İstanbul’da 23 Nisan’da meydana gelen 3.9 ve 6.2 büyüklüğündeki iki depremi, 100’den fazla artçı deprem izledi. Silivri açıklarında gerçekleşen depremlerin ardından akıllarda uyanan yegane bilmece ise ‘büyük İstanbul depremi’... Peki büyük depremi atlattık mı yoksa daha da mı yakınız? Etkisi azaldı mı, arttı mı? İşte cevaplar...
23 Nisan günü saat 12.13 sularında ilk depremi yaşadı İstanbul… Kandilli Rasathanesi’nin büyüklüğünü 4, AFAD’ın ise 12.19’da gerçekleşmiş ve 3.9 olarak duyurduğu, Silivri açıklarında gerçekleşen depremi, 36 dakika sonra yine Kandilli’ye göre 6.1, AFAD’a göre 6.2 büyüklüğe çıkan ikincisi izledi. Yerin 6.92 kilometre düzeyinde sığ bir noktasında gerçekleşen bu ikinci depremin ardından bir saatin içinde peş peşe sekiz deprem yaşandı. Depremler Ankara, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Edirne, Eskişehir, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova’da da hissedildi. Depremi resmi makamlara göre yaklaşık 6 saatte tam 127 artçı takip etti. Neyse ki, can kaybının yaşanmadığı deprem sonrasında ise akıllarda onlarca soru uyandı: Bu, beklenen İstanbul depremi mi yoksa beklenen İstanbul depreminin bir işaretçisi mi? Peki, şimdi neyle karşı karşıyayız? Büyük bir deprem mi kapıda? Ya da artık fay kırıldı ve depremler nihayete mi erdi? Uzmanlar, 23 Nisan depremini Oksijen’e anlattı.
6 Şubat depremlerini Prof. Dr. Naci Görür ile birlikte yaptığı çalışma sonucu öngören İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden emekli Prof. Dr. Namık Çağatay:
Büyük deprem bu fayda gerçekleşecek
“6.2 büyüklüğündeki deprem, 2019 yılında Silivri’de gerçekleşen 5.7 büyüklüğündeki depremin lokasyonuna çok yakın bir yerde meydana geldi. 6.2 büyüklüğündeki son deprem de, 2019’daki deprem de Orta Marmara sırtı diye adlandırdığımız fay parçasının üstünde yaşandı. Marmaraereğlisi’nden başlayarak Bakırköy açıklarına dek gelen yaklaşık 65 kilometre uzunluğunda bir fay bu. Bu iki deprem de fayın batı ucunda oluştu. 7 şiddetinden fazla olmasını beklediğimiz büyük deprem de maalesef bu fay hattında gerçekleşecek. Büyük deprem bu fayda gerçekleşecek diyoruz, çünkü bu fayda 1766 yılında gerçekleşen 7.6 büyüklüğündeki depremden beri sürekli stres birikiyor. 259 yıldan bu yana biriken bir stres düşünün… Bu stresin hangi noktada büyük depreme yol açacağını henüz bilmiyoruz ancak ne yazık ki şu an bilemediğimiz bir tarihte kaçınılmaz olarak büyük deprem meydana gelecek.”
“Bu depremin büyük depreme olacak olan etkilerini şöyle yorumlayabiliriz: En son yaşanan deprem stresi bir miktar boşaltmış olsa da büyük depremin zamanının şu an öne çekildiğini ya da ötelendiğini söylemek güç. Aslında bunu tespit etmek deniz tabanında fay kırığının görüntülenmesiyle mümkün. TÜBİTAK ve MTA’da bunu yapabilecek sismik gemiler var. Araştırmayla bu saptanabilir. Bu aşamada sadece şu söylenebilir: Son deprem, bir ihtimal gelecekteki büyük depremin büyüklüğünü bir nebze de olsa azaltmış olabilir.”

İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Ziyadin Çakır:
Beklenen deprem öne çekildi
“Yaşadığımız 6.2’lik deprem, Marmara’da beklenen büyük deprem değildi. Ama büyük depreme etki bağlamında konuşmak gerekirse, beklenen depremi öne çekti. Büyük depremde kırılması beklenen fayın batı ucunda gerçekleşti bu deprem. Meydana gelirken faya gerilim yüklemiş olması çok muhtemel. Kısaca söylemek gerekirse, Marmara depremi olasılığı bu depremle daha da arttı, risk daha da arttı. Yaklaşık 70 kilometre uzunluğa sahip, 1766 depreminden bu yana kırılmayan bir fay var orada. Bunun yedide ya da sekizde biri bu depremle kırıldı. 15-20 kilometrelik bir fay parçası bu depremle kırılmış olabilir.”
“Bu depremi bir alarm niteliğinde değerlendirmeliyiz. Deprem; devlete, yetkililere ve insanlara deprem tehlikesini hatırlattı. 2019 yılındaki deprem de bir uyarıcıydı, bu da bir uyarıcı. Beklenen depremde herkes bu yaşadığımızın en az 10 katı şiddetinde bir deprem hayal etsin ve artık deprem ciddiye alınsın. Depremin merkez üssü İstanbul’un merkezine hemen hemen 70 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen yaşadığımız sallantıyı düşünsün herkes. Yine 6.2 büyüklüğünde olup İstanbul’a daha yakın, örneğin Adalar fayı üzerinde bir yerde deprem gerçekleşseydi, etkileri korkarım ki çok daha yıkıcı olurdu. Tekrar ediyorum, Marmara depremi öne çekildi. Ne zaman olur, kesin konuşmak şimdilik çok zor, ama bu depremle birlikte olması gerekenden daha önce yaşanacak.”
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Hüsnü Serdar Akyüz:
Fayın tamamı kırılmadı
“Bu fayın kırılmasını, bu depremin gerçekleşmesini öngörüyorduk. Bunu önceden biliyorduk. Bu deprem bizim Orta Marmara segmenti dediğimiz fayda gerçekleşti. Bu fayın kırılmasını zaten bekliyorduk ama bu depremle fayın tamamı kırılmış değil. Tahminen 25 kilometre civarında bir kısmı kırıldı. Doğusunda bulunan ve yine kırılmasını beklediğimiz Avcılar segmenti henüz kırılmadı. Bu deprem; beklenen, maksimum düzeyde 7.5-7.6 büyüklüğünde gerçekleşecek olan depremin büyüklüğünün bir nebze azalmasını sağlamış olabilir. Fakat hem doğu hem de batıdaki fay segmentlerine ve fay parçalarına enerji yükleyerek bu parçaların kırılma zamanını öne çekmiş de olabilir.”
Uyarı niteliğinde olur
“Büyüklüğünün bir nebze azalmasının da bir sınırı var. Gelecekteki depremin büyüklüğü azalmış da olsa, yine de her koşulda Marmara’da 7 seviyesinden büyük bir deprem olacak. Umarım bu deprem hepimize uyarı niteliğinde olur. İyi ki yıkım ve can kaybı olmadı. Umarım gereken dersler çıkarılır. 7’den büyük bir deprem tehlikesi hala sürüyor ama bilim insanları olarak yıllardır hep aynı şeyleri söylemeye devam ediyoruz. Maalesef aksiyon da alınmıyor.”
Ankara Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Kaypak:
1999’dan beri en büyük deprem
“Meydana gelen deprem, beklenen deprem değil. Ama öte yandan da 1999 yılından beri İstanbul’un yaşadığı en büyük deprem. Enerji birikimi açığa çıktı ama 6.2 olarak kendini ortaya koydu. Orta büyüklükte bir deprem olarak gerçekleşti, dolayısıyla gerilimin büyük kısmının boşaltıldığı söylenemez. Bir sonraki deprem için elbette bir stres transferi yaşandı.”
“2019’daki deprem de bir stres transferi kaynağıydı bu açıdan. Bu segmentin doğusunda 1999 depreminin Adalar’a dek uzanan uç fay bölgesi yer alıyor. Batısı da Mürefte kısmı. Bunlar kırılmayan bölgeler. Dolayısıyla doğu ve batıda yer alan segmentler şimdi stres transferiyle tehlike altında denilebilir.”
