03 Eylül 2025, Çarşamba
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 10.07.2025 21:25 | Son Güncelleme: 10.07.2025 23:52
Makaleyi sesli dinle • 16:42

Adana'da 'Zeydan Karalar'a özgürlük' mitingi | Özgür Özel: Asla ve asla bu darbeye teslim olmayız

Adana'da düzenlenen 'Zeydan Karalar'a özgürlük' mitinginde konuşan CHP lideri Özgür Özel, "Asla ve asla bu darbeye teslim olmayız. Bu işin sonunda artık zenginlerin değil garibanların döneminin başlayacağı, bakan evlatlarının değil vatan evlatlarının sözünün geçeceği günleri göreceğiz" dedi
Adana'da 'Zeydan Karalar'a özgürlük' mitingi | Özgür Özel: Asla ve asla bu darbeye teslim olmayız
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın tutuklanmasını protesto için 'Başkanlarımıza Özgürlük' sloganıyla bir miting düzenledi. Uğur Mumcu Meydanı'ndaki mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

"Adana'nın yiğit evlatları, mert evlatları, yüreğinde vatan sevgisi, Atatürk sevgisi olan güzel insanları. Hepiniz hoş geldiniz. Hepimize geçmiş olsun. Burada büyük bir haksızlığın karşısında haklının yanında, Adana'nın iradesinin yanında durmak için, Adana gibi başkan Zeydan Karalar'a, Kadir Aydar'a, Oya Tekin'e sahip çıkmak için hoş geldiniz.

"Görüyor musun Zeydan Başkan, 250 bin hemşehrin sahip çıkıyor sana"

Dün o haksız karardan sonra burada miting kararı aldık. Dediler ki bir günde o meydan dolmaz. O meydan bu haliyle ancak Ferdi Tayfur'un tarihi konserinde doldu, başka türlü dolmaz. Görüyor musun Zeydan Başkan, 250 bin hemşehrin sahip çıkıyor sana. Adana evlatlarına sahip çıkıyor, iradesine sahip çıkıyor. Kumpaslara itiraz ediyor. Helal olsun Adana'ya, helal olsun Çukurova'ya.

19 Mart günü, sabahın erken saatlerinde, bir gün önce 30 yıllık diplomasını iptal ettikleri Ekrem Başkanın kapısına dayananlar bir darbeye kalkıştılar. Darbe iktidara, yönetene yapılır. Bu darbe öyle bir darbeydi ki İstanbul'un yerel seçimde seçtiğine ama esas milletimizin takdiriyle bir sonraki cumhurbaşkanına darbeye kalkıştılar. Öyle olunca biz de kalktık, darbenin hedef aldığı merkeze, Saraçhane'ye gittik. Orada yedi gün yedi gece, önce yüz binlerle... Ama öyle kolay değildi. Biz Saraçhane'ye çağırınca vapurları bağladılar, metroları kapattılar. Beş günlük yasak getirdiler. Ama Saraçhane'de ilk akşam 110 bin kişi, ikinci akşam 200 bin kişi, üçüncü akşam 550 bin kişi, dördüncü akşam 1 milyon 200 bin kişi olduk. Ekrem Başkana, İstanbul'a sahip çıktık, darbeyi geri püskürttük. 

"Ey Erdoğan, görüyor musun Adana'yı"

