Başkanların yemin töreni konuşmalarının geleneksel amacı, ülkeyi bir araya getirmektir. Donald Trump’ın ikinci dönem konuşması böyle olmadı. Trump’ın görevi sona eren Joe Biden’ın yönetimini eleştirmek dışında konuşmasında zaman ayırdığı tek selefi, William McKinley oldu. Trump pek çok Amerikalının hafızasında çok yer etmeyen McKinley’yi “büyük bir başkan” diye tanımlıyor. 25. başkan, Trump’ın iki takıntısını da birleştiren bir isim.
Yeni başkan, Denali Dağı’na onun adını verdi. Oysa daha 2015’te Amerika’nın en yüksek dağına eski bir Alaska halkının adı olan Koyukon ismi verilmişti ki Trump bunu, “woke adlı zihin virüsünün kanıtı olan” liberal hassasiyetlere atfen tarihin yeniden yazılması olarak değerlendiriyor. (Oksijen’in notu: “Woke” kelimesi, toplumsal konulara duyarlı, gerçeklerin farkında olan kişi anlamına geliyor. Kelime anlamı olumlu olsa da yıllar içinde bu ifade sol görüşe yakın olan kişileri aşağılamak için kullanılmaya başlandı.)
Önceki isim değişikliğini yasalaştıran başkan Barack Obama’ydı. Dolayısıyla bunu tersine çevirmek Obama’nın başarısını da geri alıyor. Ancak Trump’ın bir Cumhuriyetçi olan McKinley’e saygısı bununla bitmiyor. 1897’de göreve gelen McKinley, Panama Kanalı’nın açılmasını sağlayan müzakerelere de başkanlık etmişti. Hem hükümeti finanse etmenin hem de yerli sanayiyi korumanın bir yolu olarak gümrük vergilerini severdi. Kah o Yaldızlı Çağ’ın soyguncu baronlarına kur yaptı kah onlar başkana. (Oksijen’in notu: Mark Twain’in 1873 tarihli “Yaldızlı Çağ” romanından ilham alan bu tabir ABD’de 1870’lerin sonundan 1900’e kadar olan ekonomik genişleme dönemi için kullanılıyor. Ancak bu dönemde gelir uçurumu da büyüdü).