21 Aralık 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 21.05.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:15

21. yüzyılın köy enstitüleri

Uzaktan eğitim uygulamaları Türkiye’de rağbet görüyor. Kendini geliştirmek isteyenlere önemli fırsatlar sunan kurumlar, mesleki eğitimlerin ardından sertifika da veriyor
21. yüzyılın köy enstitüleri
Pınar Çıtak Koygun
Dijital hayata geçişimizle birlikte son birkaç yılda hayatımıza giren çevrimiçi eğitim uygulamalarına ilgi salgın döneminde arttı. Geniş bir yelpazede eğitim imkanı sunan uygulamalardan bazıları, kullanıcılara sertifika da veriyor. Uzmanlık eğitimlerinin yetersiz olduğunu savunanlar olsa da eğitimdeki bu yeni kulvarın önü açık görünüyor. Türkiye’de faaliyet gösteren çevrimiçi eğitim uygulamalarının yönticileri ve eğitmenleri Oksijen’e konuştu. Özgür Kızılelma (Neo Skola kurucu ortağı): Neo Skola, ‘Yeni Okul’ anlamına geliyor. Online bir eğitim metodunu geliştirmek istedik. Bugüne kadar 20 binden fazla kişiye eğitim verdik. Hedefimizde doğru bilgiyi ulaşılabilir hale getirmek ve keyifli şekilde sunmak vardı. Bir taraftan da hayalimiz, 21. Yüzyıl’ın Köy Enstitüleri olmak. Online eğitimlerde dünyada bireysel satın almalarda yüzde 10’un altında bir rakam var. Neo Skola’daki eğitim bitirme oranı yüzde 42. Bunun sebebi, her eğitimi farklı bir mekanda çekiyoruz. Örneğin şarap eğitimini bir bağda çekiyoruz. Zeytinyağı eğitimini Urla’da çektik. Günümüzde dikkat süresi az olduğu için tüm içerikleri de küçük bölümler halinde hazırlıyoruz.  Mesleki anlamda bu eğitimler sınıfta da yapılıyor. Üç saatlik bir eğitim sınıftaki iki haftaya denk geliyor. İçerik olarak bir eksiklik yok. Üniversiteler de sertifika eğitimleriyle çalışanlarını buradan karşılamayı planlıyor. 1’den 100’e ulaşmak istiyorsanız online eğitim sizi 80-90’a kadar taşıyabiliyor. Örneğin Trabzon’da bir kişi Asaf Savaş Akat’tan ekonomi eğitimini alabiliyor. Ulaşılabilir bir fiyatla bu bilgileri topluma ulaştırıyoruz.” Alp Köksal (Khan Academy Türkiye Direktörü):  "Türkiye’de bugüne kadar 22.7 milyon kişi Khan Academy’nin eğitimlerinden faydalandı. 2013’ten bu yana verilen ders sayısı 250 milyon. EBA’nın da içerik ortağıyız. Bir sene öncesine göre muazzam bir büyüme var. Pandemide 1 günde 500 bine kadar ders rakamlarına çıktık. Önemli olan çocuğun bilgiyi her gün 5-6 saat ders işlemek yerine, 1-2 saatte alıp en az 2 saat de sosyal bir ortamda destekleniyor olması diyoruz. Aktarılan bilginin kalıcı ve yararlı olması açısından bu önemli. Eğitim denildiğinde sadece bilgi aktarımı değil, bilginin beceriye dönüştürülmesi gerekir bunun için de etkileşime ihtiyaç var. Benim eğitim hayalimde, bilgiyi beceriye dönüştürmek için pekiştirici aktiviteler yapılması var. Gelecekte ‘hibrit öğrenme’ dediğimiz bir eğitim sistemi etkili olacaktır. Acil durumda acil yeterlilikler nelerdir bunu belirleyip eğitimi bunun üzerine inşa etmeliyiz.“ İpek Doyran (Nettekariyer ortağı):  “En başta online eğitime geçişte bazı ufak olumsuzluklar yaşanmış olsa da şu an internet tabanlı uzaktan eğitimin toplum tarafından kabul gördüğünü ve yaygın olarak kullanıldığını deneyimliyoruz. Üstelik kulaktan kulağa pazarlama yöntemiyle bizden memnun kalan, online eğitime karşı ön yargısı olup bunu arkadaşlarının deneyimlemesi sayesinde aşan kişiler de fazlalaştı. 60’a yakın eğitmenle 20’ye yakın sertifika programında eğitim sunuyoruz. Her grup eğitimi bitiminde öğrencilerimizi arayıp memnuniyet durumlarını soruyor, geliştirmemiz gereken yönlerimiz varsa öğrenmek istiyoruz. Katılımcı sayılarımız, ulaştığımız şehir ve hatta ülke sayıları arttı. Katılımcılarımıza çeşitli medya gereçleriyle görsel açıdan zenginleştirilmiş etkili ve güçlü bir eğitim programından mezun olma imkanı sağlıyoruz.” Ramazan Başan (Bilginet Akademi İş Geliştirme Direktörü):  Hibrit modelde eğitim sunuyoruz. İçeriğinde video, dokümanlar, canlı yayınlar ve yüz yüze grup eğitimleri var.  Eğitimlerimizin hem üniversite onaylı olması hem de İngiltere merkezli  CPDSO  tarafından akredite edilmesinin güveni artırdığını düşünüyorum. Pandemiden önce  ilgi bu kadar değildi. Eğitimlerimiz hem mesleki gelişim odaklı, hem de kişisel gelişim amaçlı. Bu nedenle başvuranlar arasında üniversite öğrencilerinden, psikologlara, ev hanımlarından avukatlara kadar herkes var.” Özgür Mumcu (Akademisyen / Yazar / Eğitmen): “Kaotik bir durumla karşı karşıyayız. Üniversite kurumunun  ciddi bir reform geçireceği düşünülebilir. Google gibi platformlar eğitim verebilir. Bu da iyi bir üniversiteden çok daha işe yarayabilir. İnsanların kendi kendini yetiştirmesi artabilir. Bazı yazılım değişiklikleriyle online eğitim platformları üniversite özelinde daha aktif hale gelmeli.” Cem Bozkuş (Barista / Eğitmen): “Kahve eğitimini 25-35 yaş arası insanlar daha çok alıyor. Evde daha iyi kahve yapmak isteyenler var. Şirket için alanlar var. İlk defa kahve dükkanı açmak isteyenler de alıyor. ‘Böyle bir işletme açacağım, kaç kişi çalışmalı?‘ diye soran da var. Tarımla ilgili konular da çok merak ediliyor. Bu tür eğitimler, meslek edinmek için bir başlangıç olabilir. Ama barista olmak için ise, sadece kahve yapmak yeterli değil.