Şimdi bugün, o darbenin üzerinden 118 gün geçtikten sonra o darbeyi yapanlar sadece İstanbul'la yetinmediler. Artık Adana'nın da Adıyaman'ın da Antalya'nın da İzmir'in de iradesine göz diktiler. Çünkü onlar kendisini yenenler istemiyorlar. Adil bir yarış yapmaktan korkuyorlar. Zeydan Başkandan korkuyorlar. Öyle olunca biz de bu akşam buradan onlara gösterelim dedik, el mi yaman bey mi yaman, darbeciler mi üstün millet mi üstün. İstanbul'daki bir avuç darbeciye karşı işte Adana'nın iradesi. 'Adanalıyık, Allah'ın adamıyık' diyenler burada. Birileri Cumhurbaşkanını kandırmış. Demiş ki üç sağlam savcım, üç hakimin, üç tane de yalancı şahidim, iftiracı gizli tanığım var. Bunlarla bunları un ufak ederiz, alaşağı ederiz. Televizyondan yayınları basarız, iftirayı basarız, seçimleri alırız. Ama iş öyle değil, kazın ayağı öyle değil, Adana'nın iradesi öyle değil. Ey Erdoğan, görüyor musun Adana'yı, görüyor musun Adanalıların başkanlarına sahip çıkışını?

"Bakan evlatlarının değil vatan evlatlarının sözünün geçeceği günleri göreceğiz"

Artık asla ve asla bu darbeye teslim olmayız. Bu darbeye direnecek miyiz, Zeydan Başkanı buraya getirecek miyiz? Ben size güveniyorum ve bu işin sonunda ülke için, Adana için en çok da ezilenler için, kimsesi olmayanlar için, yoksullar için, emekliler için, emekçiler için iyi olacağını, artık zenginlerin değil garibanların döneminin başlayacağı, bakan evlatlarının değil vatan evlatlarının sözünün geçeceği günleri göreceğiz.

Zeydan Karalar 67 yaşında ama 27 yaşında olandan hızlı koşan, çalışkan, sabah güneşle kalkan, batınca eve varan, bütün gün Adana için çalışan bir evladınız, kardeşiniz, ağabeyiniz. Seyhan'da bir dönem, iki dönemdir Adana Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan Zeydan Karalar'ın belki avukatları söylediyse biliyor ama ben duyunca gırtlağım düğümlendi. Bu meydan nasıl doldu bu kadar, 250 bin kişiyi kim getirdi, nasıl getirdi. Dediler ki Adana başka bir şehir, bütün minibüslerin üzerinde şöyle yazıyor, 'Zeydan Başkan pandemide, depremde sen vardın yanımızda, kim gelecekse bu akşam senin yanına bedava'. Bir şehir ayağa kalkmış. Adana ayağa kalkmış. Evlatlarına, iradesine sahip çıkmak için ayağa kalkmış. STK'lar, meslek örgütleri, dernekler, vakıflar... Zorlamadan, çağırmadan, organize etmeden, sadece mitingi duymuşlar, oradayız dediler, koştular geldiler. Teşekkür ediyoruz. Sendikalara, diğer siyasi partilere teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız, iyi ki birlikteyiz. Hepimiz biliyoruz ki kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. 

"Eğer bir adamın arkasında nikahını kıydığı 20 bin çift varsa onu yenemezsin"

Bu meydan nasıl bu kadar doldu diyenlere bir şey daha söyleyeyim. Olmadık bir şey olmuş, sosyal medyada bir paylaşım büyümüş, büyümüş, büyümüş. Gösterdiler, gördüm. Diyorlar ki, kim istediyse gitti nikahını kıydı, bir gecede 11 nikah kıyardı. Şimdi buraya nikâhını kıydıkları koşup gelmiş. Ey Tayyip Erdoğan, eğer bir adamın arkasında nikahını kıydığı 20 bin çift varsa sen onu yenemezsin.

"11 yıl geriye gidip iftira attırıyorlar"