“6 Şubat depremleriyle kıyaslamak gerekirse o fayda 500 yıllık bir enerji birikimi vardı, burada ise 250 yıllık bir birikimle karşı karşıyayız. O nedenle ben bu depremin üzerine 6 Şubat depremlerinde olduğu gibi art arda depremler olacağını tahmin etmiyorum. Örneğin orada olduğu gibi yaklaşık dokuz saat sonrasında yine şiddetli bir deprem gerçekleşmesini çok beklemiyorum ama çoğu şeyi söylemek için henüz erken.”

İstanbul ‘4 şiddetinde’ hissetti
Jeoloji profesörü Prof. Dr. Celal Şengör de gazeteci Fatih Altaylı’nın YouTube kanalında depreme ilişkin yorumlarını şu şekilde paylaştı: “Böyle bir deprem olduğu zaman, özellikle yanal atım fayları üzerinde ana depremin büyüklüğünün bir boy küçüğü arkasından gelir. Bu bazen bir ay sonra gelir, bazen birkaç saat sonra gelir. Şimdiki birkaç saat sonra hemen geldi. Dolayısıyla iyi davranan bir depremle karşı karşıyayız. Ne demek iyi davranan bir deprem? Yani bu deprem beklenilen bir depremdi. Depremin merkez üssü Silivri açıkları. Bu saf bir yanal atımlı fay ve tam fayın üstünde. Beklenen yerde. Şiddet ve büyüklük birbirine karıştırılıyor. Şiddet sarsıntıyı belirtiyor, yani insanların hissettiğini. İstanbul Silivri açıklarında 6.1 büyüklüğünde gerçekleşen depremi İstanbullular 4 şiddetinde hissetti. Ama Silivri civarı ve Büyükçekmece 5 şiddetinde. Orada daha çok hissedildi.”
“Fay krip (kayma) yapan yerin ucunda kırıldı. 6 büyüklüğünde bir deprem bu, 1-2 metre kayma gerçekleşmiştir. 2019 yılında olan deprem de bununla hemen hemen aynı büyüklükteydi. Ama ikisi aynı fay üzerinde değil, 2019’daki bir yan fay üzerindeydi. Şimdiki depremin derinliği 10-11 kilometre. Burada sismojenik zon son derece ince. İnce demek, direnci az demek. Dolayısıyla bizim bütün korkumuz, büyük İstanbul depreminin buradan başlaması ve batıdan doğuya doğru gitmesi. 1509 depreminde olduğu gibi bu fayların tamamı bir anda kırılır mı? 1509’da 8 büyüklüğüne varan muazzam bir deprem oluyor. Yırtmaya Bolu’dan başlıyor, Selanik’e kadar muazzam bir alanı etkiliyor. Eğer bu fayların tamamı kırılırsa 7.6’lık bir büyüklük olabilir. 7.6 büyüklüğü Maraş’ta olana yakın. İstanbul’da böyle bir şeyin olmasının neticeleri korkunç olur.”
6.2 ile 7.2 arasındaki fark
“6.2’lik depremin hemen arkasından aynı büyüklükte bir depremin olması imkansız değil, ama ihtimali düşük. Buradan sonra ne olacağını bilmek mümkün değil. Tahmin edebiliriz. Bu fay aşağı yukarı 70 kilometre. Adalar fayı da eklendiği zaman aşağı yukarı 130 kilometre civarında. 130 kilometrenin bir seferde kırılma ihtimali çok yüksek. O da büyük İstanbul depremi oluyor. Bu olduğu takdirde de belli noktalar 9, sahile paralel yerler 8 şiddetinde sallanıyor. Tarihi Yarımada aşağı yukarı 8 şiddetinde sallanacak. Tarihi Yarımada’daki yapıların büyük depremler görüp de yıkılmadığını söyleyenler var. Mesela Ayasofya yıkılamaz çünkü özellikle Mimar Sinan eklentileriyle onu piramit haline getirmişler. Ama kubbesi yıkılabilir. 1766 depreminde Fatih Camii olduğu gibi yıkılmış. 7.2’lik deprem olursa İstanbul’da şiddet olarak 6.2’liğin hemen hemen iki katı şiddetinde hissedilecek.”
