İnsanlığın hali vakti yerinde mi? Hangi ülkelerin vatandaşları için işler yolunda? Hangileri zorda? Nerede yaşayanlar ilerliyor? Neredekiler geride kaldı? Bu gibi sorulara genellikle ekonomik analizler üzerinden yanıt verilir. Ancak kişi başına düşen GSYİH her şeyi anlatmaz. Ülkenin zenginliğinin refaha ne kadar yansıdığı daha önemlidir. Social Progress Imperative adlı kâr amacı gütmeyen kuruluşun 24 Mayıs’ta yayınladığı veri kümesi bunu göstermeyi amaçlıyor. Veriler zenginlik haricindeki metrikleri kullanarak 170 ülkeyi vatandaşlarına ne kadar iyi baktıklarına göre sıralıyor.
Gelişmişliği para sayma dışındaki yöntemlerle ölçen başka kuruluşlar da var. Örneğin BM İnsani Gelişme Endeksi kişi başı GSYİH’i sağlık ve eğitim ölçüleriyle birleştiriyor. Ancak Sosyal İlerleme Endeksi (SPI) GSYİH’i tamamen dışarıda tutuyor. Bunun yerine 52 göstergeyi izliyor ve bunları eşit ağırlık verdiği üç kategoriye ayırıyor: Temel insani ihtiyaçlar (gıda, su vs.), uzun vadeli kalkınma temelleri (eğitim ve sağlık hizmeti) ve “fırsatlar” (kişisel hak ve özgürlükler dahil).
Sonuçlar zenginlik ile refah arasında hala bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor: Çoğu zaman en zengin ülkelerin vatandaşları en iyi yaşamı sürüyor. En kötü koşullar ise en yoksul ülkelerde. Ancak veriler aynı zamanda temel ihtiyaçlar gibi alanlarda büyük gelişim kaydetmiş ülkelerin özellikle özgürlükleri koruma ve genişletme gibi başka konularda vatandaşları yüzüstü bıraktığını gösteriyor.