Zeydan Başkan niye İstanbul'da niye Silivri'de? Zeydan Başkanı bin kilometre öteye niye götürdüler? Bundan 11 yıl önce, 2014 yılında Zeydan Başkan, Seyhan Belediye Başkanı oldu. AK Parti'den aldı belediyeyi. AK Partili belediye çöp ihalesini bir şirkete vermişti. Zeydan Başkan, önceki dönemde yapılmış ihaleden çöp toplayanların, fatura kesip getirenlerin ödemelerini yaptı, ne eksik ne fazla. Hak ettikleri gün hak ettikleri kadar. Ne zaman sözleşme bitti, bir daha yenilenmedi. Ancak bu savcı, saldıracak ya, kişiye bakıyor, 11 yıl önce Seyhan ile çalışmış. Geliyorlar, başkana iftira attırıyorlar. AK Parti'nin verdiği ihalenin parasını ödüyor. O ihaleyi yapan AK Partiliye ne verilmiş, bilmiyoruz. Paralarını ödemiş, günü gelince de göndermiş. Sonra, bir daha da onlarla çalışmamış. O dönem, denetlenmiş, aklanmış. Adana Büyükşehir'e gelmiş, seçmişsiniz, görev yapmış. 5 yıl denetlenmiş, aklanmış. Bu sefer rekor oyla seçmişsiniz. 11 yıl geriye gidip iftira attırıyorlar.

Bir iftiracıyla tutukladıkları Zeydan Başkan'ın işte eşi burada. Nuray ablam, öğretmen. Nuray Hanım, Adana'da devlet okulunda 32 yıldır maaşla çalışıyor, hala devlet memuru, her sabah derse gidiyor. Bu kadının kocası mı yapmış yolsuzluk. Orada Melih Gökçek var, oğlunu biliyor musunuz? Melih Gökçek'in oğlu var, bozuk tohum. Gitmiş baklava kutusu yaptırmış, millete ahlak dağıtıyor. Senin partinin Başbakan Yardımcısı, Meclis Başkanı Bülent Arınç, 'Ankara'yı parsel parsel sattın' demiş, senin kursağından geçen her lokmada şaibe var, utanmadan sıkılmadan millete laf ediyor bozuk tohum. Bir yanda paçasından pislik akan bozuk tohum 600 milyonluk villa yaptıracak. Devlet memurunun kocasına rüşvet diyeceksin, irtikap diyeceksin. Yazıklar olsun.

İşi Adana, gücü Adana, böyle çalışan birisine utanmadan attılar iftira. Biz de geldik sahip çıkmaya Zeydan Başkana. Seyhan'da Oya Tekin'i bir iftiracının söyledikleriyle tutukladılar. Oya Başkanımın evlatları burada. '15 yaşında oğlum var, bari ev hapsi verin' dedi. Diğer yandan Ceyhan'ın gencecik evladı, Ceyhan'ın kaderi, Ceyhan'ın Kadir'i var. Kadir Aydar görevini yaparken, kimselere geçit vermezken onu da bir iftirayla Ceyhan'dan koparmaya çalıştılar. Kadir Başkanımın ailesi burada. Kadir'e sahip çıkacağız. Adana'nın bin kilometre ötede cezaevinden bizi izleyen evlatlarına selam olsun. Buraya gelerek, bu fotoğrafı çektirerek çok şey söylüyorsunuz.

"Bir partide işler kötü gidiyorsa faturayı iletişimcilere keserler"

Karşımızda bir organize suç yapısı, ellerinde bulundurdukları bütün yetkilerle acımasızca saldırıyorlar. 19 Mart'tan beri hatta geçen sene 9 Ekim'de Ankara'dan İstanbul'a yollandığından beri, Ahmet Özer Başkanımızı aldığından beri saldırıyorlar, iftira ediyorlar. Biz de onlara karşı yüreğimizle bileğimizle, bu otobüsle, mikrofonla meydan meydan geziyoruz ve derdimizi millete anlatıyoruz. Anketlerde milletin yüzde 25'i bilemedin yüzde 30'u ona, yüzde 70'i bize inanıyor. Böyle olunca dün akşam İletişim Başkanını değiştirdiler. Eğer bir siyasi yapıda, bir partide işler kötü gidiyorsa faturayı iletişimcilere keserler. Fahrettin Altun gitti, TRT'yi değiştirecek, Anadolu Ajansı'nı değiştirecek, RTÜK'ü değiştirecek çünkü diyorlar ki 'Bütün televizyonlar bizde, gazeteler bizde, çarşaf çarşaf manşet bizde, gece yarısı 12'ye kadar bizim ekranlarda iftira atanlar... Onların altında bir otobüs, onlarla birlikte 2,5 kanal, biri kapalı, biri açık. Ama yine de millet onlara inanıyor.' Ben bu milletin ferasetine, yüreğine ve bu iftiracılara karşı evlatlarına sahip çıkacağına hep inandım, görüyorum ki millet arkamızda. Erdoğan'ın arkasında gizli tanıklar, Amerikan Devleti Trump, İsrail, bizim arkamızda millet var, Adana var, Türkiye var.