“Her bir büyüklük arasındaki fark 30. 7 büyüklüğünde olan deprem, 30 tane 6 büyüklüğünde depreme karşılık geliyor. 8 olursa 900 katı demek oluyor. Yani 7.2 olması demek, büyüklük açısından bugünkünün hemen hemen 70 katı demek. Arada korkutucu bir fark var. Ne tedbir alabiliriz sorularına da diyorum ki, çok geç. Hiçbir tedbir alamayız. Biz geçtiğimiz 26 sene içinde 1999 depreminden bu yana havanda su dövdük ve hiçbir şey yapmadık.”
Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu:
Yüklenme riski dikkate alınmalı
“Mekanizma olarak bu depremde doğrultu atımlı fayın olduğunu görüyoruz. Bu tür mekanizmalarda segmentlerden birinde deprem olduğu zaman öbür segmente aktarım yaşanıyor. Dolayısıyla depremin gerçekleştiği segmentten diğer segmentlere bir yüklenme yaşanması riski söz konusu. Ayrıca Marmara’nın tarihinde birbiri ardına yaşanan depremler de var. Örnek vermek gerekirse, 1855 yılında Bursa’da ilk olarak 7.5 büyüklüğünde gerçekleşen depremden bir ay sonra, 7 büyüklüğünde bir başka deprem daha gerçekleşmişti. 6 Şubat depremlerinde bu ardışık depremlerin saatler içerisinde yaşandığını gördük.”
“Orada deprem ayrı pozisyonda yer alan iki farklı fayda deprem meydana gelmişti. Marmara’da risk daha büyük çünkü burada aynı doğrultu üzerinde bulunan ve birbirini etkileme olasılığı da daha fazla olan bir mekanizma var. 6.2 büyüklüğündeki deprem, büyüklüğü 7’yi aşacak depreme yönelik bir alarm niteliğinde. Bilim insanları 1999’dan bu yana durmadan büyük depremin geldiğini söyledi. Önlem almak, hazırlıklı olmak için bolca vaktimiz vardı. Hiçbir şey yapılmadı.”
“Depremin gerçekleştiği Silivri’nin doğusunda bir segment daha var. 1999 fay hattı kırığının geride bıraktığı Adalar-Silivri doğrultu hatlı fay mekanizması, bu depremden yüklenmeye maruz kalmış olabilir. Depremin 6.2 büyüklüğünde gerçekleşmiş olması dahi çok büyük şans. Bu sayede yıkım olmadı ama büyüklük mesela 6.5 civarında olsaydı İstanbul adına bugün çok başka şeylerden bahsedebilirdik.”
“Tarihteki ardışık depremler bize bazı şeyleri gösterse de bundan sonraki depremin ne zaman olacağına dair kesin tarih vermek spekülatif bir tartışma olur. Ama büyük depremin kesin olarak gerçekleşeceğinden eminiz. 7’nin üzerinde bir büyüklüğe sahip olacak, meydana geleceği nokta da belli. Tam da bu segment. O zamana kadar ne kadar önlem alacağız, ne kadar hazır olacağız, önemli olan bu.”
İBB Ulaşım Daire Başkanlığı, İstanbul’da 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimali üzerinden yola çıkarak,6 Şubat depremlerinde yaşanan sorunları da inceleyerek bir çalışma yürüttü. Yapılan çalışmada yaşanma olasılığı yüksek aksaklıklar şöyle sıralandı:
- İstanbul’da 1. derece, 2. derece ve 3. derece acil ulaşım yolları bulunuyor. Olası depremde binaların yıkılması sonucu 1. derece 17, 2. derece 169 acil ulaşım yolunun kapanma riski var.
