Muğla’nın Milas ilçesinde yer alan Akbelen Ormanı’nda, Limak Holding ve IC Holding‘in iştiraki YK Enerji tarafından işletilen Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’nin kömür sahasını genişletmek için Temmuz 2024’te ağaç kesimine başlanmış, bölge halkı ve doğa savunucularının direnişine rağmen yüzlerce ağaç yok edilmişti. 12 Mart Salı günü ise Akbelen Ormanı’nın çevresinde yer alan 190 parsellik arazinin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ‘acele’ kamulaştırıldığına dair cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete’de yayınlandı.
2 bin 24 dönüm linyit madenciliğine açıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 12 Mart gecesi çıkan karara göre 122’si İkizköy Mahallesi, 64’ü Çamköy Mahallesi, 4’ü de Karacahisar Mahallesi’nde olmak üzere 190 parsel, linyit madenciliği için kamulaştırıldı. Bu, tarım arazi ve zeytinliklerin bulunduğu, toplamda 2 bin 24 dönüm arazinin IV. grup madenlerden linyit madeni sahası olarak kullanılacağı anlamına geliyor. Ayrıca kararla birlikte, Akbelen Ormanı da tamamen maden sahası içinde kalıyor.
İkizköylüler ve çevre aktivistleri karara tepki gösterirken “Köylülere yapılan baskılara dur demek için her gün dinamitlerin patladığı Akbelen’deyiz” başlığıyla çağrıda bulundu ve 17 Mart günü ‘Akbelen’de Büyük Buluşma’ düzenleneceğini açıkladı.
“Muğla’yı talana terk etmeyeceğiz!”
Bodrum Belediye Başkanı ve CHP Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ahmet Aras ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tüm bilimsel raporlarda Akdeniz Havzası'nda iklim krizinden en çok etkilenecek ülke olarak Türkiye ifade edilmektedir. Muğla ise kıyı şeridinde en çok etkilenecek şehirlerin başında geliyor. İklim krizinin çözümü için fosil yakıtlardan çıkmamız, doğamızı korumamız, ağaçlandırmayı arttırmamız gerekiyor. Bu temel gerçeğe rağmen, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Muğlalıların görüşü alınmadan, savaş koşullarında geçerli olması gereken ‘acele kamulaştırma’ kararı ile zeytinliklerin de olduğu geniş bir bölge kömür madenciliğine açılmıştır. Muğlalıları ve doğayı yok sayan bu kararın yanlış olduğunu, bu karara karşı hukuki süreçlere katkı vereceğimizi beyan ederim. Muğla'yı talana, ‘ben yaptım oldu’culuğa, iklim krizine neden olan anlayışlara terk etmeyeceğiz!”
“Cumhurbaşkanından kararın gözden geçirilmesini talep ettim”
AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Aydın Ayaydın da Akbelen’de 190 parselin kamulaştırılması ile ilgili olarak açıklama yaptı. Enerjiye ihtiyacın yerli kaynaklarla sağlama konusundaki hassasiyeti makul bulduğunu ancak Muğla için tarımın, doğaya saygılı sürdürülebilir turizmin de çok değerli olduğunu söyleyen Ayaydın “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan nezdinde girişimde bulundum ve kararın gözden geçirilmesini talep ettim. Umuyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda kamulaştırmadan etkilenecek hemşehrilerimize yardımcı olacak ve desteklerini esirgemeyecektir” dedi.
Akbelen’de ne olmuştu?
Akbelen Ormanı, dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin imzasıyla Muğla Milas’taki iki termik santrale kömür sağlamak amacıyla 2020 yılında Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’ye (YK Enerji) devredilmiş, özelleştirme kararı sonrası bölgede ağaçların kesildiğini iddia eden İkizköylüler, duruma itiraz ederek Akbelen'de nöbet tutmaya başlamıştı.
İkizköylüler, Orman Genel Müdürlüğü'ne karşı Muğla 1. İdare Mahkemesi'nde yürütmeyi durdurma davası açmış, Temmuz 2021'de ise Akbelen Ormanı’nda yaklaşık yüz ağaç kesilmişti. İkizköylülerin ve çevre aktivistlerinin protestoları sonrası ağaç kesimi durmuştu. Ancak 1 Mart 2022'de Resmi Gazete'de yayımlanan, Maden Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmelik ile “elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetleri” kapsamında, Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’nin kömür sahasının genişletilmesine izin verildi.
Sonra binlerce ağaç katledildi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bu kararıyla birlikte 24 Temmuz 2023'te ağaç kesimi yeniden başladı, köylüler ve doğa savunucularının tüm direnişine rağmen binlerce ağaç kesildi. Bu süreçte jandarma ağaç kesim alanının çevresinde barikat kurdu, ormandaki nöbet alanına zaman zaman seyyar tuvalet ve su tankerleri alınmadı, hatta gözaltına alınanlar oldu. İkizköylülerin ormanlarını korumak için verdikleri mücadele ise tüm bunlara rağmen yaklaşık dört yıldır devam etti.