"Trump'a, Netanyahu'ya güvenme, Ali Dayı yenecek seni"

Adanalı Ali Dayı'yı anlatacağım. Ali Dayı demiş ki, 'Ben Ramazanoğullarının torunlarından Ali. Çok kuşaktır Çukurova'da tarım yaparız. Zeydan'ı 45 derece sıcakta asfaltın başında gördüm, sel basan yerde çizmesiyle çamurun içinde gördüm. Şimdi Zeydan'a iftira etmişler, mahpus etmişler. Biz Adana'da güneşe dayanırız, sıcağa dayanırız, iftirayı gölge etseler geçip de altında durmayız, Zeydan'ın arkasında dururuz.' Tayyip Erdoğan, Trump'a güvenme, Netanyahu'ya güvenme, Ali Dayı var ya Ali Dayı. Ali Dayı yenecek seni, Zeydan Karalar yenecek seni. Ekrem İmamoğlu yenecek seni. 

"Diplomasızı evine yollayacağız"

Ekrem Başkan üniversite arkadaşlarıyla 11'e 11 maç yapabilir. 100 tanesini çağırıp iftar verebilir, sabahleyin 70'iyle kahvaltı yapabilir ama Erdoğan, bir üniversite arkadaşıyla bir sabah kahve içip fotoğraf atabilir mi? Oturup tavla oynayacak bir üniversite arkadaşı var mı? Çıkmadı. Milletin diplomasını sorgulayan Erdoğan'ın diplomasını sorguluyorlar. Her yola başvuruyoruz, davalar açıyoruz, Ekrem Başkan'ın helal yollarla aldığı diplomasını geri alacağız, bu diplomasızı da evine yollayacağız.

Bu ülkede her şeyi TÜİK belirliyor. Enflasyon yüzde 80, 40 diyor. Tayyip Erdoğan zamları buna göre veriyor hatta beklenti enflasyona göre veriyor, milletin cebine girmesi gereken paranın pek azı giriyor. 80 yaşında kıymetli bir amcam demiş ki, 'Bu TÜİK, kul hakkı yiyor'. TÜİK, kul hakkı yiyor, ona emir veren Tayyip Erdoğan. Bütün emeklilerin, bütün emekçilerin, bütün memurların hakkını yiyor. O hakkın hesabını ondan hep birlikte soracağız. Asgari ücret 22 bin TL. Geçim olmuyor. 30 bin 250 TL istiyoruz, kanun teklifini verdik bekliyoruz. Emekliye seyyanen zam verildi geçen sene, tutmadılar. Seyyanen zam için kanun teklifini verdik, bekliyoruz. Emeklileri açlık sınırının altında süründürüyorlar. Her emekliye bir asgari ücret verilmesi gerekir, kanun teklifini verdik, bekliyoruz. AK Partililer ise tatile gitmeyi bekliyorlarmış. Meclis, milletin kanayan yarasını kapatmak için var. Yaraya merhem olmak için var. Yaraya tuz basmak için değil. Milletin yarasına tuz basan AK Parti, tatile girip kendini tuzlu sulara gömecekmiş. Yazıklar olsun size. Bu meclis kapanmadan derhal emekliye sahip çıkmalıdır.