- İl genelinde yaklaşık 5 bin adet köprü, viyadük, üst ve alt geçit var. 606’sı 1. derece acil ulaşım yolları üzerinde yer alıyor ve 449’u iyi, 125’i orta, 32’si ise kötü durumda.
- İstanbul’da toplamda 124 adet itfaiye istasyonu bulunuyor. Deprem anında yüzde 14.5’ine göreceği zarar ya da oluşacak enkazlar yüzünden ulaşılamayacağı tahmin ediliyor.
- İstanbul’daki 4 bin 69 sağlık kurumu bulunuyor, ancak enkaz yüzünden yolların kapanması durumunda 5.942 yatak kapasitesine sahip 72 sağlık kurumuna ulaşılamama riski ortaya çıkıyor.
- AFAD tarafından belirlenmiş olan 5 bin 636 toplanma alanı bulunuyor. Ancak olası bir depremde bunların 216 tanesi, 785 yapının yıkılması sonucu kullanılamaz hale gelebilir.
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden emekli Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan
Bu depremle bir enerji boşalması oldu mu?
Aşağı yukarı Hiroşima’ya atılan atom bombasına yakın bir enerji boşaldı. Yerin altında yaklaşık 7 ila 10 kilometre boyunca bir kırık oluştu.
Kırık nerede oluştu?
Şöyle ki, biz Kuzey Marmara fayında iki kolun kırılmasını bekliyoruz. O kollardan bir tanesi İstanbul kolu, İstanbul’un tam önünde. Yaklaşık olarak Kınalıada’dan itibaren başlıyor, Büyükçekmece’ye kadar geliyor. Diğer kol da Büyükçekmece’den başlıyor, Şarköy’e kadar gidiyor. İşte bu Trakya kolu. Dolayısıyla bugünkü deprem Trakya kolunun üzerinde oldu. Daha önce yaptığım açıklamalarda Silivri ile Marmaraereğlisi’nin tam sınırında deprem olacak, denizin 7 ila 12 kilometre derinliğinde meydana gelecek demiştim… Tam da söylediğim yerde oldu.
Bu deprem için, büyük depremin öncüsü diyebilir miyiz?
Bu azımsanmayacak bir büyüklükte ana bir deprem ve burada bir gerginlik birikiminin olduğunu gösteriyor. Bu ana deprem daha sonra gelecek büyük depremin habercisi. Yani jeofizik açısından büyük depremin kesin bir biçimde nerede olacağı, nasıl bir işleyiş göstereceği ve nereleri etkileyeceği konusunda bize tam olarak bilgi verdi.
Her şey bu denli açıksa büyük deprem nerede olacak?
Büyük deprem de aynı yerde, aynı odakta meydana gelecek. Silivri ile Marmaraereğlisi’nin tam sınırında, kıyıdan 15-20 kilometre açıkta, yerin yaklaşık 7 ila 13 kilometre kadar derinliğinde...
Peki ne zaman? Siz hep ileri bir tarih veriyordunuz.
Daha önceki söylemlerimde değişiklik olmadı. Bu ana depremin ardından daha büyük bir deprem gelir demek bir hayal ürünü olur. Bunu kimse söyleyemez. Marmara fayının kırılabilmesi için 6 milyar gigatonluk bir gücün birikiyor olması gerekiyor. Böyle bir birikim yok.
Peki 6.2’lik deprem 7.2’lik depremin olmasını geciktirir mi?
Hayır geciktirmez. Sadece onun belirtisini verir bize.
Yakına çeker mi?
Hayır, yakına da çekmez. Bu tek başına olan ana bir deprem. Gelecek depremle ilintili mi derseniz, evet ilintili.
Biraz kafa karıştırıcı. Bu bir ana deprem ama gelecek depremle ilintili diyorsunuz...
6,2’lik depremin öncüsü 4 büyüklüğünde olan deprem. Daha sonra meydana gelen 4.9 ve 4.1 büyüklüklerindeki depremler de 6.2’nin artçı depremleri. Ama büyük İstanbul depremi farklı bir olay. O yine aynı yerde olacak ama daha büyük olacak.
