Diplomatlar başarısızlığı nadiren kabullenir ama Suudi dışişleri bakanı 18 Şubat’taki yıllık Münih Güvenlik Konferansı’nda tam da böyle yaptı. Suudi Krallığı bugüne kadar Suriye’nin eli kanlı diktatörü Beşar Esad’ın parya statüsünde kalması için çabaladı. Ancak Prens Faysal bin Ferhan ülkesinin rota değiştireceği dedikoduları sorulunca Esad’a uygulanan tecridin sona yaklaştığını ima etti. Prens “Statükonun uygulanabilir olmadığı yönünde giderek güçlenen bir görüş birliği var” diye konuştu.
Suudi Arabistan son on yılda kendisine düşman gördüğü iki rejimi devirmek için on milyarlarca dolar harcadı: Suriye’deki Esad ve Yemen’deki ülkenin büyük bölümünü elinde tutan isyancı Şii grup Husiler. Suudiler önümüzdeki aylarda bu iki girişimlerinin de başarısız olduğunu itiraf edebilir. Bunun sebebi hasımlarına şefkat duymaya başlamaları değil. Bilakis krallık tıpkı Körfez’deki bazı komşuları gibi Arap dünyasının geri kalanının getirdiği sorunlardan bezdi.
Esad aleyhindeki kalkışmanın ilk destekçilerinden biri Suudilerdi. 2012’de Suriyeli isyancılara silah ve para göndermeye başladılar. Ayaklanma bilindiği gibi yenilgiyle sonuçlandı: Körfez’in ve Batı’nın hafif silahları İran ve devamında Rusya’nın güçlü desteğiyle baş edemedi. Ama Esad’ın kazandığı Pirus zaferinin ertesinde bile Suudi Arabistan ve Katar ilişkileri normalleştirmeye ve Suriye’nin 2011’de uzaklaştırıldığı Arap Birliği’ne dönüşüne izin vermeye yanaşmadı.