"3T’nin arkasındayız"

Bir yandan etrafımıza ateş çemberi diyeceksin, iç cephe güçlü olmalı diyeceksin, iç cepheyi güçlendirelim diyeceksin, diğer yandan elinden gelen kötülüğü muhalefet partilerine, onların başkanlarına yapacaksın. Biz bu haksız tutuklamalardan, uzun süren tutukluluktan, bir türlü yazılmayan iddianameden, atılan iftiralardan şikayet ediyorduk. Aylardır söylüyoruz. Osmaniye'nin evladı Devlet Bahçeli nihayet dün çıktı dedi ki, 'Bu kadar uzun tutukluluk olmaz, iddianameler yazılmalı, Özgür Özel'in dediği yapılmalı'. Ne diyor Özgür Özel? Biz evlatlarımıza, başkanlarımıza güveniyoruz. Siz de iftiracı savcınıza güveniyorsanız, yayını açın, yargılamaları TRT'den canlı yayınlayın. Devlet Bey böyle deyince ayrı düşmemek için Tayyip Bey de yarım ağızla, 'İyi olur' demiş. Mecliste kanun teklifimiz var. Meclis kapanmadan kanunu çıkartalım. Çünkü iftiradan yıldık, yalandan bıktık. Namusumuza, şerefimize, haysiyetimize yapılan bu saldırıyı geri püskürteceğiz. Hodri meydan. İşte o zaman herkes beyazı da siyahı da görecek. Biz 3T’nin arkasındayız. Terörsüz ve demokratik Türkiye, tutuksuz yargılanma, TRT’den canlı yayın.

"AK Parti'nin üyeleri korkmasın, zulmedenler, hırsızlar, yolsuzlar korksun"

Adana’dan bütün Türkiye’deki AK Parti üyelerine sesleniyorum. Bir partiye oy veren, üye olan korkmasın. Ne zaman pişman oldun, bizim yanımızdasın, başımızın tacısın. Erdoğan’ı yolladığımızda, emekli maaşı bir asgari ücret olduğunda, CHP’liye de öyle AKP’liye de öyle. Asgari ücret 30 bin lira olsa CHP’li de doyacak, MHP’li de doyacak. Hal böyle olunca kimse korkmasın. Bunların zulmedenleri korksun, hırsızları korksun, yolsuzları korksun. Hepsinden hesap soracağız. Ama AK Parti’nin üyelerini bağrımıza basacağız. Onlar korkmasın. Onlar oy versinler, hep birlikte kurtulacağız. Ama bu yoksulluğu, bu zulmü, bu yalnızlığı, bu işsizliği hep beraber bitireceğiz.

"2 Kasım'da sandığı istiyoruz"

Buradan sonra artık nereye çağrılırsak koşmanın, yan yana durmanın, kol kola girmenin, omuz omuza mücadele etmenin, bu iktidarı değiştirmenin, iktidara gelmenin zamanıdır. Hazır mısınız? Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin birinci partisi. Güya yenilmez Erdoğan. Girdiği her seçimi kazanan Erdoğan, girdiği son seçimi kaybetti. Ama ona karşı kaybetmeyen birisi var. Beylikdüzü’nü AK Parti’den alan, 31 Mart 2019’da Binali Yıldırım’ı yenen, seçim elinden alınınca, çalınınca ceketi çıkaran, gömleği sıvayan, Haziran’da bir daha kazanan, 800 bin farkla kazanan, beş yıl hizmet edip şimdi 1 milyon 100 bin farkla kazanan Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu geliyor. Ve bunun için ona engel olmak için her şeyi yapan Erdoğan’ın oyları yüzde 30’un da altına düştü. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Yüzde 29’la seni orada oturtmam, seni orada oturtmam. Yüzde 29’la orada oturamazsın. O yüzden 2 Kasım Pazar günü sandığı istiyoruz ve sesleniyoruz hep birlikte. Ey Erdoğan; ben milletim, ben milli iradeyim. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.”