Ne sevgi ne korku ne de saygı uyandırıyordu… Hiçbir şey yarattığı yoktu, hepsi bu.” Tipik bir amiri tanımlarken Joseph Conrad’ın “Karanlığın Yüreği” kitabından anlatıcı Marlow’un liman patronu tasvirini aşmak zordur. Afrika’daki sömürgeciliğin bir eleştirisi olan bu novella aynı zamanda iktidar ve ahlakı keşfe çıkıyor ve kurumsal bürokrasiyle başa çıkma rehberi niteliğinde. Marlow’un istimbotu paramparça halde ve müdüründen hiç fayda yok…. Her sorunu bizzat çözmesi gerekiyor. Belki de Fortune 500 listesindeki şirketlerden birindeki sıradan bir günü andırıyor.
Kitapçılar iyi lider olma, insanlara ilham verme, ofis ortamında hayatta kalma, kültürel farklılıkları aşma ve görüşmelerden galip ayrılma konularında sayısız yöneticilik kitabıyla dolu. Ancak şirketlere yönelik kişisel gelişim raflarından uzaklaşıp klasikler bölümüne gitmek yöneticilerin daha çok işine yarayabilir. İnsanlık durumunu didik didik eden büyük edebiyat eserlerinin iş dünyası hakkında öğreteceği çok şey var.
