Gülin Dede Tekin
Murat Mahmutyazıcıoğlu, Türkiye tiyatrosunun son 10 yıldaki başarılı isimlerinden. 2010’da yazarlığı ile tanıştığımız ilk metni Fü’den bu yana, İstanbul’a ve İstanbul’un üzerini örttüğü hayatlara dair samimi hikayelerinde, her geçen gün hem metinsel hem de rejisel olarak çıtayı yükseltiyor. BAMİstanbul’un yeni oyunu Istırap Korosu bu kesişen hikayelerin en yoğununu sunuyor bize. Çocukluğu Bizimkiler dizisini izleyerek geçmiş bir neslin yazarı, oradaki gibi ‘kendi halinde ve huzurlu’ bir apartmanı taşıyor Istırap Korosu’nda sahneye. Maltepe’de bir apartmanda yaşayan 14 karakterin her biri hem çok tanıdık ve bizden hem de bir o kadar merak uyandırıcı. En merak uyandırıcı yanı ise 14 karakteri sahneye taşıyanın yalnızca iki oyuncu olması. Mahmutyazıcıoğlu’nun Kader Can’da yol arkadaşlığı yaptığı Deniz Karaoğlu ve bağımsız tiyatronun başarılı oyuncularından Seda Türkmen apartmanda yaşayan genç yaşlı, kadın, erkek, evli, bekâr, çocuk ya da köpek birçok karaktere soluksuz bir performansla hayat veriyorlar.Hiç uyumuyor
Gözü birbirinin üzerinde sakinleri, kaçmaya çalıştıklarını komşusunda arayan sıkışmışları, yıllarca sustuklarını en sonunda söyleme cesareti bulanları, unutamadıklarının anısıyla yaşayanları, kendiyle barışamayanları, kanı kaynayanları, kariyeri ile kafayı bozmuşlarıyla ıstırap dolu bu apartman hiç uyumuyor. Mahmutyazıcıoğlu’nun rejisi de tam buradan yakalıyor metni. İki metal bankın üzerinde oyuncuların elleri parçalanırcasına çıkardıkları seslerle yön alan, ritmi bir an durmayan nefes nefese bir hikâye... ‘Bu oyunu onları düşünerek yazdım’ dediği Karaoğlu ve Türkmen sahnenin tozunu attırıyorlar. Birbirleriyle yan yana ama bakışmadan ve yerlerinden kalkmadan yarattıkları senkronizasyon daha yolun başında hayranlık uyandırıcı. Her karakter üzerine ayrı ayrı konuşulabilir elbette ama Türkmen’in canlandırdığı Hoca ile Karaoğlu’nun Mehmet’inin diyaloğu oyunun en unutulmaz anıydı.