27 Nisan 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.11.2021 04:30 | Son Güncelleme: 25.02.2022 10:03

Yaşayan efsaneyle canlı kanlı sohbet

Metin Akpınar’la Muhabbet gösterisinde sanatçı ve moderatör işini hakkıyla yapıyor. Biraz da izleyicinin özen göstermesi gerek
Yaşayan efsaneyle canlı kanlı sohbet
Hülya Ekşigil
Geçen günlerde adı ‘muhabbet’ olan, sahnede bir sanatçı ile bir gazeteciyi bir araya getiren ve bir salon dolusu insanı da ‘oyunun’ içine çeken farklı bir gösteri izledik. Oyuncu Metin Akpınar, gazeteci Zeynep Miraç ve izleyiciler olarak biz, ilk kez deneyimlediğimiz rollere büründük. Yönetmenliğini Selçuk Metin’in yaptığı Metin Akpınar ile Muhabbet’te sanatçı her zamankinin aksine ‘oynamak’ üzere orada değildi. Zeynep Miraç’ın sahnedeki varlığı ise bir moderatörün çok ötesindeydi. Ve izleyiciler de bu sıra dışı muhabbetin sadece tanığı değil bir parçasıydılar. Metin Akpınar hepimizin bildiği gibi bir ‘muhabbet insanı’ zaten. Sabaha kadar süren sofralarını sağır sultan bile duydu. Devekuşu Kabare yılları çok geride kalmış olsa da, salondaki hemen hemen herkes onu ‘sahnede’ izlemişti. Ama canlı, ama Youtube’dan… Ve her rolünde nasıl devleştiğini de kimse unutmamıştı. 

Su aktı, yolunu buldu

Uniq Hall’daki sahneye adım attığı andan itibaren, bin kişilik bir izleyici topluluğu tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı Akpınar. Yüzünden dalga dalga geçen mahcubiyet, şaşkınlık, gurur gibi ifadelere tanık olmak, alkışlayanı da heyecanlandıracak kadar etkileyiciydi. Koltuğuna oturup yüzünde büyük bir gülümsemeyle sohbete başladığında, ‘yaşayan efsane’ ile karşılıklı oturuyor olma duygusunun verdiği mutluluk da bütün salonu sarmıştı. Zeynep Miraç’a gelince… Daha önce yine Selçuk Metin’in yönettiği Metin Akpınar belgeseli İyi ki Yapmışım’ın senaryosu da Miraç’a aitti. Tiyatro aşığı bir gazeteci için ‘su aktı, yolunu buldu’ denebilir… Çocukluğundan beri gönlünde yanan tiyatro ateşini, hem izleyici olarak hem de o camianın içinde bulunarak harlı tutan Miraç, ona tiyatroyu ilk sevdiren sanatçı tarafından moderatör olarak seçilmişti bu akşam için. Her faniye nasip olmaz. Ama her hayal eden de hakkını veremez. Hele de ilk kez sahneye çıkıyorsanız. Heybetli bir çınarın gölgesinde kalan çiçek gibi, açamadan solmak işten bile değil! Oysa Zeynep Miraç’ın sahnedeki varlığı ‘doğduğundan beri’ oraya ait olduğu duygusunu veriyor izleyene. Yaptığı işe hakimiyeti bir an bile aksamıyor. Üstelik göz alıcı bir ‘sahne ışığı’ da var. Tiyatrocu olmak için treni kaçırmış olabilir ama, çeşitli vesilelerle onu sahnede yeniden göreceğimize eminim. 

Uyarılara rağmen... 

Sacayağının üçüncüsüne gelince… İzleyici soru-cevap kısmında bu kadar ‘amatör’ davranmasaydı, eminim bu muhabbet de amacına çok daha fazla ulaşmış olacaktı. Okullarımızda soru sormayı öğrenmeden, sadece cevap vermeye odaklı bir eğitim almanın sonuçları izleyici mikrofonu eline alınca gün gibi çıkıyor ortaya. Miraç’ın uyarılarına rağmen, özellikle gençler arasında soru sormak yerine ısrarla kendi duygularını ve anılarını anlatmaya kalkanlar da oldu, az önce dillendirilmiş bir sorunun ‘kendi versiyonunda’ ısrarcı olanlar da. Akpınar’ın anlatmış olduğu konularda gelen benzer sorular, ‘iyi bir dinleyici’ olamadığımızın da göstergesiydi.  Gösteri boyunca zaman zaman kısa bölümlerinin sahnedeki perdeye yansıdığı Devekuşu Kabare oyunları, Akpınar’ın silinmez izler bırakmış karakterleriyle hasret gidermek için çok hoş bir vesile. 16 Kasım’da üçüncü kez muhabbet edecek seyircisiyle Akpınar. Her ‘muhabbet’in bir bölümü aynı, ama diğer bölümü yeni seyircilerden gelen sorularla değişecek. Umarım bu kez izleyiciler bu derya deniz karakterin hakkını daha iyi verirler. Siyasi duruşunu hepimizin bildiği bir sanatçıya bir kez daha ne kadar Atatürkçü olduğunu söyletmek ya da meşhur sofralarının detaylarını tekrar tekrar sormaktan daha çok merak ettiğimiz bir şeyler yok mu? O dopdolu yaşamdan süzülen birbirinden merak uyandırıcı anıları ortaya çıkaracak ve ‘bilmediğimiz Akpınar’ın perdelerini aralama ihtimali olan sorular sormak daha ilginç değil mi? Üstelik böylesinin, izleyici kadar Akpınar’ı da daha çok eğlendireceğine kuşkum yok.
  • Uniq Hall, 16 Kasım