Sizin beklentiniz ne yönde?
2045-2065 arası olacak diyorum.
Peki 6 Şubat’ta olduğu gibi üst üste iki deprem olma olasılığı var mı İstanbul’da?
Bunu söylemek zor. Ama ben böyle bir beklenti içinde değilim.
Yani bu deprem artçılarla beraber sönümlenir mi?
Hayır. Böyle bir şey olmaz. Küçük depremler büyük depremlerin olmasını engellemez. Ama ana deprem gelmeden önce büyüklüğü 4, 5, 6’ya varan öncü depremler olacaktır. Bu ana bir deprem, ama beklenen büyük deprem değil. Bu depremle bir boşalma yaşandı ama asıl büyük gerilimi boşaltmak için yeterli değil. Büyük depremi tetiklemez…
Gebze Teknik Üniversitesi’nden Jeofizik Mühendisi Doç. Dr. Savaş Karabulut
Orta Marmara segmenti niçin bu kadar önemli ve riske açık?
Marmara Denizi’nin içinde, doğu kısımda yer alan Yalova, Gebze gibi hatların kabuğu daha sağlam. Ayrıca 1999 depreminden sonra da Silivri’ye, daha doğrusu Orta Marmara segmentine ufak ufak ekstra yük biniyor. 2019 yılında 4.6 ve 5.7 büyüklüğünde gerçekleşen Silivri depremleri, bu yüke bir örnek. Kumburgaz fayı da dediğimiz bu çukur, aynı zamanda en az 7.2 büyüklüğünde beklediğimiz büyük depremin meydana geleceği öngörülen yer. 1999 depremiyle birlikte bu faya 1-2.2 bar arasında değişen bir stres bindi. 250 yılda birikmesi gereken enerji, 1999 depremi nedeniyle 45 saniyede birikti. Biriken stres barı, şu anlama geliyor: Bir fayda yaklaşık 30 barlık bir Coulomb gerilimi biriktiği zaman, o fay kırılıyor. Şimdi gerçekleşen depremde de Orta Marmara segmenti, yani Kumburgaz fayı, 1766’dan bu yana enerji ve stres biriktiriyor.
Bu fay bütünüyle kırıldığı takdirde ne olacak?
65 kilometrelik Kumburgaz fay kolu kırılırsa 7.2, doğusundaki 45 kilometrelik Adalar fayı kırılırsa 7; iki fay da aynı anda kırılırsa 7.6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelecek. Buradaki asıl soru, 6.2’lik bu deprem, bir öncü deprem mi yoksa bağımsız bir mekanizma mı?
Peki, bu deprem hangisi?
2019 yılında aynı yerde yaşanan depreme baktığımızda doğudan batıya bir stres transferi görmüştük. Şimdi batıdan doğuya bir stres transferi var gibi duruyor. Ya bu fayın yalnızca bir parçası kırıldı ve hafif artçı depremlerle sona erecek ya da bu deprem minimum 7.2 büyüklüğünde beklenen büyük depremin öncü depremi olacak.
Eğer artçı depremlerle sona erecekse, rahatlamalı mıyız?
Şunu söylemek gerekir ki, 6.2’lik deprem gibi orta seviyedeki depremler de, muhtemel daha büyük seviyedeki depremler de, beklenen 7.2 büyüklüğündeki depremi daha da öne çekiyor. Marmara’nın tarihine baktığımızda da maalesef bu şekilde bir döngü görüyoruz.
Nasıl bir döngü var Marmara’nın sismolojik tarihinde?
250 yılda bir yaşanan büyük depremler döngüsü var. Orta Marmara segmentindeki son büyük deprem, 259 yıl önce 1766’da yaşandı. Ve bir diğer örüntü de şu: 1509 depreminde de, 1766 depreminde de art arda 7 büyüklüğünü aşan depremler meydana geldi. Halihazırda Marmara’da 7’nin üstünde dört deprem daha bekliyoruz, bunların ne kadarı karada, ne kadarı denizde gerçekleşecek, bunu henüz bilmiyoruz.