08 Temmuz 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 05.07.2024 04:40 | Son Güncelleme: 06.07.2024 12:47

Siz Mert'in o kurtarışını tesadüf mü sandınız?

The Athletic’in kaleci uzmanı Pyzdrowski, milli kaleci Mert Günok’un Avusturya maçındaki tarihi kurtarışını salise salise analiz etti: Bu kadar muhteşemini az gördüm
Getty Images
Getty Images

Matt Pyzdrowski / The Athletic

Türkiye galibiyete tutunmaya çalışıyor, Avusturya bastırıyordu. 95. dakikada maç 2-1 devam ederken kaleci Mert Günok, Christoph Baumgartner’in yakın mesafeden yaptığı kafa vuruşunu mucizevi bir şekilde kurtarıp takımını Euro 2024’te son sekize taşıdı.

Gordon Banks’in 1970 Dünya Kupası’nda Pele’nin vuruşunda yaptığı kurtarışı hatırlatan bu inanılmaz hamle, abartmıyorum, hayatım boyunca gördüğüm en iyilerden biriydi.

Bu kadar kritik bir anda, ıslak zeminden seken topa uzanışı ve çelişi gerçekten muhteşemdi.

Saatlerce çalışmanın ürünü

Mert’in kurtarışında içgüdüsel farkındalık seviyesi çok yüksek ve bunu başarmanın tek yolu istikrarlı biçimde saatlerce çalışmak. Topa doğru atlamadan önceki hareketler ve topla etkileşimi ancak antrenman sahasında sonsuz saatlerce çalıştıktan sonra yapılabilir. Bunun için kendinizi doğru yere tam zamanında atmayı defalarca tekrarlamanız şarttır. Bu kurtarış tesadüf değildi.

Top havadan ceza sahasına doğru gelirken Mert önce vücudunu çevirdi, ardından kaleye paralel üç hızlı adım aldı, bu arada başını ve gözünü toptan hiç ayırmadı. Bu çok önemliydi çünkü bir an içinde hem topun gidişini ve rotasını değerlendirmesini hem de varacağı son noktayı öngörmesini sağladı. Bir an tereddüt etse gol olurdu.

İçeri gelen yüksek topu alamayacağını fark eden Mert hemen önündeki alanı tarayıp arka direkte boş pozisyondaki Baumgartner’i gördü. Top hâlâ kendi hizasının yukarısındaydı. O anda Mert gözlerini toptan ayırıp Baumgartner’in topa neresiyle nasıl vuracağına odaklandı.

Kalecinin gözünü toptan ayırması kulağa tuhaf gelebilir ama Mert’in kurtarışı yapabilmesinin en büyük sebeplerinden biri buydu.

Rakibinin topa nasıl temas edeceğini öngörmesi sayesinde havada süzülüşü boyunca topu gözden kaçırmadı, ayaklarını neredeyse yerden hiç kesmeden mükemmel bir şekilde yanaştı ve tam doğru anda hamle yapmaya hazırlandı. Gözünü toptan ayırmayıp rakip vurduktan sonra reaksiyon göstermeye kalksa müthiş reflekslerine rağmen topa vaktinde yetişemezdi.

Uçma anı

Elde ettiği veriler (ortanın şiddeti, topun yerden sekmesi ve Baumgartner’in vücut şekli) Mert’e topun muhtemel rotasının geldiği yöne doğru gitmek olduğunu söylüyordu. Reaksiyon için çok az zamanı olduğundan klasik yolu izleyip öne doğru adım atmak yerine daha küçük bir adımla yetindi çünkü sağına büyük bir adım atacak zamanı ve alanı yoktu. Bunun yerine sağ ayağını vücudunun altına doğru getirip sol ayağını biraz dışarı çıkardı.

Top kaleye doğru ilerlerken sağ bacağını iyice topladı ve bütün gücüyle kendi sağına sıçradı. Vücudunun her santimetresini kullanarak topu direğin yanından dışarı çelmeyi başardı. Son anda ayaklarını kapatma becerisi sayesinde hayati bir anda ayak hareketlerini doğru ayarlayabildi ve topun gideceği yeri sezerek nefes kesici bir kurtarış yaptı.

Mert’in işini daha da zorlaştıran bir faktör ise topun yerden sekerek kaleye ilerlemesiydi. Top önünüzde sekince rotası öngörülemez hale gelir. Yere çarptıktan sonra topun yön ve yüksekliği değişebilir. Böyle anlarda kaleciler genellikle iki hareket birden yapmak zorunda kalır, bu yüzden de Baumgartner’inki gibi seken şutları kurtarmak çok zordur. Öncelikle kalecinin aşağıya doğru inen topa reaksiyon vermek için eğilmesi, devamında topun çimden sekişiyle birlikte yukarı sıçraması gerekir. Üstelik aynı anda şutu karşılayıp kesmek için vücudunu yana ve ileri doğru hareket ettirmelidir.

O sahnede o dakikada

Oyunu iyi okuduğunuzda bile zamanlamayı doğru yapmak ve topa karşı sağlam durmak yeterince zor. Top kaleye doğru gelirken yön değiştirince bu zorluk inanılmaz bir seviyeye çıkıyor. Böyle anlarda kalecinin odaklanma ve zamanlama becerisi hayati önem kazanıyor.

Mert’in pozisyonunda olduğu gibi arkada kalan ayağınızı çok güçlü ve hızlı bir şekilde iterek hamle yapmanın ne kadar zor olduğunu kelimelerle tarif etmek mümkün değil. Topa ulaşması imkansız görünüyordu. Mert’in kurtarış sonrası verdiği coşkulu tepki ve Avusturyalı oyuncuların golün nasıl kaçtığı karşısında şoke olup sessiz kalışı, kurtarışın ihtişamını bütün sözcüklerden daha iyi anlatıyor.

Tıpkı goller gibi kurtarışlar da dakikasına ve sahnesine bağlı olarak büyüyor. Mert bu kurtarışı sıradan bir maçta yapsa tarihe geçmezdi. Ama hamlesinin son dakikada gelmesi ve ülkesini uzatmalar yerine çeyrek finale götürmesi bu anı daha da özel hale getiriyor.

NOT: Yazar Matt Pyzdrowski, ABD ve İsveç’te profesyonel kalecilik yapmış bir antrenör. The Athletic’te kaleci analisti olarak çalışmakta. 

© 2024 The Athletic Media Company. Her hakkı saklıdır. The New York Times Licensing Group tarafından dağıtılmıştır. Bu makalenin orijinali The Athletic’te yayımlanmıştır