 2024 yılında Ay'ın yörüngesine girmesi beklenen Artemis II'yi planlıyor ve 1972'den bu yana ilk kez insanları Ay yüzeyine geri götürecek bir görev için zemin hazırlıyor. Çin, Avrupa Uzay Ajansı, Hindistan, Japonya, Rusya ve BAE de projeler üzerinde çalışıyor.
“Yeni bir döneme tanıklık ediliyor”
Japon milyarder Yusaku Maezawa'nın bu yıl SpaceX'in yeni Starship roketlerinden biriyle Ay'ın yörüngesine girmeyi uman sanatçı ve sporculardan oluşan bir ekibe liderlik etmesi planlanıyor. Ancak uzay araçlarından birinin 20 Nisan'da patlamasının ardından bunun ertelenmesi muhtemel. Avustralya'nın Flinders Üniversitesi'nde profesör olan ve Ay'ın sürdürülebilir kullanımına odaklanmış kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Moon Village Association'ın başkan yardımcısı Alice Gorman, "Bir yığın yeni görev var, bu yüzden Ay'a ilişkin kavramlarımızın nasıl değişeceğine dair gerçekten yeni bir döneme tanıklık ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Ay topraklarında hak iddia etmesinin arka planı
İki düzine ülke, uzaydaki ticari faaliyetler için kurallar belirlemeye yönelik ABD destekli bir girişim olan Artemis Anlaşmalarını destekliyor, ancak Çin ve Rusya anlaşmayı ABD'nin Ay topraklarında hak iddia etmesinin arka kapısı olarak nitelendirdi. Ay'da uluslararası bir araştırma istasyonu kurmak için rakip bir girişim başlattılar, ancak şu ana kadar tek imza atanlar onlar. Konu üzerinde çalışan bir BM grubunun başkan yardımcısı Steven Freeland, uzayın kullanımı konusunda bir uzlaşmanın mümkün olduğunu, ancak 100'den fazla üyenin bir anlaşmaya varmasının birkaç yıl alacağını söylüyor. Uzay kaynaklarına ilişkin yıllık görüşmelerin yürütülmesine yardımcı olan Freeland, "Ülkeler bunun kendi çıkarlarına olduğunu biliyorlar. Koyacağımız kurallar ne olursa olsun 30, 40, 50 yıl sürmesi gerekecek" dedi.
İş dünyası bu konuda aceleci davranıyor. Amerikan girişimlerinden herhangi biri Ispace ve İsraillilerin başarısız olduğu yerde başarılı olursa, uzay aracına binme talebi muhtemelen hızlanacak. İngiltere'deki Leicester Hukuk Fakültesi'nde profesör olan Rossana Deplano, bunun uzaydaki faaliyetler için yasal bir temel arayan işletmeleri, elverişli yerel mevzuata sahip yerlere giderek forum alışverişi yapmaya teşvik edeceğini söylüyor. Deplano, "Şirketler kaynak madenciliği ya da başka herhangi bir faaliyet için uzaya çıkmadan önce bir devletten izin almaları gerekecek. Bu şirketler en uygun yargı yetkisini kendileri seçecekler" ifadelerini kullandı.